HABER: FATİH ÖZKILINÇ - OSMAN BEKAR KAMERA: KERİM UĞUR(SOMA)- Manisa'nın Soma ilçesinde bulunan AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun sahibi olduğu Fernas Madencilik’te çalışan işçiler hak talepleri için Ankara’ya yürüyüş başlattı. Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır, “Bizim yürüyüşümüz bu Soma'daki 45 arkadaşımızın değil Türkiye'deki işçi sınıfının yürüyüşüdür. Biz buna direne direne kazanacağız” dedi.Manisa'nın Soma ilçesinde bulunan AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun sahibi olduğu Fernas Madencilik’te sendikaya üye oldukları için işten atılan işçilerin eylemleri devam ediyor. Ankara’da şirket yetkilileriyle görüşmek için ve haklarını aramak için şirket önünde eylem yapan işçiler, bugün de Soma’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. İşçiler, "Patron vekil anayasayı ayaklar altına alıyorsa bize kim eşit yurttaşlık yalanını satabilir" yazılı pankart açtı. Bağımsız Maden İş Sendikası önünden başlayan yürüyüşe CHP Manisa Milletvekilleri Bekir Başevirgen ve Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, CHP Soma İlçe Başkanı Levent Elbinsoy da katılarak destek verdi.Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır, yaptığı açıklamada, "Bugün eylemimizin 30'ncu günü. Eylemimizi bugün itibarıyla Ankara'ya taşımaya karar verdik arkadaşlarla hep beraber. Vekillerimiz de yanımızda, destek oldular. Çok teşekkür ederiz. Hepsini saygıyla selamlarız. İşçi arkadaşları tüm Soma halkını saygıyla, sevgiyle selamlarız. Bizim yürüyüşümüz bu Soma'daki 45 arkadaşımız değil. Soma'daki değil Türkiye'deki işçi sınıfının yürüyüşüdür. Biz buna direne direne kazanacağız. Soma'ya da hayırlı uğurlu olsun. Bağımsız Maden İş Sendikası olarak biz bunu daha önce de başarmıştık. 8 bin işçimize tazminat aldırmıştı Genel Başkanımız Tahir Çetin. Şimdi de 450 işçimiz var. Bu şirkette çalışan 450 işçinin hakları için mücadeleye başladık. Bu mücadeleyi de kazanana kadar devam edeceğiz. Kazanmadan geri dönmeyeceğiz. Bu işçi sınıfının yürüyüşüdür. Soma'daki bu 450 işçinin yürüyüşü değildir. İşçilerin hakları her zaman gasp edildi. Bunu sarı sendikalarda patronlara göz yumdular. Bu zamana kadar hiçbir sendikaların bu işçi sınıfına destek vermediğini çok iyi görüyoruz. Bu zamana kadar Soma'da aşağı yukarı 2024'te bin tane işçi çıktı. Hiç kimsenin sesi çıkmadı bu sendikalardan. Bu sendikalar işçinin hakkını aramayacaksa nasıl bir sendikacılık yapıyorlar bilmiyoruz. Tabii ki Soma'da 5 tane patron var, 5 tane patrona 200 bin nüfusu bunlara köle yapmaya çalışıyorlar. Bağımsız Maden İş Sendikası da diyor ki işçiler köle değildir. İşçiler alın terini alsın, hakkını alsın, hukukunu alsın, adaleti sağlansın. Bunun için de mücadele ediyoruz" dedi."30 gün değil, 300 gün de olsa bu mücadeleden, bu madenci kardeşlerimiz vazgeçmeyecek"CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ise "Bugün Bağımsız Maden İş Sendikası işçilerimizle birlikte, emekçilerimizle birlikte yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Biliyorsunuz Fernas Madencilik İşletmesi Ferhat Nasıroğlu geçtiğimiz ay 30 gün