ANKARA - ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack, sosyal medya hesabından yayımladığı açıklamada Şarm el-Şeyh Zirvesi ve Gazze ateşkesinin bölge için yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu belirtti. Barrack, “Gazze’de başlayan barış sürecinin Suriye ve Lübnan’a yayılması gerekiyor” dedi.
Barrack: Gazze barışının bölgeye yayılması gerekiyor
Barrack, paylaşımında 13 Ekim 2025 tarihinin modern Orta Doğu diplomasisi açısından belirleyici bir an olarak hatırlanacağını vurguladı. Zirvede yalnızca ateşkesin değil, ABD Başkanı Donald Trump’ın bölge genelinde “yeniden yapılanma ve refah vizyonu”nun da ele alındığını ifade etti. Barrack, “Gazze’de bir ateşkes olarak başlayan şey çok daha büyük bir şeye dönüştü; yenilenen ortaklığın ilk adımları atıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Açıklamasında, Arap ve Batılı ülkelerin felcin yerini ilerlemeye, izolasyonun yerini kapsayıcılığa bırakmak için ortak çaba gösterdiğini belirten Barrack, “Bir asır sonra ilk kez Orta Doğu, kabileler ve inançlar arasındaki ayrılıkların ötesine geçip iş birliği zemini oluşturuyor” ifadesini kullandı.
Sezar Yasası'nın kaldırılması stratejik bir adım
ABD Temsilciler Meclisi’ne de çağrıda bulunan Barrack, Sezar Yasası’nın kaldırılmasının Suriye’nin yeniden inşası için “stratejik bir zorunluluk” olduğunu söyledi. “Suriye, Türkiye, Suudi Arabistan ve Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini onarıyor. Yeni hükümetle birlikte ülke uzlaşma sürecine girdi” diyen Barrack, yaptırımların artık rejimleri değil öğretmenleri, çiftçileri, esnafları cezalandırdığını savundu.
Barrack, “Yaptırımların kaldırılması bir yatıştırma değil, gerçekçiliktir. Bu adım, yatırımcıların ve müttefiklerin Suriye’nin yeniden inşasına katkı sunmasını sağlayacak” dedi.
Lübnan için istikrar ve silahsızlanma vurgusu
Büyükelçi Barrack, Lübnan’ın Hizbullah’ı silahsızlandırarak egemenliğini yeniden tesis etmesi gerektiğini belirtti. Hizbullah’ın siyasi ağırlığının ülkenin karar alma mekanizmalarını felce uğrattığını söyleyen Barrack, “Hizbullah’ın silahsızlanması yalnızca İsrail’in değil, Lübnan’ın da çıkarınadır. Bu adım, ülkeye ekonomik canlılık ve güven kazandırır” ifadelerini kullandı.
Barrack, ABD’nin Lübnan ordusunu güçlendirmeye yönelik 200 milyon dolarlık yeni destek sağladığını, Fransa ve BM’nin de süreci gözetim altına aldığını aktardı. Lübnan’ın bu süreci “teslimiyet değil, egemenliğin geri kazanılması” olarak görmesi gerektiğini dile getirdi.
“Lübnan ya yenilenecek ya da gerileyecek”
Barrack’a göre, Lübnan kritik bir dönemeçte. “Ülke ya ulusal yenilenme yolunu yakalayacak ya da gerileme bataklığında kalacak” diyen Barrack, Mayıs 2026 seçimlerinde Hizbullah’ın savaş bahanesiyle seçimleri ertelemeye kalkışmasının ülkeyi büyük bir krize sürükleyeceğini öne sürdü. Böyle bir durumda mezhepsel gerilimlerin yeniden alevlenebileceğini, Lübnan’ın kurumsal çöküş riskiyle karşı karşıya kalacağını ifade etti.
“Trump’ın planı yeni bir işbirliği zemini yarattı”
Barrack, Trump yönetiminin 20 maddelik barış planının, bölge genelinde genişletilmiş bir İbrahim Anlaşması’nın önünü açtığını söyledi. İran’ın zayıflayan etkisine ve Suudi Arabistan’ın sürece katılımına dikkat çeken Barrack, “Bir zamanlar düşman olan ülkeler arasında barışın kök salması tarihi bir başarıdır” dedi.
ABD’li diplomat, Levant ülkelerinin baskıyla değil refahla bir araya gelmesi gerektiğini belirtti. “Şimdi Lübnan’ın harekete geçme zamanı” çağrısında bulunan Barrack, yeni atanan Lübnan Büyükelçisi Michel Issa’nın önümüzdeki ay Beyrut’a gideceğini açıkladı.
Kaynak: ANKA













