CHP'li Bankoğlu, Amasra maden faciasında hayatını kaybeden 43 madenciyi TBMM'de andı: Mahkeme salonlarında adalet de göçük altında kaldı

TAKİP ET

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Amasra maden faciasında hayatını kaybeden 43 madenciyi anarak, "Mahkeme salonlarında adalet de ne yazık ki göçük altında kaldı, adalet de karardı. 43 madencimiz şehit oldu, 43 aile dağıldı ama suçlular 43 can başına neredeyse birkaç ayla, birkaç yıl bile sürmeyen cezalarla kurtuldular. Hangi hukuk, hangi vicdan, hangi adalet bunu kabul eder? Hala madencinin değil, koltuğun ve yandaşın korunduğu bir sistem var bu ülkede" dedi.

(TBMM) - CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Amasra maden faciasında hayatını kaybeden 43 madenciyi anarak, "Mahkeme salonlarında adalet de ne yazık ki göçük altında kaldı, adalet de karardı. 43 madencimiz şehit oldu, 43 aile dağıldı ama suçlular 43 can başına neredeyse birkaç ayla, birkaç yıl bile sürmeyen cezalarla kurtuldular. Hangi hukuk, hangi vicdan, hangi adalet bunu kabul eder? Hala madencinin değil, koltuğun ve yandaşın korunduğu bir sistem var bu ülkede" dedi.

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, 3 yıl önce Bartın'ın Amasra ilçesinde Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü'ne bağlı maden ocağında gerçekleşen ve yeraltındaki 110 işçiden 43'ünün ölmesiyle sonuçlanan faciaya ilişkin TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz aldı.

Kürsüye bir hoparlör ile çıkarak Genel Kurul'a madende yaşanan patlama sonrası çalan uyarı sirenini dinleten Bankoğlu, şöyle konuştu:  

"3 yıl önce tam da bugün Amasra maden ocağında yüzlerce madenci bu sese tanık oldu. Bu siren, 43 madencimizin duyduğu son ses oldu. 43 canımızı, 43 madencimizi yerin yedi kat altındaki karanlığa gömdünüz ama o karanlık sadece yerin altında değildi. O karanlık, göz göre göre gelen bir cinayete sessiz kalan bir yönetimin içindeydi. Sayıştay raporları, uzmanlar, odalar, hepsi uyarmıştı. Metan gazı değerleri tehlikeli seviyede, havalandırma yetersiz, sistem alarm veriyor, madenciler, ‘Ölüm geliyor’ demişti ama bu uyarılar Ankara’da koltuklarda oturanlara hiç ulaşmadı, hiçbirisi umursamadı çünkü bu ülkede ‘İşçiyi feda et ama yandaşını koru’ anlayışı bir yönetim politikası haline geldi.

3 yıl önce Amasra’da yaşanan bir iş kazası değildir, yaşanan göz göre göre gelen bir cinayettir. Defalarca uyarılmış, defalarca raporlanmış, defalarca dile getirilmiş bir faciadan ‘kader’ diyerek sıyrılan sorumsuz bir zihniyetin sonucudur. Amasra’daki karanlık, liyakat yerine torpili, denetim yerine kayırmayı, insan hayatı yerine karı seçen bir düzenin sonudur. Faciadan sonra yine aynı senaryo, yine aynı tiyatro... Tam 12 duruşma oldu ve bu süreçte gerçek sorumlulara hükümetiniz, bu iktidar kalkan oldu. Bakanlıklarınıza dokunmadınız, kamu görevlileri başta olmak üzere soruşturma izni dahi vermediniz. Mahkemede 43 canın ölümüne neden olanların tamamı değil, sadece Amasra müessesesindeki birkaç isim yargı önüne çıkarıldı. Üst sorumlulara dokundurtmadınız, kalkan oldunuz, onları yargı önünden kaçırttınız. 43 insanın canı sanki bir idari hataymış, bir form eksikliğiymiş gibi bir de bu üst sorumlulara görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı. En üst cezayı alsalar bile yatarı yok. Bu mudur adalet, bu mudur 43 canın hayatını kaybetmesinin sonucu?

"Hala madencinin değil, koltuğun ve yandaşın korunduğu bir sistem var bu ülkede"

O gün ocağa inen 43 madenciden her biri evinden çıkarken son kez ailesine, eşine, çocuğuna sarılmıştı. O akşam 43 ocağın ışığı söndü, şimdi o evlerde bir sandalye hala boş. Anneler 3 yıldır mezarlığa gidip toprağı okşuyor. Aileler her gece aynı kabusla bu siren sesini duyuyorlar. Biz, bu acının, bu cinayetin telafisinin olmadığını biliyoruz. Mahkeme salonlarında adalet de ne yazık ki göçük altında kaldı, adalet de karardı. 43 madencimiz şehit oldu, 43 aile dağıldı ama suçlular 43 can başına neredeyse birkaç ayla, birkaç yıl bile sürmeyen cezalarla kurtuldular. Hangi hukuk, hangi vicdan, hangi adalet bunu kabul eder? Bugün hala el üstünde tutulan, duruşmaya dahi getirilmeye tenezzül edilmeyen bürokratlar var. 43 canın asli sorumlusu olanlar, EYT’den emekli edilen bürokratlar var. Hala madencinin değil, koltuğun ve yandaşın korunduğu bir sistem var bu ülkede. 3 yılda ne bir yüzleşme, istifa bile etmediler. Bir yüz kızarması yok. Bu Meclis’te utanmadan, ölen barutçu madenci şehidimizi bile suçladınız. Bilin ki artık bu düzen çökmektedir ama biz, bu cinayetin üstünü örten her gücü, her yalanı teşhir etmeye devam edeceğiz. Kapattığınızı sandığınız bu davalar, gün gelecek yeniden açılacak çünkü bu mücadele sadece Amasra’nın değil, Türkiye’nin adalet mücadelesidir ve bu cinayetleri ‘kader’ diyerek meşrulaştıranlara asla sessiz kalmayacağız.”