önce 6 işçimizi işten çıkardı. Sendikaya bağlı oldukları için işten çıkarıldı bu arkadaşlarımız. Bizler Bağımsız Maden İş Sendikası üyesi kardeşlerimizin, emekçilerimizin bu haklı mücadelelerinde sonlarına kadar yanlarında olacağız. Geçmişte madenci kardeşlerimizin hakları için yine yürüyüş yaptık. O yürüyüşlerde de sürekli sıkıntılar yaşandı. Ama ne olursa olsun mücadeleden vazgeçilmedi. Buradan Ferhat Nasıroğlu'na seslenelim. Bu mücadele 30'uncu gününde bugün. 30 gün değil, 300 gün de olsa bu mücadeleden, bu madenci kardeşlerimiz vazgeçmeyecek. Sonuna kadar mücadele edecekler. Bizler de Cumhuriyet Halk Partisi İl Örgütü, İl Başkanımız burada, İlçe Başkanımız burada. Milletvekilimiz, belediye başkanımız burada. Sonuna kadar onların arkasında olacağız. Ve haklı mücadelelerinde yanlarında olacağız ve başaracağız" diye konuştu."Ferhat Nasıroğlu bir anayasal suç işlemektedir"CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu da "Burada 30 günden beri bir eylem var. 30 günden beri buradaki Fernas'ta çalışan madenciler seslerini Türkiye'ye duyurmaya çalışıyorlar. Sürecin başından beri buradaki madencilerle, buradaki sendika yöneticileriyle beraberdik. Süreci başından beri takip ediyoruz. Tek bir gerçek var. Benim inandığım, benim gördüğüm tek bir gerçek var. Buradaki işçiler davalarında sonuna kadar haklılar. Fernas'tan çıkartılan işçiler, sendikal faaliyette bulundukları için, sendikaya üye oldukları için işlerinden atıldılar. Bunu bizzat bana işletme müdürü adeta itiraf etti. Biz bu süre içerisinde Çalışma Bakanlığına, Enerji Bakanlığına, SGK'ya defalarca çağrıda bulunduk. Yetmedi yazılı dilekçeyle başvurduk. Dedik ki, burada büyük bir anayasal suç işleniyor. Anayasamıza göre sendikal faaliyetlerin önüne geçmek, anayasal suçtur. İnsanların örgütlenmesinin, sendikaya üye olmasının önüne geçmek, anayasal suçtur. Ve bunun da ceza kanununda karşılığı vardır. Fernas Holding patronu Adalet ve Kalkınma Partili Ferhat Nasıroğlu bir anayasal suç işlemektedir. Burada şimdi madencilerimiz bir yazı yazmışlar. 'Patron vekil anayasayı ayaklar altına alıyorsa bize kim eşit yurttaşlık yalanını satabilir' diyor. Doğru söylüyorlar. Anayasa uyumak herkes zorundadır. Ancak milletvekilleri daha fazla özenli olmak zorundadır. Çünkü biz milletvekili olurken yemin ettiğimizde anayasaya bağlı kalacağımıza namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin etmiş milletvekilleriyiz. Aynı Ferhat Nasıroğlu gibi anayasaya bağlılık yemin etmişiz. Biz buradan Ferhat Nasıroğlu'na bir kere daha sesleniyoruz. Yaptığınız iş anayasaya aykırıdır. Türk Ceza Kanunu'na aykırıdır. Derhal ve derhal bu yanlıştan bir an önce dönün ve bu işçilerin hakkını verin. Biz daha önce 2019 yılında da o zaman Allah rahmet eylesin Tahir Başkan önderliğinde 33 gün boyunca eylemde bulunmuştuk. Ankara yürüyüşü yapmıştık. O gün o eylemler başarıya ulaşmıştı. 