Haber: Tenzile Aşçı Kamera: Kerim Uğur(İZMİR) – İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, anayasa değişikliği tartışmalarında hedefin Anayasa'nın ilk dört maddesi olduğuna dikkati çekerek, ''Bizim Anayasamız 177 maddeden ibaret, daha önce değişiklikler yapıldı, yetmedi demek ki. Yetmeyen ne? Bence ilk dört madde. Diğer maddelerle ilgili bütün düzenlemeleri yaptılar. Böyle bakarsanız hedefin ilk dört madde olduğu, çok nettir. Bütün yurttaşların, bütün siyasi partilerin bu konuda gözlerinin açık olması, kulaklarının sağır olmaması gerekir '' dedi. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, anasaya değişikliği ve yargıda son günlerdeki tartışmalara ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuştu. Ceza infaz yasasına ilişkin görüşlerini açıklayan Yılmaz, şunları söyledi:“Önümüzde bir dokuzuncu yargı paketi var. Bununla ilgili de bazı açıklamalar devam ediyor. Bu açıklamalardan biri de Ceza İnfaz Kanunu'nda bazı değişikliklerin yine yapılacağı yönünde. Her yargı paketinde neredeyse Ceza İnfaz Kanunuyla ilgili birtakım düzenlemeler yapıldı ve zaten ceza yasası kanununun şu anda işin içinden çıkılamayan bir sisteme dönüştü. Özellikle zaten toplumla var olan cezasızlık algısının sebebi de bu. Yani Türk Ceza Kanunu'nda bir değişiklik yapmaksızın sadece Ceza İnfaz Kanunu'nda, infaz süreleriyle ilgili infaz rejimleriyle ilgili yaptıkları değişikliklerle bir nevi örtülü affı getirdiler. Ama ne yazık ki ne zaman toplumsal bir tepkinin varlığı, kadın cinayetlerinin görülür hale gelmesi, bu konuyla ilgili cezasız bir politikasının çok yüksek seslerle farklı platformlarda eleştirilmesi, siyasal iktidarın 'acaba ne oluyor’ demeye götürdü. Aslında burada yapılması gereken şey bu toplumsal tepkilerin varlığıyla çözüm üretmek değil. Ceza infaz kanununun geçmişten gelen hafızasını bugüne taşımaktı. Ne yazık ki bunu yapmadılar. Sahada yer alan uygulayıcıları, yasal düzenlemelere katmadılar. Bir takım düzenlemeler yapıp bunun tepkisini ölçmeye başlıyorlar. Biz yapalım. Tabii ki toplumsal tepki gelmeseydi bu düşünülmeyecekti. Bir konuya ilişkin bir tepkinin varlığı, o konuda yeni bir şey yapma ihtiyacı hissettiriyor. Aslında sorunun temeli hukuk devletidir.''''Dışarıda toplumun arasında bulunan insanları etkilemeyecek''Ceza İnfaz Kanunu'nda yapılacak değişikliklerin caydırıcı olup olmayacağını ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:''Tabii bunu bu konuya ilişkin toplumsal tepkinin artması üzerine Cumhurbaşkanı geçtiğimiz hafta bir açıklama yaptı. Ama ‘belli suç tipleriyle ilgili yapacağız bunları’ diye ifade etti. Ama bunları açıklamadılar. Ne olduğunu bilmiyoruz. Eleştirdiğimizde bu. Bir şeyler hazırlanıyor. Bunu basından, sosyal medyadan duyuyorsunuz. Bu işle ilgili kurumların, akademisyenlerin, hakimlerin, savcıların, baroların haberi olmuyor. Komisyonda ne yapılır? Meclis'te neler olur? Bunları bilmiyoruz. Bir bilinmezlikler içerisinde bir şeyleri tahmin etmeye çalışıyoruzancak, yasal düzenlemeyi gördükten sonra anlayabiliriz. Etkisi olur mu? Yani toplum o kadar cezasızlık kültürüne alıştı ki. Yani bunun yansımasının sadece o yasanın çıktığı dönemden sonrakini kapsayacağını biliyoruz bir de. Geriye dönük yapmayacaklar bunu. Çünkü bugün Ceza İnfaz Kanunu'ndaki bu rejimden istifade ederek dışarıda toplumun arasında bulunan insanları etkilemeyecek. Çünkü onlara lehe olan hükümleri uygulayacaklar. Aleyhe olan hükümleri uygulamayacaklar.Yani bundan sonrası için bakmak gerekir. Umarım istedikleri sonucu alırlar ama toplumda gerçek anlamda bir cezasızlık kültürünün yerleştiğini biliyoruz. Cezasızlık politikasını ortadan kaldırmadığınız sürece, halkı bilinçlendirmediğiniz sürece, kadına yönelik şiddetin farklı