(ANKARA) - DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sendikal haklarının engellediği gerekçesiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem yapan Devrimci Sağlık-İş üyeleri ile birlikte açıklama yaptı. Çerkezoğlu, "Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olmaya kararlıyız. Bu artık bir demokrasi meselesi olmuştur. Sahada, işyerlerinde büyük özverilerle, bedellerle elde ettiğimiz bu hakkı, bakanlık kapılarının arkasında, koridorlarda kaybetmeye ve teslim etmeye hiç hakkımız yok. Yüzlerce arkadaşımızın alın terine sonuna kadar sahip çıkacağız. Özgür toplu sözleşme masalarını mutlaka kuracağız" dedi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Devrimci Sağlık-İş Sendikası üyesi işçilerin Toplu İş Sözleşmesi hakkı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde 22 Ağustos'ta başlattığı adalet nöbetine destek verdi. Çerkezoğlu, ''İki ayı geçti. Burada bakanlık kapısında bir adalet ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. 30 gündür de oturma eylemine devam ettiriyoruz. Bugün Türkiye'de milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin, bütün toplumunun, ücretiyle geçinenlerin yaşam mücadelesi verdiği bir süreçteyiz'' diye konuştu.
Çerkezoğlu, şunları söyledi:
''Toplu sözleşme, işçi sınıfı için yaşamsal bir öneme sahip''
''Biz biliyoruz ki bugün bizleri yüksek enflasyon karşısında, hayat pahalılığı karşısında bizlerin emeğimizi, ekmeğimizi korumamızın, çoluğumuza çocuğumuza bir gelecek kurabilmemizin tek yolu var. O da bu sistem ve düzen içerisinde, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzende örgütlü olmak. Sendikalı olmak. Sendikal haklarımızı, grev ve toplu sözleşme hakkımızı kullanarak yapacağımız özgür toplu sözleşmelerle, bu vahşi düzen karşısında, ekmeğimizi küçülten düzen karşısında hayatta kalabilmek. Toplu sözleşme, işçi sınıfı için yaşamsal bir öneme sahip.
''Sendikalı olmak, Türkiye'de en yaygın işten çıkartılma sebebi''
Türkiye'de her şey işçilerin sendikalaşmasının önünde engel. Yasalar, mevzuat, bakanlığın tutumu, mahkemelerin tutumu. Öyle antidemokratik bir sendikal mevzuatımız var ki sendikalı olmak, Türkiye'de en yaygın işten çıkartılma sebebi. İşyerindeki baskıyı, mobbingi, tüm baskıyı aşsanız bile, toplu sözleşme hakkına ulaşmak çok zor. 8-10 yıl süren mahkemelerin olduğu bir ülkede örgütlenme mücadelesi veriyoruz. Gerekli barajları aşıp, toplu sözleşme masalarına geldiğimizde ise , Devrimci Sağlık-İş Sendikası'nın yaşadığı gibi rakam ve istatistik oyunlarıyla binlerce işçinin bu hakkı elinden alınmak isteniyor.
''Bakanlığın hatası bir saatlik çalışma ile düzeltilebilir''
Çalışma Bakanlığı, işçilerin hakkını ve hukukunu korumak için var. İşçiler özgürce sendikalı olsun, toplu sözleşme yapabilsin, sendikal haklarını kullanabilsin diye var. Çalışma Bakanlığı'nın varlık sebebi bu. 24 Temmuz'dan bu yana kamuoyunun gördüğü gerçeği düzeltmek bir yana yargı sürecini uzatmaya dönük tutumlarına devam ediyor. Oysa ortada bakanlığın yaptığı açık bir hukuksuzluk ve hata var. Bu hatanın düzeltilmesi bir saatlik bir çalışmayla düzeltilebilir. Bugün avukatlarımız yeniden bir müzekkere yazdı. Bakanlığa elden teslim edildi. Belirlenecek bilirkişiye de yerinde inceleme yapma yetkisi istiyoruz. Bilirkişi, bakanlıkta belgelere yerinde ulaşabilmeli. Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olmaya kararlıyız. Bu artık bir demokrasi meselesi olmuştur. Sahada, işyerlerinde büyük özverilerle, bedellerle elde ettiğimiz bu hakkı, bakanlık kapılarının arkasında, koridorlarda kaybetmeye ve teslim etmeye hiç hakkımız yok. Yüzlerce arkadaşımızın alın terine sonuna kadar sahip çıkacağız. Özgür toplu sözleşme masalarını mutlaka kuracağız.
