ANKARA - DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında bu hafta Genel Kurul’a gelecek olan Suriye, Irak ve Lübnan tezkerelerine sert tepki gösterdi. Koçyiğit, “Barışı konuşmamız gereken bir dönemde iktidar yeniden savaş tezkeresi getiriyor” diyerek kararın hem süreçle uyumsuz hem de bölge halklarının iradesine aykırı olduğunu savundu.
Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta asker bulundurma süresinin uzatılmak istendiğini hatırlatan Koçyiğit, “Bu tezkerelerin mantığı ‘ülke güvenliği’ dense de aslında başka ülkelerin iç işlerine müdahaledir. Ne meşrudur ne de hukuka uygundur” dedi.
Tezkere süreçle ve bölge gerçekleriyle çelişiyor
Koçyiğit, devletin güvenlik merkezli yaklaşımının Türkiye’de ve bölgede sorunları çözmediğini, aksine derinleştirdiğini ifade etti. “Büyük bir kaos ve şiddet sarmalına sürükleniyoruz” diyen Koçyiğit, tezkerenin yürütülen siyasi süreçle uyumsuz olduğunu vurguladı.
Tezkerede yer alan “Suriye yönetiminin gereksinimleri” ifadesini eleştiren Koçyiğit, “Suriye yönetiminin ihtiyaçları ile halkların ihtiyaçları aynı mıdır? Asıl olan Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin, Dürzilerin, Alevilerin talepleridir” diye konuştu. Demokratik birleşik bir Suriye’nin inşa edilmesi gerektiğini belirten Koçyiğit, “Suriye’nin geleceğini Suriye halkları belirlemelidir. Türkiye’nin dayatmacı yaklaşımı kabul edilemez” dedi.
“Yeni süreç başlamışken savaş tezkeresi ne anlama geliyor?”
Koçyiğit, son aylarda bölgede farklı aktörler arasında diyalog ve entegrasyon adımları atıldığına dikkat çekerek şu soruları yöneltti:
“27 Şubat’ta Öcalan’ın çağrısı olmadı mı? 11 Temmuz’da PKK silahlarını yakmadı mı? SDG ile Suriye yönetimi arasında müzakere başlamadı mı? Uluslararası güçler bu sürece destek vermiyor mu? Türkiye ‘sürecin parçasıyım’ diyor, o halde bu tezkere neyin tezkeresi?”
Muhalefet milletvekili, iktidarın hem müzakere sürecinden söz ettiğini hem de askeri yetkileri genişleten tezkere getirdiğini hatırlattı ve “Ortada büyük bir çelişki var” dedi.
Savunma harcamaları rekor kırdı, halk yoksullaştı
Kılıç Koçyiğit, 2026 bütçesiyle ilgili rakamları da paylaşarak savunma ve faiz giderlerindeki artışı eleştirdi. “Bütçe açığı 2 trilyon 713 milyar TL. Faiz giderleri 2 trilyon 742 milyar TL. Savunma harcamaları 2 trilyon 155 milyar TL” diyerek yükün halka yüklendiğini ifade etti.
“Savunma harcamalarının giderlere oranı yüzde 11.4. Bu sağlık değil, eğitim değil, refah değil... Çocuklar simit alamıyor, okulda suya erişemiyor ama biz savaş bütçesi yapıyoruz” diyerek tepki gösterdi.
11. Yargı Paketi sızdı: “AKP önce yoklar sonra dayatır”
Gündemde tartışılan 11. Yargı Paketi’nin sızmasına ilişkin de konuşan Koçyiğit, “AKP’nin klasik taktiği. Önce sızdırır, toplumu yoklar, tepkiyi ölçer, sonra yasayı resmileştirir. Bu taslağın resmileşmesini dahi kabul etmiyoruz” dedi.
Taslağın insan haklarına aykırı olduğunu belirten Koçyiğit, “Henüz bize gelmedi diyorlar ama sızan hali gerçekse durum vahim” ifadelerini kullandı.
“Bu paket varoluşlara saldırıdır”
Koçyiğit, taslakta yer alan “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı davranışlara 3 yıla kadar hapis” hükmüne sert çıkarak, bunun yalnızca ifade özgürlüğüne değil, “yurttaşların varoluşuna saldırı” olduğunu söyledi.
“LGBT+ bireyler başta olmak üzere toplumsal cinsiyet normlarına uymayan herkes cezalandırılmak isteniyor. Bu yasa Anayasa’ya, uluslararası sözleşmelere aykırı. Rusya’da benzeri yasalar var ve AİHM bunları hukuka aykırı buldu” dedi.
Eşit yurttaşlık ve insan onurunun temel alınması gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, “Sadece birbirine benzeyenlerin eşitliği olmaz. Bu ülkede her yurttaşın özgür ve eşit yaşama hakkı vardır” ifadelerini kullandı.
Koçyiğit, “Sızan teklife karşı muhalefet etmeye şimdiden başlıyoruz. Resmileşmesini asla kabul etmiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.











