Berkay Apsalmış: AKP, iktidarı devretmeme provasını yargı üzerinden yapıyor
Siyaset Bilimci Berkay Apsalmış, Türkiye'de yargının siyasallaşmasına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. 'AKP, CHP'yi yargı sopasıyla yıpratıyor. Bu, sandık yenilgisinden önce devretmeme provasıdır.' dedi.
(YOZGAT) – Türkiye siyasetinde yargı ve iktidar ilişkisine yönelik tartışmalar yeni bir boyut kazandı. Yozgatlı siyasetçi ve siyaset bilimci Berkay Apsalmış, yaptığı açıklamada “AKP, iktidarı devretmeme provasını yargı eliyle yapıyor.” ifadesini kullandı. Apsalmış’a göre iktidar, hukukun üstünlüğü yerine yargısal denetimi siyasi araç haline getirerek muhalefeti baskı altına alıyor.
“Yargı artık hukukun değil, iktidarın güvenlik kalkanı haline geldi. Belediye başkanları, gazeteciler, akademisyenler aylarca iddianamesiz tutuklu kalıyor. Dosyalar, adalet için değil, siyasetin takvimi için açılıp kapanıyor. Bu, hukukla meşrulaştırılmış otoriterliğin yeni biçimidir.”
“CHP Kurultay davası bir demokrasi testi”
Apsalmış, 24 Ekim’de görülecek CHP Kurultay davası hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
“Bu dava, sadece bir partinin değil, Türkiye’de siyasetin kurumsal bağımsızlığının testidir. Eğer bir partinin kurultayı bile yargı eliyle şekillendiriliyorsa, seçim güvenliğinden de yönetim meşruiyetinden de söz edilemez.”
Apsalmış, bu sürecin Türkiye’de siyasetin geleceği açısından kritik bir eşik olduğunu belirterek, “Artık mesele bir kurultay değil, demokrasinin sınırıdır.” dedi.
“Yargı, muhalefeti kontrol etmenin aracı haline geldi”
Apsalmış, yargı süreçlerinin giderek daha fazla siyasal amaçla kullanıldığını vurguladı.
“Kimin gözaltına alınacağı, hangi davanın hızla sonuçlanacağı artık hukukla değil, iktidarın politik gündemiyle belirleniyor. Tutukluluk cezaya, iddianame ise propaganda aracına dönüştü.
Bu, iktidarın seçim öncesi muhalefeti etkisizleştirme stratejisidir.”
Ona göre bu durum, yargının güvenilirliğini zayıflatırken toplumda da “adalet duygusunun çöküşünü” hızlandırıyor.
“Devletin tarafsızlığı kayboldu, kurumlar direnç gösteriyor”
Apsalmış, Türkiye’de devlet kurumlarının tarafsızlığını yitirdiğini ve bu durumun olası bir iktidar değişimini zorlaştırabileceğini söyledi.
“CHP veya başka bir muhalefet partisi sandıktan birinci çıksa dahi, karşısında partizan reflekslerle çalışan bir devlet yapısı bulacaktır.
Bürokrasi ve yargı uzun süredir siyasal bağlılık temelinde işliyor.
Sandığı kazanmak, devleti kazanmak anlamına gelmiyor.”
Apsalmış, kalıcı değişimin yalnızca kurumların yeniden tarafsız hale gelmesiyle mümkün olacağını belirtti.
“Toplum tarafsız adalet arıyor”
Apsalmış, toplumun adalet beklentisinin giderek büyüdüğünü vurguladı.
“Vatandaş artık yargı kararlarına değil, siyasetin yönüne göre konuşuyor. İnsanlar yeniden tarafsız mahkemelere, özgür basına ve adil bir yönetime inanmak istiyor. Adaletin olmadığı bir ülkede ne huzur olur ne de güven.”
“Yargıdaki belirsizlik ekonomiye de zarar veriyor”
Apsalmış, yargıya duyulan güvensizliğin sadece siyasal değil, ekonomik etkiler yarattığını söyledi.
“Bir ülkede hukuk güvenliği yoksa, yatırımcı da gelmez.
Yargının siyasallaşması ekonomiyi doğrudan etkiler.
Bugün yaşanan ekonomik belirsizliğin en önemli nedeni, adaletin güven kaybıdır.”
“Türkiye normalleşmek zorunda”
Apsalmış açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Türkiye’nin yeniden normalleşmesi, adaletin siyasetten kurtarılmasıyla mümkün olur. Yargı siyasetin değil, toplumun güvencesi olmalıdır.
Sandık elbette önemlidir ama yetmez; güçlü kurumlar olmadan demokrasi ayakta kalamaz. Gerçek değişim, hukukun üstünlüğüyle başlar.”
Apsalmış’a göre Türkiye’nin yeniden normalleşmesi, adaletin siyasetten kurtarılmasıyla başlayacak. Gözler şimdi 24 Ekim’deki CHP'nin Kurultay davasında.