Bir çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirdik. Yarın Anıtpark'ta bir mitingde Türkiye'nin her yerinden işçi arkadaşlarla bir araya geleceğiz. Emeğine, ekmeğine sahip çıkan herkesi, gelirde, vergide, ülkede adalet isteyen herkesi, geçinemiyoruz diyen herkesi yarın saat 15.00'te yan yana olmaya çağırıyoruz.''
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Devrimci Sağlık-İş Sendikası üyesi işçilerin Toplu İş Sözleşmesi hakkı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde 22 Ağustos'ta başlattığı adalet nöbetine destek verdi. Çerkezoğlu, ''İki ayı geçti. Burada bakanlık kapısında bir adalet ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. 30 gündür de oturma eylemine devam ettiriyoruz. Bugün Türkiye'de milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin, bütün toplumunun, ücretiyle geçinenlerin yaşam mücadelesi verdiği bir süreçteyiz'' diye konuştu.
Çerkezoğlu, şunları söyledi:
''Toplu sözleşme, işçi sınıfı için yaşamsal bir öneme sahip''
''Biz biliyoruz ki bugün bizleri yüksek enflasyon karşısında, hayat pahalılığı karşısında bizlerin emeğimizi, ekmeğimizi korumamızın, çoluğumuza çocuğumuza bir gelecek kurabilmemizin tek yolu var. O da bu sistem ve düzen içerisinde, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzende örgütlü olmak. Sendikalı olmak. Sendikal haklarımızı, grev ve toplu sözleşme hakkımızı kullanarak yapacağımız özgür toplu sözleşmelerle, bu vahşi düzen karşısında, ekmeğimizi küçülten düzen karşısında hayatta kalabilmek. Toplu sözleşme, işçi sınıfı için yaşamsal bir öneme sahip.
''Sendikalı olmak, Türkiye'de en yaygın işten çıkartılma sebebi''
Türkiye'de her şey işçilerin sendikalaşmasının önünde engel. Yasalar, mevzuat, bakanlığın tutumu, mahkemelerin tutumu. Öyle antidemokratik bir sendikal mevzuatımız var ki sendikalı olmak, Türkiye'de en yaygın işten çıkartılma sebebi. İşyerindeki baskıyı, mobbingi, tüm baskıyı aşsanız bile, toplu sözleşme hakkına ulaşmak çok zor. 8-10 yıl süren mahkemelerin olduğu bir ülkede örgütlenme mücadelesi veriyoruz. Gerekli barajları aşıp, toplu sözleşme masalarına geldiğimizde ise , Devrimci Sağlık-İş Sendikası'nın yaşadığı gibi rakam ve istatistik oyunlarıyla binlerce işçinin bu hakkı elinden alınmak isteniyor.
''Bakanlığın hatası bir saatlik çalışma ile düzeltilebilir''
Çalışma Bakanlığı, işçilerin hakkını ve hukukunu korumak için var. İşçiler özgürce sendikalı olsun, toplu sözleşme yapabilsin, sendikal haklarını kullanabilsin diye var. Çalışma Bakanlığı'nın varlık sebebi bu. 24 Temmuz'dan bu yana kamuoyunun gördüğü gerçeği düzeltmek bir yana yargı sürecini uzatmaya dönük tutumlarına devam ediyor. Oysa ortada bakanlığın yaptığı açık bir hukuksuzluk ve hata var. Bu hatanın düzeltilmesi bir saatlik bir çalışmayla düzeltilebilir. Bugün avukatlarımız yeniden bir müzekkere yazdı. Bakanlığa elden teslim edildi. Belirlenecek bilirkişiye de yerinde inceleme yapma yetkisi istiyoruz. Bilirkişi, bakanlıkta belgelere yerinde ulaşabilmeli. Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olmaya kararlıyız. Bu artık bir demokrasi meselesi olmuştur. Sahada, işyerlerinde büyük özverilerle, bedellerle elde ettiğimiz bu hakkı, bakanlık kapılarının arkasında, koridorlarda kaybetmeye ve teslim etmeye hiç hakkımız yok. Yüzlerce arkadaşımızın alın terine sonuna kadar sahip çıkacağız. Özgür toplu sözleşme masalarını mutlaka kuracağız.
Bir çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirdik. Yarın Anıtpark'ta bir mitingde Türkiye'nin her yerinden işçi arkadaşlarla bir araya geleceğiz. Emeğine, ekmeğine sahip çıkan herkesi, gelirde, vergide, ülkede adalet isteyen herkesi, geçinemiyoruz diyen herkesi yarın saat 15.00'te yan yana olmaya çağırıyoruz.''