(İZMİR) – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin 42. Olağan Meclis Toplantısının kapanışında konuştu. Çevre sağlığı sorunlarına yeteri özenin gösterilmediğini belirten Tugay, “Akdeniz'i en fazla kirleten ülkeler arasında birincisi sıradaki ülke Türkiye'dir. Göllerimizin, su kaynaklarımızın kuruması konusunda yerel yönetimler dahil olmazsa yanlışlar nasıl giderilecek, önlemler nasıl alınacak konusunda kendimize sormamız gerekiyor. Hep beraber sorumluluk alalım. Bunları siyasleştirmeyelim” dedi.Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin 42. Olağan Meclis Toplantısı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın başkanlığında gerçekleştirildi.
Meclis, toplantısının ardından gerçekleştirilen panel sonrasında kapanış konuşmasını yapan Tugay, özeleştiri yapılması ve birlikte hareket edilmesinin önemini vurguladı. Tugay, şunları söyledi:“Her türlü eleştiriyi birbirimize yapabiliriz, yapmalıyız da. Dünyada başarılara ulaşmış ülkeler rekabet ediyorlar. Biz de rekabet düşmanlık olarak adlandırılıyor. Rekabet iyidir, daha iyi olmak için her alanda yarışmak iyidir. Bu yarışa herkesin katılması lazım. Bakış açılarımızda birikmiş kültürel bir sıkıntı olduğundan söylemek istedim. Eleştiri olacak. Bunu yadırgamayalım. Özeleştiriyi ne kadar yapabildiğimizle ilgilenelim. Gerçekten sorunlarımız var. Bugün artan sıcaklıkları ve kuraklıkları da değişik sebeplerle orman yangınlarıyla ve sıcaklığın da değişimi, ekosistem bozuklukları, kaybettiğimiz doğal alanları ve tarımdaki kötü gidişi, insan sağlığındaki problemlerin artışına yok dersek nasıl düzeleceğiz? Bu sorunlar var. O problemlerin varlığının kabul edilmesi gerekiyor. Bireysel olarak hepimizin hataları da vardır. Bireyler ve kurumlar, şehirler, merkezi hükümet ve dünya… Hepsi hatalı, hata çok. Bunların hepsini konuşmak gerek. Ve birbirimizi de daha iyisini yapma konusunda teşvik etmeliyiz. Bunların sonucunda bu sorunlar düzelecek. İklim krizi konusunda yerel yönetimlerin iş birliği yapması açısından en büyük çatıda yer almalı. Sadece iklim krizi değil, toplum sağlığı, atık yönetimi, geri dönüşüm ve döngüsel ekonomi, toplumun ileri yaş ve getirilen sorunlar… Bunlarla ilgili bizden yetkin bir belediyeler birliği yok. Daha aktif olmanın ve daha fazla eylem içinde olmanın yollarını arayacağız. Bunu yaptığımızda ise kendimizi iyi hissettiğimizi düşünüyorum. Ama her şey kötüye gidiyor diye geleceğe dair umutsuzluk hissi var. Bir yerlerden başlayıp bir yerleri iyiye götürmek için çabalamak lazım. Nereden başlayacağız onu belirliyoruz. İçinde bulunduğumuz durumu tam olarak ifade etmek sonra da nereden başlayacağımızla birlikte neler yapacağız.''''Hep beraber sorumluluk alalım''Çevre ve kent sağlığı konusunun siyaset üstü bir konu olduğunun altını çizen Tugay, şu ifadeleri kullandı:"Biraz daha dikkati olunursa ve katkı da sağlarsanız önümüzdeki ilk tematik toplantı sonrasında başlanılan süreçte, doğru temsilcilerinin de katılımıyla ve eylem planlarının katkısıyla güzel bir koordinasyonun yakalayacağımıza inanıyorum. Bu yol iyi bir yol olacaktır. Sonuçta geçici sürelerle bu salonlarda bulunup konuşup sonradan aynı sorunları yaşamaya devam eden, eylemsiz başka yerel yönetimler olmayacağız. Yapmaya çalıştığımız şeyin doğru olduğuna inanıyorum. Çok güzel şeyler yapılabilir. Bu yolu bir özeleştiriyle beraber yürümezsek kendi kendimize kötülük yaparız. Türkiye'nin şu anda Akdeniz'i en fazla kirleten ülke olduğunu söylemek isterim. Akdeniz'i en fazla kirleten ülkeler arasında birincisi sıradaki ülke Türkiye'dir. Göllerimizin, su kaynaklarımızın kuruması konusunda yerel yönetimler dahil olmazsa yanlışlar nasıl giderilecek, önlemler nasıl alınacak, kendimize sormamız gerekiyor. Hep beraber sorumluluk alalım. Bunları siyasileştirmeyelim. Bu konuda çok fazla rahatsız oluyorum. Kendi yapabilirliğinin dışında olan ve onlarla ilgili de eleştiri ve konuşma özgürlüğünün olması gerektiğini düşünüyorum. Bu toplantı bizim için bir basamaktır."
