Haber: Duran Özkan
(TUNCELİ) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Pınar Uzun Okakın, “Mardin'den Tunceli'ye, Batman’dan Halfeti’ye, Esenyurt'tan Ovacık'a yapılmaya çalışılan, ülkemizde darbeci bir siyasal sistemi inşa etmektir. Buna direneceğiz, ne pahasına olursa olsun direneceğiz. Halkımızın iradesini ve demokratik kazanımlarımızı, Saray'ın iki dudağı arasına terk etmeyeceğiz” dedi.
CHP Tunceli İl Başkanlığı'nda, Tunceli İl Danışma Kurulu toplantısı yapıldı. Toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Pınar Uzun Okakın, Ovacık İlçe Başkanı Kazım Yalı, Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun, Mazgirt Belediye Başkanı Ümit Tayhava ve CHP Tunceli İl Kadın Kolları Başkanı Handan Kahraman Şanlı’nın yanı sıra çok sayıda partili katıldı.
Toplantıdan önce basına açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Okakın, şunları söyledi:
Erdoğan rejiminin; halkın demokratik tercihlerini kayyum yoluyla hiçe sayarak darbe rejimine doğru tersine evrim gerçekleştirmeyi başardığı günlerden birindeyiz. Mardin'den Tunceli'ye, Batman’dan Halfeti’ye, Esenyurt'tan Ovacık'a yapılmaya çalışılan, ülkemizde darbeci bir siyasal sistemi inşa etmektir. Buna direneceğiz, ne pahasına olursa olsun direneceğiz. Halkımızın iradesini ve demokratik kazanımlarımızı, Saray'ın iki dudağı arasına terk etmeyeceğiz. Ovacık sadece doğası ve özgün güzellikleriyle değil, halkının iradesine duyduğu inançla da Türkiye’ye güçlü bir örnek olmuştur. Ancak Ovacık topraklarının ruhunu tanımıyorlar. Kırk kez kayyum atasalar, kırk birinci seçimi yine alacak inat ve iradenin sahibiyiz. Ranta teslim olmadan; Tunceli’nin yeraltı kaynaklarına vahşice saldırmadan ve coğrafyanın özgün tarihi ve cazibesine göz dikmeden; önceliklerini sermayenin beklentilerine göre değil, Ovacık halkının menfaat, ihtiyaç ve vicdanına göre belirlemek o kadar zor ki AKP için.
“Bir defa bile Cumhuriyetçi olamamış”
AKP, çeyrek asırlık tarihinde; on kez liberalizmin kapısını çalmış, 'yok bu yetmedi' demiş, neoliberalizmin sırtını kaşımış, on kez gericiliğin kapısını kendi üstüne kapatmış, on kez anayasacılık oynamış, on kez darbeler dönemi uygulamalarına sığınmış, on kez işçilerin katilleriyle, yoksulların kanını semirenlerle aynı sofrada vebale, harama, kul hakkına loca açmış, gerçek yurtseverleri on kez cemaatlerin insafına teslim edip kederden öldürmüş, on kez teröre yanaşmış, bir defa bile Cumhuriyetçi olamamış.
“Küçük ortağı, milliyetçiliğin başını öne eğdirmiş”
On yıllardır milliyetçi yurttaşlarımızın kitle gücünden makam devşiren küçük ortağı, milliyetçiliğin başını öne eğdirmiş, Öcalan’ı gazi Meclis'in kürsüsüne çağırmış, kendisi de bu garabeti tarihi çağrı olarak tariflemiş; ertesi sabah uyanmış, 101 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurtarıcı ve kurucu birikimini yok sayıp, belediye başkanlarını terörist ilan etmiş. Ali Cengiz oyunlarına taş çıkartanlara buradan ekmek çıkmaz. Seçim yenilgisi çıkar.
“CHP Munzur’a uzanan elleri görmezden gelmeyecek”
Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül, yeterli izahata rağmen aslında maden faaliyetlerine direndiği için görevinden alıkoyulduysa, Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri vahşi madenciliğe geçit vermeyecek. Mustafa Sarıgül, Munzur’un özgür akması için direnç gösterdiği için görevinden alıkoyulduysa, Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri Munzur’a uzanan elleri görmezden gelmeyecek. Çünkü bunu yalnızca Ovacık’ın değil, bütün Türkiye’nin demokrasi mücadelesi için önem atfederek tarif ediyoruz. Ancak bugün, bu inanç ve irade bir kez daha hiçe sayılmıştır. Kayyum işgali, seçme ve seçilme hakkının elimizden alınmasıyla eş değerdir; bu açıkça çağ dışı bir çabadır. Ülkemizi hukuki, iktisadi, siyasi, sosyal ve biçimsel açıdan 101 yıl geriye götürme gayretidir.
Kayyum düzeniyle bir seçim çevresinde anayasal hakkını kullanarak özgür iradesiyle yerel yönetimleri tayin eden vatandaşlarımızın kanaat getirme kapasitesi aşağılanmakta; tek merkezden yönetilen büyük kaosun kilometre taşları AKP eliyle döşenmektedir. Yalnızca Ovacık’ta değil, memleketin her bir köşesinde geçerli olan önemli bir gerçek var. Halkın seçtiği yöneticiler yerine, halkın rızası olmadan atanan hiçbir temsil, meşruiyet kazanamaz, kendini sürdüremez. 81 ilin 973 ilçesinde, toplumsallaşan yakıcı sorunlara direnmeye çalışan, sosyal patlamanın eşiğinde açlığa, yoksulluğa, barınma ve beslenme krizine, kendini gerçekleştirmekten mahrum bırakılmaya, gençlerin anne-babasına, anne-babanın evlatlarına mahcup edilmeye, bunalıma sürükleyen yetersizlik hissine, geçim kaygısıyla baş başa bırakılmaya katlanacak takati kalmayan insan ararsanız her yerde.
“Tunceli cezalandırılmaya devam ediyor”
Gözünü gündüz güne açıp gece kapayıncaya kadar her an bu travmatik çaresizliğin en yoğun yaşandığı yerlerden biri de ne yazık ki Tunceli. Tunceli ötekileştirilmenin, yok sayılmanın, eksik hissettirilmenin merkezi olmaktan çıkarılmalıyken, cezalandırılmaya devam ediyor. Ama görmezden gelinen ama değerleri hicvedilen ama yine de her zaman yüzünü güneşe dönmüş, bu toprakların taşını da hayvanını da suyunu da kutsal addeden güzel insanlarına özür borçlular. Siyasi parti ayrımı gözetmeksizin, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu demokrasi ilkeleri çerçevesinde antidemokratik müdahalelerden samimiyetle rahatsızlık duyan tüm yurttaşlarımıza söz veriyoruz: Bu ülkenin geleceğini, halkın iradesine ve demokrasiye olan inancımızla yeniden inşa edeceğiz. Ve hatırlatmaya devam edeceğiz. Baskı düzeninin tüm saldırılarına rağmen ayakta duran direnişimizin kökleri, laik ve demokratik cumhuriyetin kökleridir. Bizleri sindiremezsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi, Ovacık seçmeninin tasarrufunu açıkça yok sayan siyasi otoriteye karşı halkın irade ve otoritesinin arkasında kararlılıkla duracaktır. Gerçeklerin farkında olan, doğrulara kulak veren cefakâr halkımız, en büyük dayanağımızdır."