(ESKİŞEHİR) - Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyum atanmasını protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenledi. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, "Kendisi bir bilim adamı, üniversitede görevler almış sonunda aday olarak Esenyurt’a müracaat etmiş. Sen savcılıktan buna temiz belgesi veriyorsun. Şimdi kalkıp onu yerinden ediyorsun. Bu biraz da Ekrem Başkan'a parmak sallama demektir. Ekrem Başkan'ı alsınlar, Ekrem Başkan'ın yerine gelecek insan onlara milyonlarca fark atacaktır. Bunu iyi bilsinler" dedi.
Köprübaşı’nda toplanan Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in tutuklanmasını ve yerine kayyum atanmasını protesto etmek amacıyla Hamamyolu Caddesi’ndeki Yediler Parkı’na yürüdü. Yürüyüşe CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da katıldı.
Yürüyüşün ardından Platform adına açıklama yapan Tüm Bel Sen Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Akın Eken, Ahmet Özer’in içi boş belgelere dayalı olarak tutuklandığını ve bir an önce serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.
"Türkiye demokrasiye yapılan bu hukuk dışı eyleme karşı sesini yükseltmeli"
CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz da şunları söyledi:
"İki gün önce yapılan olaya baktığımızda işin hukuki boyutuna da değinmeyi zaruri görüyorum. 10 yıl önceki telefon görüşmeleri, 10 yıl önceki mevzularla ilgili açıldığı iddia edilen ve bir hukukçu olarak gözlemlediğimizde hukuki dayanaklardan yoksun iddialarla belediye başkanımızı görevden alıp, tutuklayıp, yerine kayyum atadılar. 10 yıl önceki mevzulara bakarsak, konulara değinirsek AK Parti’de FETÖ ile olan irtibattan dolayı yargılanmayan bir kişi kalmaz. Bugün bu yargı sadece AK Parti için işlemiyorsa eğer ülkede hukuka duyulan güven yüzde 1’lere, 2’lere indiğine dair araştırmalar da varsa iktidar bu hususta diretmekle halkın tamamını karşısına almaktan çekinmemektedir. En başta Esenyurtlular ama tüm Türkiye demokrasiye yapılan bu hukuk dışı eyleme karşı sesini yükseltmeli, mücadeleyi büyütmelidir. Bu hukuk dışı uygulama son bulana kadar bütün demokratik platformlarda hem mücadelemizi büyütecek hem de halk iradesine yapılan bu gaspa karşı en sert şekilde tepkimizi vereceğiz. Bu iktidarı sandıkta göndereceğiz."
"31 Mart seçimlerinde halktan tokadı yediler"
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç şunları söyledi:
"Kayyumu şiddetle protesto ediyorum. Belediye yasası vardır. Eğer böyle bir suç varsa belediye meclisinden bir üye seçilir. Bunlar kalkıyorlar durup dururken kendilerine yasalar icat ediyorlar ve kayyum atıyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil. Hukuk dışı bazı darbelerle 31 Mart öncesi de yapmak istediler. 31 Mart seçimde halktan tokadı yediler. Yine yakında bir tokat daha yiyecekler. Ahmet Başkan'a geçmiş olsun diliyorum. Kendisi bir bilim adamı, Rektör yardımcılığı yapmış, üniversitede görevler almış sonunda aday olarak Esenyurt’a müracaat etmiş. Sen savcılıktan buna temiz belgesi veriyorsun. Şimdi kalkıp onu yerinden ediyorsun. Hiç kabul edilemez bir şey. Bu biraz da Ekrem Başkan'a parmak sallama demektir. Ekrem Başkan'ı alsınlar Ekrem Başkan'ın yerine gelecek insan onlara milyonlarca fark atacaktır. Bunu iyi bilsinler. Ona göre hareket etsinler."