Meclis, toplantısının ardından gerçekleştirilen panel sonrasında kapanış konuşmasını yapan Tugay, özeleştiri yapılması ve birlikte hareket edilmesinin önemini vurguladı. Tugay, şunları söyledi:“Her türlü eleştiriyi birbirimize yapabiliriz, yapmalıyız da. Dünyada başarılara ulaşmış ülkeler rekabet ediyorlar. Biz de rekabet düşmanlık olarak adlandırılıyor. Rekabet iyidir, daha iyi olmak için her alanda yarışmak iyidir. Bu yarışa herkesin katılması lazım. Bakış açılarımızda birikmiş kültürel bir sıkıntı olduğundan söylemek istedim. Eleştiri olacak. Bunu yadırgamayalım. Özeleştiriyi ne kadar yapabildiğimizle ilgilenelim. Gerçekten sorunlarımız var. Bugün artan sıcaklıkları ve kuraklıkları da değişik sebeplerle orman yangınlarıyla ve sıcaklığın da değişimi, ekosistem bozuklukları, kaybettiğimiz doğal alanları ve tarımdaki kötü gidişi, insan sağlığındaki problemlerin artışına yok dersek nasıl düzeleceğiz? Bu sorunlar var. O problemlerin varlığının kabul edilmesi gerekiyor. Bireysel olarak hepimizin hataları da vardır. Bireyler ve kurumlar, şehirler, merkezi hükümet ve dünya… Hepsi hatalı, hata çok. Bunların hepsini konuşmak gerek. Ve birbirimizi de daha iyisini yapma konusunda teşvik etmeliyiz. Bunların sonucunda bu sorunlar düzelecek. İklim krizi konusunda yerel yönetimlerin iş birliği yapması açısından en büyük çatıda yer almalı. Sadece iklim krizi değil, toplum sağlığı, atık yönetimi, geri dönüşüm ve döngüsel ekonomi, toplumun ileri yaş ve getirilen sorunlar… Bunlarla ilgili bizden yetkin bir belediyeler birliği yok. Daha aktif olmanın ve daha fazla eylem içinde olmanın yollarını arayacağız. Bunu yaptığımızda ise kendimizi iyi hissettiğimizi düşünüyorum. Ama her şey kötüye gidiyor diye geleceğe dair umutsuzluk hissi var. Bir yerlerden başlayıp bir yerleri iyiye götürmek için çabalamak lazım. Nereden başlayacağız onu belirliyoruz. İçinde bulunduğumuz durumu tam olarak ifade etmek sonra da nereden başlayacağımızla birlikte neler yapacağız.''''Hep beraber sorumluluk alalım''Çevre ve kent sağlığı konusunun siyaset üstü bir konu olduğunun altını çizen Tugay, şu ifadeleri kullandı:"Biraz daha dikkati olunursa ve katkı da sağlarsanız önümüzdeki ilk tematik toplantı sonrasında başlanılan süreçte, doğru temsilcilerinin de katılımıyla ve eylem planlarının katkısıyla güzel bir koordinasyonun yakalayacağımıza inanıyorum. Bu yol iyi bir yol olacaktır. Sonuçta geçici sürelerle bu salonlarda bulunup konuşup sonradan aynı sorunları yaşamaya devam eden, eylemsiz başka yerel yönetimler olmayacağız. Yapmaya çalıştığımız şeyin doğru olduğuna inanıyorum. Çok güzel şeyler yapılabilir. Bu yolu bir özeleştiriyle beraber yürümezsek kendi kendimize kötülük yaparız. Türkiye'nin şu anda Akdeniz'i en fazla kirleten ülke olduğunu söylemek isterim. Akdeniz'i en fazla kirleten ülkeler arasında birincisi sıradaki ülke Türkiye'dir. Göllerimizin, su kaynaklarımızın kuruması konusunda yerel yönetimler dahil olmazsa yanlışlar nasıl giderilecek, önlemler nasıl alınacak, kendimize sormamız gerekiyor. Hep beraber sorumluluk alalım. Bunları siyasileştirmeyelim. Bu konuda çok fazla rahatsız oluyorum. Kendi yapabilirliğinin dışında olan ve onlarla ilgili de eleştiri ve konuşma özgürlüğünün olması gerektiğini düşünüyorum. Bu toplantı bizim için bir basamaktır."