Çayırhan'da çadırlarda direnişlerini sürdüren işçiler: "Amacımız belli, buranın varlık satışının iptal edilmesi. Sonuç alıncaya kadar devam edeceğiz"

Haber: Esra Tokat - Kamera: Berkin Gülsoy

(ANKARA) - Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nda özelleştirmeye karşı direniş başlatan işçiler yürüyüşlerini sonlandırarak, eylemlerine santral önünde kurulan çadırlarda nöbetleşe devam etme kararı aldı. İşçiler, ”Bizim zaten amacımız belli, buranın varlık satışının iptal edilmesi. Biz sonuç alıncaya kadar devam edeceğiz. Şu anda yürüyüşümüz ertelendi ancak biz çadır eylemlerine devam edeceğiz" dedi.

Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nda özelleştirmeye karşı kendilerini maden ocağını kapatan ve santral önünde bekleyen işçiler, eylemlerinin 10’uncu gününe girdi.

Eylemdeki işçiler dün Ankara'ya yürüme kararı almış, onlar Beypazarı'ndayken Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'nın özelleştirilmesine ilişkin ihaleye son teklif verme süresinin 4 Aralık 2024'ten 4 Mart 2025 tarihine kadar uzatıldığını açıklamıştı.

Bunun üzerine bu sabah toplantı yapan işçiler yürüyüşü sonlandırma kararı aldıklarını duyurdu.

Eylemdeki işçiler, ANKA Haber Ajansı’na yaşadıkları süreci değerlendirdi. "10 gündür biz burada haklı mücadelemizin davasını verdik” diyen bir işçi, "Burada bekliyoruz. Bütün yetkililerimiz, sendika başkanlarımız dün gelen uzatma süreci sonrası çadırda nöbetimize devam edeceğiz. Devlet yetkililerimizden de bizim için, haklı davamız için gereken neyse yapmasını bekliyoruz. Yapacağına da inancımız tam. Çadırımızda nöbetimize devam edeceğiz, artık devlet büyüklerimize kaldı. Biz özelleştirilmesini istemiyoruz, devlete hizmet etmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"Yürüyüşümüzden sonra bir etkileşim oldu. Ama bu bizim için tatmin edici bir durum değil"

İhalenin üç ay ertelenmesini değerlendiren bir işçi de "Yürüyüşümüzden sonra bir etkileşim oldua ama bu bizim için tatmin edici bir durum değil. Sadece erteleme oldu Mart’ın 4’üne. Bizim zaten amacımız belli, buranın varlık satışının iptal edilmesi. Biz sonuç alıncaya kadar devam edeceğiz. Şu anda yürüyüşümüz ertelendi ancak biz çadır eylemlerine devam edeceğiz. Sendikamız ne derse onların yönlendirmesiyle biz devam ediyoruz. Dünkü Özelleştirme Dairesi’nce yapılan basın açıklamasında olumlu maddeler de var ama son maddede ihale verme süresi uzatılıyor. Şu anda bizim bildiğimiz kadarıyla 17 firma ihaleye girmiş, belki bu 30’a çıkacak. Ortalık daha da karışacak. Biz buranın kesinlikle satılmaması yönünde eylem yapıyoruz. Burası madeni, santrali değerli yerler. Üretim durmuş değil, verimsiz bir yer değil. Devlete geçtikten sonra üretim düşmüş diye bir rapor tutulmuş herhalde. Kesinlikle öyle birşey yok. Şu anda üretim artırılacak dense artırılacak pozisyonda. Biz anlam veremedik, bu kadar karlı bir işletmenin kesinlikle satılması taraftarı değiliz. Biz burada çalışmasak dahi buranın satılması bize, herkese  mantıksız geliyor." 

"Biz buranın özelleştirilmesini ve varlıklarla birlikte satılmasını istemiyoruz"

Madende 20 yıldır çalışan bir başka işçi de şunları söyledi:

"Bu 20 yıllık sürecin 15 yılı aşkın süresi özelde geçti. Özelde sistemsel ya da iş hayatı gibi, dışarıdaki sosyal hayatı gibi bu özel şirketlerin ne kadar zarar verdiğini yaşayan birisi olarak, buraların satılmasına karşı çıktık. Bu ayaklanma değil, ülkenin varlıklarına sahip çıkmak. 10 gündür biz bu direnişi devam ettiriyoruz. Dün Çayırhan’a yüründü. Müzakere haberinin ardından sendika başkanlarımız açıklama yaptılar. Mart ayına kadar olan süreçte müzakerelerin süreceği ama direnişin bitmediği açıklaması bize yapıldı. Biz de sendika başkanlarımıza sonuna kadar destek oluyoruz ve sonuna kadar onlara güveniyoruz. İşçi arkadaşlarımız hiçbir zaman direnci kırılmış gibi olmadı, olmayacak da. Bu süreç sonrasında olmazsa, daha kötü bir sonuçla karşılaşacağımızı düşünürsek bu direnişin daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Biz buranın özelleştirilmesini ve varlıklarla birlikte satılmasını istemiyoruz. Ben aynı anda lojmanda oturan bir personelim. Lojmanlarımızın satılması demek Çayırhan’ın bütününün gitmesi demek. Buradaki sosyal hayatı zaten daha önceki özel şirket bitirdi. Devletimizin yapmış olduğu bir sürü havuzundan tutalım, dinlenme tesisine kadar her imkanı olan bir yer iken, ben çocukluğumda buraya tatile geliyormuşçasına, küçüklüğümden beri bu varlıkların hepsinin yavaş yavaş yok olduğunu gördüm. Daha da kötüye gitmesini istemiyorum."

Bir başka işçi de “Biz sadece devlet büyüklerinden buranın varlık satışının durdurulmasını istiyoruz. Burası zarar eden bir yer değil” şeklinde konuştu.