Saadet lideri Arıkan: Gerçeklerle yüzleşin, halk geçinemiyor
Saadet Partisi lideri Mahmut Arıkan, enflasyonun halkı ezdiğini söyleyerek Cevdet Yılmaz'ın 'Avrupa'nın 4. ekonomisi olacağız' sözlerine sert çıktı. Medyadaki baskılardan, Gazze'deki ateşkes ihlallerine ve bütçe tartışmalarına kadar dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İşte detaylar…
(ANKARA) – Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yeni Yol Grup toplantısında yaptığı konuşmada enflasyonun halkın belini büktüğünü belirterek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın “Tahminlerimiz gerçekleşirse Avrupa’nın 4. büyük ekonomisi olacağız” sözlerine tepki gösterdi. Arıkan, TÜİK’in yüzde 32,87 olarak açıkladığı enflasyonun, halkın yaşadığı gerçeklerle örtüşmediğini söyledi.
Arıkan, “Bazı kalemlerde yıllık değişim oranlarına bakın; gıdada yüzde 34,87, giyimde yüzde 50,06, kirada yüzde 66,28, eğitimde yüzde 70,57, ulaşımda yüzde 46,85 artış var. Bu rakamlar, TÜİK’in hesabına yanaşamıyor bile. Asgari ücretli bir aile bu tabloyla nasıl baş edecek? Emekli bir baba evladına nasıl gelecek vaat edecek?” diye sordu.
Enflasyon baskısı ve geçim çıkmazı
Arıkan, ekonominin yönetilemediğini savunarak, “Türkiye üretici kimliğini kaybetti. Cevizi Çin’den, mercimeği Kanada’dan, buğdayı Ukrayna’dan alacak hale geldik” dedi. Üretim azaldıkça dış borç faizinin arttığını, yeni vergilerle bu yükün millete yüklendiğini dile getirdi.
İktidarın bütçesini eleştiren Arıkan, “Ballı ihaleleri finanse etmek için vergiler artıyor, seçim ekonomisinin faturasını millet ödüyor. Bu bütçede adalet yok, bu bütçede eşitlik yok” ifadelerini kullandı.
Medya üzerindeki baskılar
Saadet lideri, konuşmasının bir bölümünde medya özgürlüğüne de değindi. “Gerçeği yazmak cezalandırıldığında, yalan ödüllendirilir. Türkiye’de yaşanan tam olarak budur” dedi. Arıkan’a göre, iktidar medyayı iki yolla kontrol altına alıyor: ekonomik baskılar ve siyasi baskılar.
Ekonomik baskılar arasında reklam kesintileri, cezalar ve adaletsiz reklam dağıtımı olduğunu belirten Arıkan, TMSF’ye bağlı şirketlerden iktidar yanlısı kanallara verilen reklam süresinin 14 milyon 810 bin saniyeyi aştığını, muhalif kanallara ise “sıfır” saniye ayrıldığını söyledi.
Gazetecilik suç gibi gösteriliyor
Arıkan, “Gazetecilik faaliyetleri suçmuş gibi gösterilmeye başlandı. Gerçeği yazmak cezalandırılırken, yalanlar ödüllendiriliyor. Özgürce çalışan gazetecilerin yeniden kalem tutacağı günler için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Gazze’de ateşkes ihlalleri ve garantör eleştirisi
Gazze konusunda da sert konuşan Arıkan, İsrail’in 200’den fazla ateşkes ihlali yaptığını belirtti. “Bu nasıl ateşkes, bu garantörler nasıl garantör?” diyerek ABD, Katar, Mısır ve Türkiye’yi eleştirdi.
Arıkan, ABD’li büyükelçi Tom Barrack’ın “Türkiye ve İsrail yakında ticaret anlaşması yapabilir” sözlerine tepki göstererek, “Bu sözler sömürge valisi edasıyla söylenmiştir. Türkiye, ne eş başkan ne garantör sıfatıyla bu plana dahil olmalıdır. Bilakis bu plana müdahil olmalıdır” dedi.
Büyük Ortadoğu Projesi ve Sudan uyarısı
Arıkan, Hazar Denizi’nden Akdeniz’e uzanan “hizalanma” söyleminin bir planın parçası olduğunu belirterek, “Bu planın adı Büyük Ortadoğu Projesi’dir” dedi. Türkiye’nin bu projede edilgen değil, yön verici bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti.
Sudan’da yaşanan çatışmaları da aynı planın devamı olarak değerlendiren Arıkan, “Sudan’daki vahşet, altın ve nadir elementlere yönelik emperyalist iştahın sonucudur. Kaybeden yine o topraklarda yaşayanlardır, kazanan emperyalizm ve Siyonizm’dir” dedi.
Komisyon süreci ve adalet beklentisi
Arıkan, “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”na dair süreci değerlendirirken, “Bir yıldır katkı veriyoruz ama iktidardan umut artıran tek bir bilgi bile alamadık. Somut plan, hedef, yol haritası yok” dedi.
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen tutuklu ve hükümlülerin durumunda değişiklik olmadığını vurgulayan Arıkan, “Emekçiler, emekliler, öğretmenler, KHK’lılar, öğrenciler, kadınlar ve üreticiler hâlâ duyulmuyor” diye konuştu.
Gençlik, çeteler ve kaybolan umut
Arıkan, işsizlik ve umutsuzluğun gençleri suça ittiğini söyledi. “Kalem tutması gereken eller, silah tutuyor. Okul yerine cezaevine giden evlatlarımız var. Bu ülkenin çocukları ya çetelerin eline düşüyor ya da karanlık sokaklara” dedi.
İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunan Arıkan, “Kaç çocuk suça sürüklendi değil, neden sürüklendi? Kaç çete var değil, nasıl büyüdü? Bu sorulara cevap verilmedikçe tehlike büyüyor” ifadelerini kullandı.
Asgari ücret ve emekçinin geçim savaşı
Arıkan, “Asgari ücretli tasarrufu bırakın, faturalarını bile ödeyemiyor. Emekliler geçinemiyor. Üstüne bir de tamamlayıcı emeklilik adı altında kesinti dayatılıyor” dedi.
Sendikaların masadan kalktığını hatırlatan Arıkan, “İşçinin ne istediğini bilmek için sendika raporuna gerek yok. Market rafları ortada, faturalar ortada. Emeği yük değil, değer olarak görmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Bütçe maratonu ve adalet çağrısı
Arıkan, bütçe görüşmelerinin başladığını hatırlatarak, “Bütçe, bir iktidarın kimden yana olduğunu gösteren en net belgedir. Bu bütçede adalet, kardeşlik ve eşitlik olmalı. Günü kurtarmak değil, toplumsal barışı inşa etmek hedeflenmeli” dedi.
Saadet lideri, “Gerçeklerle yüzleşmeden refah sağlanamaz. Emek, adalet ve özgürlük eksenli bir Türkiye mümkündür” sözleriyle konuşmasını tamamladı. Gözler Ankara’ya çevrildi.
Kaynak: Haber Merkezi