boyutlarını tartışmadığınız sürece, İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirmediğiniz ve İstanbul Sözleşmesi'yle birlikte 6284’ü entegre etmediğiniz sürece, bu cinayetlerin ya da cezasızlık politikasının bakış açısını halkta düzeltemezsiniz, mümkün değil. Bu tür infaz rejimiyle ilgili uygulamalar genelde suç tarihiyle ilgili değerlendirme yapılır. Ceza Kanunu'nda ya da Ceza İnfaz Kanunu'nda yeni bir düzenleme yaptığınızda şu an hükümlü olan veya dosyası Yargıtay'da veya dosyası istinafta olanları etkilemez, aleyhine olduğu için etkilemez, aleyhe hükmü uygulayamazsınız. Lehe hükmü uygulamak zorundasınız. Bu geleceğe dönük bir şeydir. Yani sonrasında o kanunun düzenlemenin yapılmasından sonraki süreçte işlenen suçları karşılar. Bunun dışındakileri kapsamayacaktır.''Anayasa değişikliği tartışmalarında Anayasa'nın ilk dört maddesine yönelik iktidar kanadından kullanılan ifadelere dikkati çeken Sefa Yılmaz, şöyle devam etti:''Yeni bir anayasa çalışmasıyla ilgili yapılmak istenilen düzenlemelerin geçmişten beri var olduğunu söyledik. Numan Bey, geçtiğimiz hafta içerisinde ‘Ben üçüncü maddeden bahsetmedim hiç. Üçüncü madde söylemedim’ gibi bir laf söyledi. Bizim Anayasamız 177 maddeden ibaret. Neredeyse ilk dört madde dışında değişmeyen bir madde kalmadı ki. Siyasal iktidar ‘Biz yeni bir sivil anayasa yapalım’ diyor. Bunu yapalım derken geçtiğimiz aylarda Sayın Meclis Başkanı 1921 Anayasası'nı işaret etti sivil anayasadan bahsederek. Oysa o da sivil bir anayasa değildi. Olağanüstü şartlarda bir anayasaydı. İçinde laik, demokratik, sosyal hukuk devleti yoktu. Kurtuluş Savaşı devam ediyordu. Cumhuriyet ilan edilmemişti daha. O anayasa işaret edildi.''Biz şimdi kanun devleti de değiliz''Ve ardından bir başka milletvekili kalktı 'Biz ilk 4 maddeyi de tartışabiliriz.' Sivil anayasadan anladıkları bu. Yani o ilk dört maddeyi gündeme taşımak. Bu dört maddeyi tartışmaya açmak ve bu tartışma çerçevesinde de istedikleri sonucu almak. Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasalarının hiçbiri sivil olamadı ne yazık ki. Hep belli dönemlerde, belli koşullarda olmak zorunda kaldı. Daha önce çok sayıda değişiklik yapıldı, yetmedi demek ki. Yetmeyen ne? Bence ilk dört madde. Diğer maddelerle ilgili bütün düzenlemeleri yaptılar. Sürekli anayasa düzenlemeleri değişiklikleri yapıldı. Böyle bakarsanız hedefin ilk dört madde olduğu, çok nettir. Bütün yurttaşların, bütün siyasi partilerin bu konuda gözlerinin açık olması, kulaklarının sağır olmaması gerekir. O tepkinin de mutlaka ortaya konması gerekir. O dört madde asla değiştirilmemeli. Eğer Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletiyse bunları tartışmaya açmanın bir anlamı yok. Çok sakıncalı ve tehlikelidir. Türkiye Cumhuriyeti bugün bir hukuk devleti değildir. Hukukun üstün olduğu bir devlet değildir. Biz eskiden 'hukuk devleti olalım, kanun devleti olmayalım' derdik. Şimdi kanun devleti de değiliz. Anayasa değişikliğinde çok dikkat etmek gerekir. Çok tedbirli olmak gerekir.''
Gündem
Yayınlanma: 17 Ekim 2024 - 11:55
İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz: ''Anayasa değişikliğinde hedef ilk dört madde''
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, anayasa değişikliği tartışmalarında hedefin Anayasa'nın ilk dört maddesi olduğuna dikkati çekerek, ''Bizim Anayasamız 177 maddeden ibaret, daha önce değişiklikler yapıldı, yetmedi demek ki. Yetmeyen ne? Bence ilk dört madde. Diğer maddelerle ilgili bütün düzenlemeleri yaptılar. Böyle bakarsanız hedefin ilk dört madde olduğu, çok nettir. Bütün yurttaşların, bütün siyasi partilerin bu konuda gözlerinin açık olması, kulaklarının sağır olmaması gerekir '' dedi.
Gündem
17 Ekim 2024 - 11:55
İlginizi Çekebilir