2 bin 800 - 2 bin 900 işçinin emeğinin karşılığı verilmişti. Bugün de buradaki işçilerimiz davalarında sonuna kadar haklılar, inançlılar. Bu yürüyüşün sonunda da haklarını alacağına inanıyoruz. Biz bu yürüyüşte bu arkadaşlarımızın, madenci arkadaşlarımızın yanında yer alacağız" ifadelerini kullandı."Yönetemiyorlar"CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper de "Acının ve emeğin başkenti Soma'dayız. Ne çok mağdur edildik, ne çok acılar çektik ve çekmeye devam ediyoruz. Yaşasın örgütlü mücadele. Örgütlü mücadelenin önünde hiçbir güç duramaz. Yönetemiyorlar. Ne işçi, ne emekçi, ne öğrenci, ne çiftçi artık Türkiye'de hayatından memnun değil. Hep birlikte her şeyi düzelteceğiz. Dün buradaydık. Bugün buradayız. Yarın da burada olacağız. Hep birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Yaşasın işçi kardeşlerimin mücadelesi. Yaşasın örgütlü mücadele" şeklinde konuştu."Yaşamak istiyoruz"Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu da şunları kaydetti:"İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği kanunu 13'cü maddeye göre biz ölmek istemiyoruz. Yaşamak istiyoruz. O yüzden 13'cü maddeye göre çalışmaktan kaçınma hakkımızı kullanıyoruz diyorlar. Dolayısıyla şu an çalışmaktan önce 6 işçi arkadaşımız attılar. 2-3 gün önce de 8 işçi arkadaşımızı attılar. Ses kayıtlarıyla tanımlı. Ses kayıtlarını yayınladık. Şirket yöneticisi diyor ki ‘Evet biz buraya sendika sokmayacağız. Sizi bu yüzden atıyoruz.’ Manisa Vekili Sayın Vehbi Bakıroğlu'na da 2 kez hem telefonla hem yüz yüze işletme vekili bunu ikrar etti, tekrarladı. 'Ben buraya sendika sokmayacağım.' Sonra sorunu çözmeye çalışan Soma Belediye Başkanını kapıdan içeriye almadılar. Büyükşehir belediye başkanı sorunu çözmek üzere aradı. 'Sendika varsa sendikayla biz herhangi bir yerde oturmayız' dediler. Sonra değişik vekiller, partiler, sanatçılar, yazarlar Nasıroğlu'yla görüşmek için defaten zorladılar. Ama bunların kibri Everest’in zirvesini aşmış durumda. 'Bizim prestijimiz, bizim itibarımız' diyorlar. Dün Aydın Otoyolundan işçi arkadaşlar CİMER'e başvuru sonucunda orada da işçilerin haklarını gasp ettiklerini müfettiş denetimiyle tespit ettiler."Şirketlerden korkuyor devlet"Ferhat Nasıroğlu bey tüm işletmelerinde ucuz iş gücü, kuralsız çalışmayla korkunç servet biriktiren bir arkadaşımız. Adalet ve Kalkınma Partisi Batman Milletvekili siyasi gücüne güvenerek siyasi gücünü kullanarak bizleri korkutmaya, yıldırmaya çalıştılar. Onlarca kez gözaltı yaptılar. Savcılar, hakimler, keyfi gözaltı kararları verdiler. Çünkü savcılar, hakimler karşılarına çıkıyoruz. Ferhat Nasıroğlu beyden tir tir titriyorlar. Çünkü diyor ki Ferhat Nasıroğlu cümleyi kurmasa da devlet bürokrasisini temsil edenler şunu biliyorlar. Eğer ben kanunun gereğini yaparsam bunlar beni sürerler. Dün bize ev hapsi istiyorlar. Sonra sendika genel başkanı ve bana biz işletmeye 500 metre yaklaşmama cezası veriyorlar. Absürtlüğün bini bir para. Buna hukuk denmez. Bu kararı ancak Ferhat Nasıroğlu'nun insan kaynakları birimi verebilir. Sanki savcılar, hakimler bu İK'da çalışıyorlarmış gibi. Fernas Şirketinin güvenlik amiri emekli albay yanında da bir albay var. Sayın Albay bu da gözaltı emri veriyor. Demek ki o albay da emekli olunca bir başka holdingin güvenlik amiri olacak. Dolayısıyla şirketlerden korkuyor devlet. Devlet holdinglerden