Gazeteciler yine sanık kürsüsünde: "Biz her dönemin olağan şüphelisiyiz"
Saraçhane eylemlerini takip ettikleri için yargılanan 8 gazeteci İstanbul Adliyesi'nde hâkim karşısına çıktı. Savunmalarda 'Gazeteci olduğumuzu bilmiyorlar mı?' tepkisi yükseldi. Duruşma 27 Kasım'a ertelendi.
(İSTANBUL) – İstanbul Adliyesi bugün bir kez daha basın özgürlüğü tartışmalarına sahne oldu. Saraçhane eylemlerini takip ettikleri için haklarında dava açılan gazeteciler, avukatlar ve gençler üç ayrı mahkemede hâkim karşısına çıktı.
Davanın merkezinde, “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşe katılmak” suçlamasıyla yargılanan 8 gazeteci vardı.
“Gazetecilik suç değildir”
62.Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, gazeteciler Kurtuluş Arı, Gökhan Kam, Hayri Tunç, Emre Orman, Ali Onur Tosun, Yasin Akgül, Zeynep Kuray ve Bülent Kılıç savunmalarını yaptı.
Gazeteciler, Saraçhane’deki eylemi haber amacıyla takip ettiklerini, herhangi bir slogan atmadıklarını ya da eyleme katılmadıklarını vurguladı.
Foto muhabiri Gökhan Kam, “Gazetecilik refleksiyle oradaydım. Fotoğraf çekmek dışında başka bir amacım yoktu” derken; Hayri Tunç, “Eylem yasak olsa bile gazetecilik yapmak suç değildir” ifadesini kullandı.
“Bizler her dönemin olağan şüphelisiyiz”
Gazeteci Zeynep Kuray ise duygusal bir savunma yaptı:
“Yıllardır sokaklarda gazetecilik yapıyoruz. Önce Twitter hesabımı kapattılar, sonra bizi susturmaya çalıştılar. Gözaltında ‘serbestsiniz’ dediler, yarım saat sonra tutuklandık. Eğer her şey talimatla yürüyecekse, neden kapıda ‘Adalet mülkün temelidir’ yazıyor? Bizler her dönemin olağan şüphelisiyiz.”
“Elimde mikrofon varken başka ne yapabilirim?”
Now TV muhabiri Ali Onur Tosun, “Elimde mikrofonla haber yapıyordum. Tek kare fotoğrafla tutuklandık. Bu fotoğrafta hiçbir şey görünmüyor, çünkü suç yok” dedi.
Tosun’un avukatı Rengin Geçen ise mahkeme salonunda dikkat çeken bir çıkış yaptı:
“İddia makamı, 11 yıldır ana akım medyada haber yapan müvekkilimin gazeteci olduğunu ispat edememiş. Akşam 19:00’da Now TV’yi açsınlar, görecekler.”
“Bu fotoğrafla mı suç işlenmiş?”
Gazeteci Yasin Akgül, “15 yıldır foto muhabiriyim. Çektiğimiz fotoğraflar sistemlerde mevcut. Polislerin çektiği videolardan alınmış bir kareyle suçlanıyoruz. Bu kadar basit olmamalı” dedi.
Akgül’ün avukatı Kemal Kumkumoğlu da “Müvekkilim kadraja bakarken görüntülenmiş. Bu dava, gazeteciliğin yargılandığı davadır” diyerek beraat talebinde bulundu.
Mahkeme beraat taleplerini reddetti
Savcı, “maddi unsurların oluşmadığı” gerekçesiyle beraat taleplerinin reddini istedi ve dosyanın esas hakkında mütalaa hazırlanması için kendisine gönderilmesini talep etti.
Mahkeme, beraat taleplerini reddederek duruşmayı 27 Kasım saat 10.00’a erteledi.
Saraçhane dosyasında gençler de yargılanıyor
Aynı gün, Saraçhane eylemleriyle ilgili ikinci dava da 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolarda gözaltına alınan 42 kişiden 13’ü tutuklanmış, 35’i hakkında “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, 7’si hakkında ise “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dava açılmıştı.
Savcı, gençlerin iddianamedeki suçlamalar doğrultusunda cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, sanıklara savunmalarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı 23 Ocak’a erteledi.
“Adalet mülkün temelidir” yazısı altında yargılanıyorlar
Basın meslek örgütleri, davaları “ifade özgürlüğüne darbe” olarak nitelendiriyor.
Gazetecilerin savunmalarında sık sık dile getirdiği “Adalet mülkün temelidir” vurgusu ise bugünün ironisi haline geldi.
Gazeteciler, “Haber yapmak suç değildir. Bu, tarihe not düşme mesleğidir” diyerek adliyeden ayrıldı.
Türkiye’de gazeteciler bir kez daha haber yaptıkları için yargılanıyor.
Peki, adalet bu kez kimin yanında duracak?
Kaynak: ANKA