Trabzon'un yerel tatları, Ortahisar'da tanıtıldı

TAKİP ET

Ortahisar Belediyesi tarafından düzenlenen 'Trabzon: Bir Şehir Günleri' programının üçüncü gününde, Akoluk Köy Ürünleri Pazarı ve Kahvaltı Yeri'nde geleneksel tatların sergilendiği, Trabzon'un mutfak zenginliklerinin öne çıktığı, geleneksel pazarların öneminin anlatıldığı etkinlikler düzenlendi. Belediye Başkanı Ahmet Kaya, 'Kendi toprağımızdan yetiştirdiğimiz mis gibi ürünlerimizi, onlardan hazırlanan yöresel lezzetlerimizle bir planlama dahilinde mutfaklar oluşturulabilir. Bu turizme de katkı sağlayacaktır' dedi.

(TRABZON) - Ortahisar Belediyesi tarafından düzenlenen “Trabzon: Bir Şehir Günleri” programının üçüncü gününde, Akoluk Köy Ürünleri Pazarı ve Kahvaltı Yeri’nde geleneksel tatların sergilendiği, Trabzon’un mutfak zenginliklerinin öne çıktığı, geleneksel pazarların öneminin anlatıldığı etkinlikler düzenlendi. Belediye Başkanı Ahmet Kaya, “Kendi toprağımızdan yetiştirdiğimiz mis gibi ürünlerimizi, onlardan hazırlanan yöresel lezzetlerimizle bir planlama dahilinde mutfaklar oluşturulabilir. Bu turizme de katkı sağlayacaktır” dedi.

Başkan Kaya’nın öncülüğünde düzenlenen “Trabzon: Bir Şehir Günleri” programının üçüncü gününde, Akoluk Köy Ürünleri Pazarı ve Kahvaltı Yeri’nde çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi.

Programa Başkan Kaya ve eşi Tuba Kaya, CHP Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz, Belediye Meclis Üyesi ve Toprak Ana Kadın Kooperatifi Yöneticisi Sibel Alemdaroğlu, Gola Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği Başkanı İrfan Çağatay Aleksiva ve Başkan Yardımcısı Refika Kadıoğlu, dernek üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

Pazarda satış yapan üreticileri ziyaret ederek tek tek sohbet eden Başkan Kaya, daha sonra pazarda kurulan kahvaltı sofrasında konuklar ile birlikte kahvaltı ederek geleneksel lezzetleri deneyimledi.

Açık Hava Sohbetleri’nde yöresel lezzetler ve tatlar anlatıldı

Günün ilk etkinliğinde “Yeni Nesil, Eski Sofralar: Z Kuşağı Neden Yerel Tatlardan Uzak” söyleşisinde Trabzon Gastronomi Derneği Başkanı ve Avrasya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emre Murat, katılımcılar ile birlikte geleneksel lezzetlerin aktarımının azalmasının nedenlerine cevap aradı.
Köy ile bağın azalmasıyla geleneksel lezzetlerden de uzaklaşıldığını kaydeden Murat, kadının çalışma hayatına girmesiyle daha pratik yemeklerin önceliklenmesinin bu duruma neden olduğunu belirtti.

Şefler Rabia Güner ve Orhan Yağız Sürül ise yöresel lezzetlerden simiranın yapımını ve yeni nesil sunum örneğini gerçekleştirdi. Geleneksel lezzetlerin Z kuşağının ilgisini çekebilecek yeni nesil sunum tekniklerinin önemine işaret edildi.

Geleneksel pazarların önemi vurgulandı

Günün bir diğer etkinliğinde ise yemek kültürü yazarı Nazlı Pişkin ve Gola Derneği Başkanı İrfan Çağatay Aleksiva, "Geleneksel Pazarın Önemi" başlıklı söyleşide dinleyicilerle bir araya geldi. Pişkin, geleneksel pazarların doğuşu ve bölgedeki özelliklerinden bahsederek yöresel üretimin yerel ekonomideki önemine değindi. Aleksiva, Ortahisar Belediyesi'nin kurduğu Kent Mutfağı ve Kent Lokantası'nın yöresel tatların sofralara ulaşmasında önemli bir görev üstlendiğini dile getirdi.

Söyleşinin sonunda Başkan Kaya, konuşmacılara teşekkür ederek hediye verdi.

