Ödemiş'teki orman yangınında kırsal mahallelerde birçok ev kül oldu... "Her şeyimizi kaybettik"

TAKİP ET

Ödemiş'teki orman yangınında kırsal mahallerde evler ve zeytin bahçeleri yandı, mahalle sakinleri hükümetten destek bekliyor.

HABER: FATİH ÖZKILINÇ / KAMERA: KERİM UĞUR

(İZMİR)- Ödemiş'teki orman yangınında kırsal mahallerde evler ve zeytin bahçeleri yandı, mahalle sakinleri hükümetten destek bekliyor.

İzmir’in Ödemiş ilçesi Tosunlar Mahallesi’nde 2 Temmuz günü başlayan ve rüzgarın etkisiyle geniş bir alana yayılan orman yangını, Karadoğan ve Işık mahallelerinde büyük yıkıma yol açtı. Evlerin, zeytin bahçelerinin, hayvan yemlerinin küle döndüğü yangında çok sayıda vatandaş canını zor kurtardı. Yangından etkilenen vatandaşlar ANKA Haber Ajansı’na konuştu.

“68 yaşındayım, hayatımda böyle bir yangın görmedim”

Karadoğan Mahallesi’nde doğup büyüdüğünü belirten Ahmet Türk, yangının zeytinliklerinin yandığını ağlayarak şu sözlerle anlattı:

“68 yaşındayım hayatımda hiç böyle yangın görmedim, çok korktuk. Dört tane zeytin bahçem yandı. Çok nadir kaldı. Ne diyeceğimi bilmiyorum… Çok zor. Gelirim oydu. Hanımın ayağı sakat. Tek başımayım, çok zor. Allah kimseyi böyle mağdur etmesin. Çok korktuk, zor kurtulduk yangından. Zor kaçtık. Vallahi ben hiç hayatımı böyle yaşamadığımdan korktum. Kendimizi zor kurtardık. Devlet geliyor ama hakkından gelemedi. Allah beterinden korusun. Evimizde hasar yok çok şükür. Ama dört tane zeytin bahçem gitti. Motor kasam, yemler, turşular yandı. Zaten hayvanım da az beş altı hayvan ancak bakabiliyoruz. Hepsine ben bakıyordum. Zeytin, yağ satıyorduk o da bundan sonra olmayacak artık. Allah’a şükür emekli aylığımız var ama yetmiyor. Emekli aylığım olsa ne olacak? Elektrik, su, telefona ancak yetiyor. Her şey pahalı. Yaşamak zor. Köyde de olsan ihtiyacın oluyor.”

“Söndürmediler, seyrettiler”

Yangında her şeyini kaybettiğini söyleyen Ülviye Karakaş ise müdahalede geç kalındığını savunarak tepkisini dile getirdi:

“Her şeyimizi kaybettik. Bir andı gitti her yanımız. Hayvanlarımızın samanları, yemleri hepsi yandı. Dolaplarımızın, evlerimizin her yakası yandı. İtfaiyeler gelseydi bu insanlar gelseydi bizim evimiz yanmayacaktı. İki kere yandı bizim evler. Söndürmediler, seyrettiler.”

Yangın sırasında mahallede olduğunu belirten Karakaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Biz hayvanlarımızla zor kaçtık. Kendi canımızı zor kurtardık. Hayvanlarımızı, kendimizi kurtardık. Evlerimizi her şeyimizi bıraktık gittik. Evimizi yarısı yanmış yarısı kalmış. Hükümet eksiklerimizi karşılasın. Biz buradan bir yere gidemeyiz. Bizim öyle anlı şanlı eşyamız yok. Tarlam, evim yok. Biz bu evlerde yaşıyoruz. Biz buradan başka bir yere gidemeyiz. Devlet destek olsun.”

“Sadece seyrettim”

Evi yanan Ahmet Kesen ise köyün boşaltılmasının ardından evine döndüğünde manzarayı şöyle anlattı:

“Yangın olduğunda jandarma köyü boşalttırdı. Boşalttırdıktan sonra yangın başladı. Köyümüzün üzerini zaten görüyorduk. Yangından sonra geldim baktım, ev yan komşunun evinden tutuşmuş. Ondan sonra yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Köyün içinde de kimse yoktu. Sadece seyrettim. Çok büyük bir zararım var. 600 litre yeni bu yılın zeytinyağı vardı, 200 litre da geçen senenin yağı vardı. Onlar yandı. Kendim gündüz götürdüğüm bir ağaç motoru. Bir zeytin makinesi biraz eşya traktörün içine attım. Bunlara götürdüm dışarıya. Biraz da yemeklik yağımdan kattım. Bu kadar. Geri kalanı yandı.”

Kesen, “Bu kadar yıkımı bizim kaldırmamıza imkan yok” diyerek şöyle devam etti:

“Herkes kara kara düşünüyor kardeşim. Devlet bizi ne yapar? Elimizden tutacak mı? Bu kadar yıkımı bizim kaldırmamıza imkan yok. Şimdi altı yedi köy birden yandı. Tarlaya gidecek yeri de yok? Adamın tarlası da yandı. Evi de yandı. Bazı arkadaşların hayvanları da yandı. Dozercisi de yatalak hastası da yandı. Şimdi bu adam neyle uğraşsın? Geçinmesi çok zor.”

“Alevler 20 dakikada buradaydı”

Işık Mahallesi’nden İbrahim Demir de yangının hızla mahalleye ulaştığını şöyle ifade etti:

“Komşunun ev komple yandı. Yapacak bir şey yok. Halimizi görüyorsunuz. 18:30 civarı 20 dakikada alevler Köseler köyünden buraya geldi. Önünde durulmaz. Komuşunun evi bizim bahçemiz yandı. Yapacak hiç bir şey yok. Ot, çöp olmadığı ve boşluk olmadığı için bizim ev kurtuldu. Adamın evinde bir şey kalmadı ne varsa yandı. Yangın hala devam ediyor.”

“Borçlular var, çocuk okutan var, ziraatın hali ortada”

Zeytin bahçesi yanan Macit Berber ise “Benim zeytin bahçem yandı, başka hasar yok. Onlar bir şekilde olur ama evi yananlar daha sıkıntılı olacak. Biz iki, üç sene zeytinden bir şey beklemeyiz. Onlar yine bir şekilde kendini toparlar. Köyümüzün çok hasarı oldu. Böyle büyük yangın görmedik. Devlet ailelerin durumuna göre yardım etmesi lazım. Kimisinin bir şekilde maddi durumu iyi. Borçlu olanlar var. Bankaya borçlu olanlar var. Genç nesilden mesela yatırım yapmışlar, bunların borçlarının ertelenmesi lazım. Bizim hadi emekliliğimiz var bir şekilde başımızı kurtarırız. Ama çoluk çocuk var okuyor. Emeklisi yok ziraattan geliri. Ziraatın hali belli" dedi.