"Plan çok önceden kurulmuştur"
Platform adına açıklama yapan Akın Eken ise şöyle konuştu:
"Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer bir şafak operasyonu ile gözaltına alınmış, henüz hâkim kararı dahi açıklamadan sosyal medya üzerinden Özer’in yerine İstanbul Vali Yardımcısı’nın kayyum olarak atandığı bilgisi paylaşılmıştır. Türkiye halkları daha önce defalarca sahnelenen bu oyunun yönetmenini, yapımcısını, aktörlerini çok iyi tanımaktadır. Plan çok önceden kurulmuştur. Bilindiği üzere 31 Mart yerel seçimlerinde, Ahmet Özer her iki vatandaştan birinin oyunu alarak Esenyurt seçimlerini kazanmış ve belediye başkanı olmuştur. İktidar ‘AKP’nin kalesi’ olarak lanse edilen, büyük bir rant kaynağı, mafyatik ilişkilerin, çetelerin, açgözlü müteahhitlerin merkezi haline getirdiği Esenyurt’ta seçimleri kaybetmeyi en başından beri hazmedememiştir. Bunun üzerine Ahmet Özer’e daha altı ay önce temiz kâğıdı verenler, dün kitaplarından yapılan alıntılara, tamamen uydurulmuş, çarpıtılmış belgelere, içi boş iddialara dayalı bir hukuk garabetine imza atmış ve Özer’i tutuklamıştır.
"İçi boş belgelere dayalı tutuklama"
Özer’in avukatları başta olmak üzere tüm kamuoyu 'dosyada gizlilik var' gerekçesi ile daha olan biteni dahi öğrenemeden yandaş basın tamamen uydurma, içi boş belgelere dayalı olarak daha tutuklama olmadan tutuklama manşetleri, kayyum atanmadan kayyum manşetleri atmaya başlamıştır. Hukuk, masumiyet karinesi bir kez daha iktidar ve yandaşları tarafından ayaklar altına alınmıştır. Defalarca yaşadığımız kayyum atamalarında ortaya çıkan vahim tablo ortadadır. Belediyelere atanan kayyumlar en temel hukuk normlarını ayaklar altına almış, kendilerini, denetimden, hukuki ve ahlaki kurallardan azade görmüşlerdir. Dolayısıyla atandıkları yerel yönetimleri yolsuzlukların, şatafatın, boşaltılan kasaların, jakuzili odaların üssü haline getirmişler, geriye dağ gibi büyüyen borçlar bırakmışlardır. Kayyum dönemlerinde yerel yönetim emekçilerinin sendikal hakları yok sayılmış, imzalanan toplu sözleşmeler iptal edilmiş, görevden alma, sürgün, mobbing, sendikal ayrımcılık, angarya ve keyfi çalıştırma rutin hale getirilmiştir.
"31 Mart seçim sonuçlarını hazmedemiyorlar"
Halk, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde sadece belediye yöneticilerini seçmemiş aynı zamanda kayyum atanan yerlerde yüksek oy oranlarıyla kayyum politikalarını kabul etmediğini de göstermiştir. Bir kez daha altını çiziyoruz; demokrasinin varlığının temel koşulu halk iradesine saygı duymaktır, aksi her türlü karar veya müdahale halkın demokratik iradesinin gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Öte yandan bilindiği üzere Esenyurt Belediyesi seçimlerinin kazanılmasında farklı partilerden, farklı siyasi görüşlerden vatandaşların kent uzlaşısı çatısı altında ortak adayda birleşmesinin önemli bir payı vardır. Dolayısıyla bu son girişim sadece bir muhalefet belediyesine değil, farklılıklarına rağmen iktidarın insan ve doğa karşıtı rantçı belediyecilik anlayışı karşısında birleşmekten, halkın iradesinden, demokrasiden, barıştan ve emekten yana olan herkese verilmiş bir gözdağıdır. Yaşanan bu duruma karşı parti, siyasi görüş ayrımı yapmadan ülke genelinde yeterli düzeyde tepki yaratılmaması halinde hukuksuzluğun sadece Esenyurt ile sınırlı kalmayacağı, yarın hedefe yeni belediyeler konulacağı açıktır. Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu olarak bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla, baskı ve zor yöntemleriyle halkın iradesinin gasp edilmesine son verilmelidir. Seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı serbest bırakılarak derhal görevine iade edilmelidir."