Açık hava sohbetleri programlarına katılan Başkan Kaya, Gola Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği ile yaklaşık bir yıldır çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Trabzon: Bir Şehir Günleri etkinliğimiz de, Gola Derneği'mizle birlikte yürüttüğümüz proje kapsamındaki buluşmanın, bir yansımasıdır. Bunun için Refika Hanım ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Çok duyarlılar, bölgemize dair değerlerimizin, kültürel mirasımızın ortaya çıkması ve kültür politikalarımızın şekillenmesine dair çok değerli çalışmalar yapıyorlar. Bu çalışmalarda Ortahisar Belediyesi olarak bizleri de paydaş yaptıkları için kendilerine teşekkür ediyorum. Ayrıca İstanbul Kültür Sanat Vakfı'mıza ve Marmara Belediyeler Birliği'mize de çok değerli destekleri için teşekkür ediyorum. Bu ve benzeri etkinlikleri, gelecek yıllarda hep birlikte planlayacağız ve sonuçlarını da alacağız.”

Müzik dinletileri, konserler ve performansların yer aldığı çok eğlenceli bir etkinlik planladıklarını ancak Türkiye'nin gündemi dolayısıyla bu eğlence programlarını iptal ettiklerini hatırlatan Kaya, “Bugün, iki, güç gündür süren bir etkinlikler dizisinin son buluşmalarını gerçekleştiriyoruz. İçerisinde müzikler, halk oyunları, görsel sanatlar, yöresel dansların da bulunduğu çok daha renkli ve eğlenceli programlar yapmayı planlıyorduk, fakat orman yangınları ve yangınlarda hayatını kaybeden şehitlerimiz nedeniyle birçok programımızı iptal etmek zorunda kaldık. Umarım önümüzdeki dönemlerde, daha güzel günlerde, hep birlikte bir araya geliriz” diye konuştu.

Trabzon’un unutulmaya yüz tutmuş yöresel lezzetlerinin gün yüzüne çıkarılması gerektiğini dile getiren Kaya, bunun kentin turizmine de ciddi katkılar sağlayacağının altını çizerek konuşmasını, şöyle sürdürdü:

“Unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerimizin gün yüzüne çıkarılması lazım”

“Trabzon’da, yöresel lezzetlerimizin gün yüzüne çıkarılmasını istiyoruz. Az önce hocam konuşmasında, ‘simira’ dedi, ben bunu hiç bilmiyorum. Hocam Z kuşağının bunları bilmediğini söyledi ama biz de bilmiyoruz. Yöresel lezzetlerimizin pişirildiği, servis edildiği, pazarlandığı yerler olsa, biz de buralara gider, bu lezzetleri tadardık, bilirdik. Ben yöresel lezzetleri çok seviyorum. Önüme en lezzetli yemekleri koyun, yanına da bizim yöresel lezzetleri koyun, ben yöresel lezzetlerden taraf olurum. Çünkü bunlara kolay kolay ulaşamıyoruz. Çocukluğumuzda her birimizin sofrasında olan, annelerimizin ninelerimizin yaptığı o birbirinden lezzetli ürünleri artık bulamıyoruz. Hep hazıra alıştık, artık hep belli şeyleri yiyoruz. Açıkçası bu kolaycılığa hepimiz kapıldık ama kendi toprağımızda yetiştirdiğimiz mis gibi ürünlerden yapılan bu yöresel lezzetleri bulabileceğimiz yerler olsa gidip bu lezzetleri tadarız. Bu konuda bir adım atılmalı, bir çalıştay yapılmalı ve bir planlama dahilinde bu ürünlerin hazırlandığı mutfaklar açılmalı, buna ihtiyacımız var. Yöresel lezzetlerimizin turizme de çok önemli katkıları olabilir, bakın pazarda Umman’dan bir ailemiz gelmiş geçen geldiğimde İngiliz bir aile vardı, dünyanın her coğrafyasından insanlar bölgemize ilimize geliyor, açıkçası onlara farklı alternatifler sunabilmeliyiz. Bu turizme, şehrimize çok değerli katkılar yapabilecek bir potansiyel içeriyor.”

