Haber: Meltem Karakaş
(ESKİŞEHİR)- Anayasa’nın ilk dört maddesinin tartışmaya açılmasına tepki gösteren Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Eskişehir Şube Başkanı Cihan Taşar, ''Bu maddeler Türkiye Cumhuriyeti’nin sigortasıdır. Türkiye Cumhuriyeti laik, çağdaş, sosyal hukuk devleti kavramlarını asla yitirmeyecek'' dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Eskişehir Şube Başkanı Cihan Taşar, Anayasa’nın ilk 4 maddesine ilişkin yapılan tartışmalara tepki gösterdi.
Taşar, “Atatürkçü Düşünce Derneği olarak anayasamızın ilk dört maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini koruyan laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve cumhuriyet devrimlerini savunan maddeler olduğu için vazgeçilmezimizdir” diyen Taşar, şunları söyledi:
''Bu maddeler Türkiye Cumhuriyeti’nin sigortasıdır. Sadece ilk dört madde değil, Anayasa'nın girişinde Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri, ülkenin yönetim şekli tarif edilir ve daha sonra da anayasa maddelerine girilerek ilk dört madde de özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi bu maddelere yansıtılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim şeklinin cumhuriyet olduğu ve bu anlamda anayasamızda; başkentimiz, bayrağımız ve marşımız olmak üzere birçok madde ve ülkenin devletiyle bölünmez bir bütün olduğunu, milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu ifade eder. Dördüncü madde ise bunları koruyan ve değiştirilemeyeceği gibi değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir madde olarak güvenceye alınır” diye konuştu.
''TBMM başkanlığını yapan bir kişiye yakışmayan ifadeler''
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u da eleştiren Taşar, “Burada özellikle siyasal iktidar ve yandaşları zaman zaman bu tür ifadeler ortaya koyarak toplumda bir nabız yokluyorlar. Kısa bir süre önce HÜDA PAR’ın genel başkanı, bu maddeleri koruyan yurttaşlara hadsizce bir ifade kullanmıştır. Burada şimdi özellikle TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un daha önce bu dört maddeyle ilgili tartışılamayacağını ve konuşulamayacağını ifade eden sözlerine rağmen bu hafta içinde üçüncü maddeye saldıran cümlelerini gördük. Özellikle de bu cümleler TBMM Başkanlığını yapan bir kişiye asla yakışmayan ifadelerdir” şeklinde konuştu.
''Devleti oluşturan iki öğe vatan ve millet''
Devleti oluşturan iki öğenin vatan ve millet olduğuna dikkat çeken Taşar, “Burada devletin ülkesiyle milletiyle bölünmez bir bütün olduğu ifade edilir. Bu devletin milleti, ülkesi olmaz diyor. Böyle bir şey mümkün mü? Devleti oluşturan iki kavram var. Bir, toprak. Toprak dediğimiz vatan, ülke. Onun dışında da bu toprağın üzerinde yaşayan halk, millet. Ülke ve millet olmadan devlet olmaz. TBMM Başkanı bunun bilincinde değil mi? Bunlar eğitim sürecinde gördüğümüz konular. Devleti oluşturan iki ana öğe var. Vatan ve millet. Dolayısıyla devletin varlığını korumak açısından vatan ve millet önemlidir. Meclis Başkanı'nın bu şekilde ifade etmesi büyük bir aymazlık böyle bir şey asla olamaz” ifadelerini kullandı.
''Toplumsal tepki ölçülmeye çalışıyor''
Taşar, sözlerine şöyle devam etti:
“İlk dört madde zaman zaman böyle sallandırılmaya çalışılıyor. Toplumsal tepki ölçülmeye çalışıyor. Amaçları bu ilk maddeyi kaldırarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliğini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bir, Atatürk Cumhuriyeti, çağdaş, laik cumhuriyet. Etrafımızda birçok cumhuriyet var. Irak’ta, Suriye’de, Rusya’da cumhuriyet var. Ama Atatürk Cumhuriyeti'nin en önemli özelliği laik cumhuriyet olmasıdır, çağdaş cumhuriyet olmasıdır. Bunların rahatsız olduğu konu da budur. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nden rahatsızlar. Bunların cumhuriyetle bir dertleri yok. Yine cumhuriyet istiyoruz diyorlar. Ama istedikleri cumhuriyet ılımlı İslam Cumhuriyeti. Yani buradaki hedefleri laik cumhuriyeti ortadan kaldırmak, tarikatları, cemaatleri yasal sürecin içinde tamamen angaje etmek ve bunun için hedef alıyorlar.
''Tek hedefleri laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak''
Hemen tepkiler oluşunca da bizim ilk dört maddeyle derdimiz yok. Derdiniz yok ama sürekli gündeme getiriyorsunuz. Nedir? Acaba toplumdaki kesimde bir boşluk olur, bunun yolunu açabilir miyiz diyorlar. Bunu asla başaramayacaklar. Türkiye Cumhuriyeti laik, çağdaş, sosyal hukuk devleti kavramlarını asla yitirmeyecek. Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti devam edecek ve 22 yıllık siyasal iktidarları sürecinde bir karşı devrim süreci güdüyorlar. Ve tek hedefleri laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ortadan kaldırmak. 22 yıldır bunu başaramadılar. Giderayak da başaramayacaklar. Çünkü artık kendileri de biliyor ki, bu siyasal iktidar bitti, gidiyor. Ekonomik anlamda da sosyal anlamda da dış ve iç politikada da iflas etti. Bugün halkın can güvenliği yok, gıda güvenliği yok. İnsanların yaşam hakları gasp ediliyor. Türkiye Cumhuriyeti yeniden temel niteliklerine kavuşarak, kuruluş ayarlarına dönerek bu badirelerin üzerinden atlamış olacak.''