korkuyor. Bürokrasi görevini yapamıyor.4 talebimiz varBiz şunun için yürüyoruz; Fernas işçileri diyorlar ki Soma ortalamasındaki ücretler bize verilsin. Biz boğazımıza kadar suyun altında çalışıyoruz. Bin 400 volt elektrik kullanılan makineler var bu suyun altında. Dolayısıyla suyla temasa geçtiği anda en ufak bir kaçak akımda o an ocakta bulunan tüm işçiler ölür Bir. İşçi sağlığı, iş güvenliği önlemleri, Enerji Bakanlığı tarafından alınsın. Bize devlet garanti versin, çalışabilirsin diye. Biz 301 gibi olmak istemiyoruz. Ölmek istemiyoruz. Soma'daki tüm işletmeler işçilere banka promosyonları veriyorlar. Banka promosyonu şirketin parası değil. İşçinin bankayı kullanmasından doğan bir hak. Bunu ne olduğunu bilmiyoruz demişlerdi en son işçilerle görüşürken. 'Banka promosyonunun ne olduğunu bilmiyoruz' diyor Fernas Holding İK grup başkanı. Dalga geçer gibi. İşten atılan işçi arkadaşlarımız bana yasal haklarını kullandıkları için atıldılar. O yüzden bu işçi arkadaşlarımızın hızlıca işe geri alınması lazım. Dört tane talebimiz var. Yanına bir dört tane talep daha ekliyoruz. Bugüne kadar Türkiye'de son on yıllar içerisinde yüz binlerce işçi sendikal nedenle işten atıldı. Yani işçi, anayasa 51. gereğince sendikal özgürlüğünü kullanmak istedi. Ama işverenler bunu değişik kılıflar altında işten attılar. Yüz binlerce insana bu patronlar bedel ödetiyor. Ama bu suçu işleyen patronlardan hiçbir tanesi bugüne kadar cezaevi yatmadı. Yatırmadılar. Patronları yatırmıyorlar. On binlerce işçi öldürüldü on yıllar içerisinde 301 gibi. İş cinayetlerinde holdingler, şirketler, on binlerce işçiyi öldürdüler Kütahyalıyı Somalıyı, Zonguldaklıyı, Maraşlıyı öldürdüler. Ama tek bir tane patron ceza yatmadı. Tek bir tane patron ceza yatmıyor. Soma'da 301 insan öldürdü. Soma Holding sadece dört buçuk yıl yattılar. Burada birisinin parasını alsan zorla daha fazla yatarsın. Böyle rezillik olmaz. O zaman yurttaşlara sanki anayasada eşitmişiz gibi. Holdinglerle, şirketlerle, işçiler eşitmiş gibi numara yapılmayacak. Böyle bir yalan satılmayacak. Anayasa 51'i kaldırın. Anayasadan 51'inci maddeyi kaldırın. İşçiler mağdur olmasın. İşçiler hakkımız var sanıyorlar, sendikaya üye oluyorlar atılıyor. Sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu kaldırın. Çünkü işçiler bu hakları kullanamıyorlar. Sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu da kaldırın. İşçi sağlığı, iş güvenliği kanunu var. Güya işçileri koruyacak diye. Arkadaşlar işten kaçınma hakkını kullandılar. 13'üncü maddeye göre 8 tanesini daha attılar. Demek ki bu kanunda takılmıyor.”"Bu ülkede insanlar sendikalaşamıyorlar"Devlet, devletliğini bilecek Anayasa'nın gereğini yapacak. Ya da anayasadan 51'inci maddeyi, sendikalarla toplu iş sözleşmesi kanunu, işçi sağlığı, iş güvenliği kanunu kaldıracak. Patronlara ceza vermiyorsan TCK 118 de kaldıracaksın. Anayasa Mahkemesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Enerji Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı siz niye duruyorsunuz oralarda? Ne diye oturuyorsunuz? Bu ülkede insanlar sendikalaşamıyorlar. Biz bu yüzden yürüyoruz."