Kırsalda yaşayan insanların üretimden koparılarak şehirlere akın ettiğini, bunun üretimi azaltırken insanları da hazırcılığa alıştırdığını kaydeden Kaya, uzun vadede sürdürülebilir olmayan bu durumun üretimle tersine çevrilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Herkesi üretimin bir parçası haline getirmek istiyoruz”

“Ben köy çocuğuyum, köyde doğdum, büyüdüm. Bununla da gurur duyuyorum. Köy demek, üretim demektir. Köyde duran insan, toprakla, hayvanlarla meşgul olur, bir şey üretmek ister. Fakat insanlar köylerden koparıldıktan ve şehre akın ettikten sonra, yumurtayı, lahanayı, marulu marketten alan köylüler oluştu. Köyde oturup da bunları üretmeyen insanlar oluştu. Bu sürdürülebilir değildir, bunu tersine çevirmek, bütün insanlarımızı üretimin bir parçası haline getirmek zorundayız. Bunun için de bir yerden başlamamız lazım, çünkü kötüye gidiyoruz. Hazırcılıktan vazgeçip insanları üretime teşvik etmemiz, üreten insanların da ürünleri pazarlayabilmesini ve bunlardan gelir elde edebilmesini sağlayacak politikaları oluşturmamız lazım.”

“Köy ürünleri pazarlarımızın sayısını artıracağız”

Ortahisar Belediyesi olarak, ilçede üretimin artırılmasına yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirten Kaya, “Bu doğrultuda Akoluk Köy Ürünleri Pazarımızı yaptık, bizden önce yapılmış olan Kireçhane Köy Ürünleri Pazarımız vardı, orayı da rehabilite ettik. Şimdi de Yeşilova ve Kavala Köy Ürünleri Pazarlarını da açacağız, Pazar günleri vatandaşlarımızın buluşacağı bir yer haline getireceğiz. Böylece Ortahisar’ımızda dört ayrı noktada, Köy Pazarlarımızı ve Köy Ürünleri Kahvaltı yerlerimizi vatandaşlarımızın, misafirlerimizin hizmetine sunacağız” dedi.

Bölgede karayemiş, kokulu üzüm gibi spesifik ürünler bulunduğunu hatırlatan Kaya, ekonomik açıdan da son derece değerli olan bu ürünlerin tanıtım ve değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılabileceğini dile getirerek, şunları aktardı:

“Bölgemizin spesifik ürünlerine yönelik çalışmalar yapılabilir”

“Bu bölgenin karayemiş, kokulu üzüm gibi spesifik ürünleri var. Kokulu üzüme ilişkin Maçka’da bir kızımız çok güzel bir girişimde bulundu. Natuva diye bir marka oluşturdu, kokulu üzümden 11 çeşit ürün elde ediyor. Biz de bu pazarlarımızda ona ürün temin ediyoruz. Üzüm bölgemize çok uygun bir ürün olmasına rağmen yeterince üretilmiyor. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde dahi bu bölgenin üzümünün lezzetinden bahsediliyor. Bölgenin spesifik ürünlerine yönelik çalışmalar yapılabileceğini düşünüyorum. Bölgemizde bir dönüm üzümden elde edilebilecek gelir, bir dönüm fındık bahçesinden elde edilecek gelirin üç katına denk geliyor. Biz yıllardır atalarımızdan, dedelerimizden fındık üreticisiyiz ve buna alternatif aramadık. Maliyetler hesap edildiği zaman fındığa göre üç kat gelir elde edilebiliyor. DOKAP’ta da belli fındıklıkların üzüm bağına dönüştürülmesi konusunda çalışma yapıldı. Çünkü üzümde yetersizlik var şu anda. Üzüm ekim alanlarını artırarak bu kıymetli ürünü, pazar değeri yüksek ürünlere dönüştürebiliriz.”

“Büyük bir emekle üreten o güzel, nasırlı ellere sahip çıkacağız”

Konuşmasının sonunda ürettikleri ürünleri Köy Ürünleri Pazarları’na getiren kadınlara teşekkür eden Kaya, “Köyde ürettiği ürünleri buraya getiren, mücadele eden, üretme alışkanlığından vazgeçmeyen, tutkuyla bu işi yapmaya çalışan, özellikle buraya gelmeyi bir görev bir sayan, pazarımızın yaşamasına katkı kadınlarımızın hepsine çok teşekkür ediyorum. Biz de bütün gücümüzle onların bu emeğine, gayretine, sonuna kadar destek vereceğiz, yanlarında olacağız. Bizim için üretim ve kadın emeği çok önemli, çünkü Türkiye üreterek ayağa kalkacak. Üreterek güçleneceğiz ve hep birlikte ayağa kalkacağız. Üreten o nasırlı, güzel ellere hep birlikte sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.