(ANKARA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, hükümette yaşanan sıkıntının ardından ilk kez Federal Meclis'e hitap etti. Scholz, 16 Aralık'ta bir “güvensizlik oylaması” sunarak erken seçimin önüne açacak ve Almanya 23 Şubat'ta sandık başına gidecek.
Alman medyasında yer alan haberlere göre, Almanya, aylardır üçlü koalisyon hükümetinin “zayıflığı” nedeniyle zor durumda kaldı. Müttefikleri, “Avrupa'nın en güçlü ülkesi ve en büyük ekonomisinin” büyük kararlar alamadığından yakındı. Bu durum, geçen hafta Scholz'un iş dünyası yanlısı liberal lider Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden alarak, koalisyonun sona ermesini ve erken seçimleri tetiklemesiyle değişti.Scholz'un Sosyal Demokrat Partisi ile muhafazakar CDU/CSU muhalefeti arasında dün varılan anlaşmanın ardından Almanya, 23 Şubat’ta sandık başına gidecek. Anlaşmaya göre Scholz, 16 Aralık'ta, bir “güvensizlik oylaması” sunacak ve erken seçimlerin önünü açacak. Olaf Scholz, Federal Meclis'e yaptığı konuşmasında, "23 Şubat seçimlerinin önünü açmak üzere 16 Aralık'ta yapılacak olan güven oylaması için 11 Aralık'ta başvuruda bulunacağını" teyit etti. Scholz, Federal Meclis üyelerine, “Gelin, ülkenin iyiliği için yeni seçime kadar birlikte çalışalım” çağrısında bulunarak, FDP'nin ayrılmasından bu yana azınlıkta olmasına rağmen hükümetinin çalışmalarına devam edeceğini vurguladı.CDU/CSU ittifakı, en büyük siyasi güç olma yarışında önde Forsa Sosyal Araştırma ve İstatistiksel Analiz Enstitüsü’nün son kamuoyu yoklamasına göre, muhalefetteki CDU/CSU ittifakı en büyük siyasi güç olma yarışında önde gidiyor. Geçen hafta yapılan bir ankete göre CDU/CSU, en yakın rakipleri olan ve ana muhalefet olmaya aday görünen aşırı sağcı Alternative für Deutschland'ın (AfD) çok önünde yer alıyor.Avrupa seçimlerinde geçen haziran ayında, Scholz'un Sosyal Demokratları ve Yeşiller oy kaybederken, iş dünyası yanlısı FDP parlamentoya girmek için gerekli olan yüzde 5'lik barajı aşamayabilir. Bu da CDU/CSU'nun yeni bir koalisyon kurmak için sürücü koltuğunda oturacağı, AfD'nin ise Almanya'nın ana muhalefeti olacağı anlamına geliyor.Ekonomi politikası konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlık varHükümet sorununun temelinde Almanya'nın ekonomik modeli üzerinde yoğun baskıların olduğu bir ortam söz konusu iken koalisyon ortakları arasında ekonomi politikası konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlık var.Görevden alınan Maliye Bakanı Christian Linder'in liderliğindeki liberal Hür Demokrat Parti (FDP), Almanya'nın yıllık bütçe açığını ekonomik döngü boyunca gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 0,35'i ile sınırlayan anayasal bir mekanizma olan borç freninde değişiklik yapılmasını reddetmişti.Yeşiller tarafından desteklenen Scholz ve sosyal demokratlar, borç frenini askıya almak için olağanüstü hal ilan etmek istedi; mali açıdan şahin Lindner bunu reddetti. Tartışma, ''Almanya'nın harap olmuş ya da modası geçmiş alt yapısını onarmak ve daha fazla savunma harcaması taleplerini karşılamak için daha fazla harcama yapması yönündeki yoğun baskının ortasında'' meydana geldi.
Alman medyasında yer alan haberlere göre, Almanya, aylardır üçlü koalisyon hükümetinin “zayıflığı” nedeniyle zor durumda kaldı. Müttefikleri, “Avrupa'nın en güçlü ülkesi ve en büyük ekonomisinin” büyük kararlar alamadığından yakındı. Bu durum, geçen hafta Scholz'un iş dünyası yanlısı liberal lider Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden alarak, koalisyonun sona ermesini ve erken seçimleri tetiklemesiyle değişti.Scholz'un Sosyal Demokrat Partisi ile muhafazakar CDU/CSU muhalefeti arasında dün varılan anlaşmanın ardından Almanya, 23 Şubat’ta sandık başına gidecek. Anlaşmaya göre Scholz, 16 Aralık'ta, bir “güvensizlik oylaması” sunacak ve erken seçimlerin önünü açacak. Olaf Scholz, Federal Meclis'e yaptığı konuşmasında, "23 Şubat seçimlerinin önünü açmak üzere 16 Aralık'ta yapılacak olan güven oylaması için 11 Aralık'ta başvuruda bulunacağını" teyit etti. Scholz, Federal Meclis üyelerine, “Gelin, ülkenin iyiliği için yeni seçime kadar birlikte çalışalım” çağrısında bulunarak, FDP'nin ayrılmasından bu yana azınlıkta olmasına rağmen hükümetinin çalışmalarına devam edeceğini vurguladı.CDU/CSU ittifakı, en büyük siyasi güç olma yarışında önde Forsa Sosyal Araştırma ve İstatistiksel Analiz Enstitüsü’nün son kamuoyu yoklamasına göre, muhalefetteki CDU/CSU ittifakı en büyük siyasi güç olma yarışında önde gidiyor. Geçen hafta yapılan bir ankete göre CDU/CSU, en yakın rakipleri olan ve ana muhalefet olmaya aday görünen aşırı sağcı Alternative für Deutschland'ın (AfD) çok önünde yer alıyor.Avrupa seçimlerinde geçen haziran ayında, Scholz'un Sosyal Demokratları ve Yeşiller oy kaybederken, iş dünyası yanlısı FDP parlamentoya girmek için gerekli olan yüzde 5'lik barajı aşamayabilir. Bu da CDU/CSU'nun yeni bir koalisyon kurmak için sürücü koltuğunda oturacağı, AfD'nin ise Almanya'nın ana muhalefeti olacağı anlamına geliyor.Ekonomi politikası konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlık varHükümet sorununun temelinde Almanya'nın ekonomik modeli üzerinde yoğun baskıların olduğu bir ortam söz konusu iken koalisyon ortakları arasında ekonomi politikası konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlık var.Görevden alınan Maliye Bakanı Christian Linder'in liderliğindeki liberal Hür Demokrat Parti (FDP), Almanya'nın yıllık bütçe açığını ekonomik döngü boyunca gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 0,35'i ile sınırlayan anayasal bir mekanizma olan borç freninde değişiklik yapılmasını reddetmişti.Yeşiller tarafından desteklenen Scholz ve sosyal demokratlar, borç frenini askıya almak için olağanüstü hal ilan etmek istedi; mali açıdan şahin Lindner bunu reddetti. Tartışma, ''Almanya'nın harap olmuş ya da modası geçmiş alt yapısını onarmak ve daha fazla savunma harcaması taleplerini karşılamak için daha fazla harcama yapması yönündeki yoğun baskının ortasında'' meydana geldi.