Haber: Osman Bekkar
(AYDIN) - Aydın Nazilli'de kestane üreticileri, satış fiyatlarının maliyetleri karşılamadığından yakındı. Üretici Zafer Selek "Şu anda kestane piyasasının 120 lira bandında açıldığı söyleniyor. Ben bunu şu anda 110 -120 lira arasında mal etmişim. Ben bunu nasıl 120 liraya satayıma? Durumumuz vahim" dedi. Kestane toplayan bir işçi ise "Ben üniversitede çocuk okutuyorum. Eşimin emekli aylığı yetmediği için çocuğum daha iyi okusun diye çalışmak zorundayım. Ameleliğe mecburum. Bir tüp olmuş 850 lira. Giderimiz çok. Masraflarımız çok" dedi.
CHP Nazilli İlçe Başkanı Sema Aslıhan Ökmen, Aydın'ın Nazilli ilçesinde kestane üreticileri ziyaret ederek sorunlarını dinledi.
"Çocuğum daha iyi okusun diye çalışmak zorundayım"
Kadın işçi, "Ben üniversitede çocuk okutuyorum. Eşimin emekli aylığı yetmediği için çocuğum daha iyi okusun diye çalışmak zorundayım. Ameleliğe mecburum. Bir tüp olmuş 850 lira. Giderimiz çok. Masraflarımız çok. Burada kaç tane yevmiyeci var. Bu tarlanın sahibi de aynı durumda. Burada bulunanların yevmiyesini dağıtacak. Ben 18 bin lira ile ev kirası mı ödeyeyim, çocuğun yurt parasını mı ödeyeceğim neye yetecek bu 18 bin lira. Eşimin aylığı 12 bin 500 lira, hayat çok pahalı. Ne kadar geliriniz olsa da günlük gelirimiz hemen gidiyor. Akşam eve para götüremiyoruz. Ekstradan bir şey alamıyoruz. Bir kilo peynir et kaç para, bir kilo süt kaç lira markete gidemiyoruz. Kendi ürettiğimizi kendimiz yiyoruz" dedi.
Bir kadın üretici ise "Ben üreticiyim kazanmıyorum. Ben de çocuk okutuyorum. Diyorlar ki 'hayvancılık pahalı' giderlerimizi bir görseler... Süt fiyatı düştü. 15 liradan 13 liraya. Yem fiyatları düşmüyor. Peynirler düşmüyor, üretici kazanamıyor. Hiçbir zaman üretici kazanmıyor. Üreticinin hiçbir yerde hakkı yok. Malımız yerde mi kalmış hiç kimsenin umurunda değil. Mazot olmuş kaç lira? Traktörün mazotunu bile dolduramıyoruz. Ziraat ilacı kullanmadan hiçbir şey yetişmiyor. Bu gördüğünüz ağaçlar bile ilaçla yetişiyor. Hastalıktan dolayı ilaç atılmak zorunda" şeklinde konuştu.
Ağaçta kestane düşüren bir işçi "Bu iş çok zor. Buradan düşme riski var. Geçtiğimiz sene yevmiyeler bin 750-2 bin liraydı. Bu sene ise 3 bin liradan aşağı yevmiye yok. Bu da kestane çırpma yevmiyesi. Daha bunun toplayıcısı var, haralcısı var. Daha da bu amelenin gelip gitmesi yiyip içmesi hepsi masraf. İnşallah mahsul para yapar da bir şeyler öğreniriz. Bizim para kazanmamız için kestaneyi en az 150 liraya satmamız lazım. Bu kestane bahçesine bahardan beri yapmış olduğumuz masraf bir yaz boyunca sulaması var, toplaması var" dedi.
Bir başka işçi de "Zahmetli bir iş bu. Bu kestane zor iş herkes yapamıyor. Yukarıda ağaçta çırpıcı bulunamıyor. Bu sene savaştan dolayı kestanenin ucuz gittiğini söylüyorlar" diye konuştu.
"Kalitede düşüklük var"
Üretici Zafer Selek şunları söyledi:
"Kestanede rekoltenin yüksek olduğunu söylüyorlar. Geçen seneye nazaran kestane rekoltede yükseklik var. Ancak anlatamadığımız olay geçen sene veya ondan önceki sene 10 ton gelen yerden bu sene 8 tona düştü. Bunun dışında ülkedeki kuraklıktan mı yoksa havadan mı sudan mı bilmiyorum kestane ve kestane dışında üretimde kalitede düşüklük var. Geçen sene 50- 55- 60 dediğimiz kalibresi gelen kestane 70- 75- 80'lara çıktı. Bunun olma sebebi hava kuraklığı. Bu kestaneyi sulamadan olmuyor. Sondaj çakalım sulayalım diyoruz. Bu sefer maliyetler yükseliyor. Bu bahçedeki ürünün hasadını şu anda ben maliyetini 120 liraya mal ediyorum. Ülkemdeki şu anda kestanenin satışı 120 lira 130 lira olursa, ben sadece 10 lira kendi yememi içmemi anca çıkartabilirim. Benim para kazanmam nerede. Bu bahçeyi tekrar tımar etmem nerede? İşçiliğimi yapmam nerede?
"Benim ihracattan yüzde 1 olan sübvanseyi bana versinler"
Bakanlarımız ziraat mühendislerimiz taşın altına elini sokup çiftçiye üreticiye, sübvanse edilen paradan, yüzde 1 versin. Fazla bir şey istemiyoruz desteklemeden. Benim ihracattan yüzde 1 olan sübvansemi bana versinler. Bana mazot parası altında gübre parası desteklemesi diye bir sürü pay çıkartılıyor. Ama bana bu paranın hangisi geliyor. Ben üreticiyim şu anda burada 30 kişi çalışıyor. 30 kişinin içerisinde yevmiyesi çırpıcıların 3 bin 500 lira. Bunların yemesi içmesi ekstra. Benim arabanın mazotu ekstra. Bunun dışında bir de kestanenin dövmesi var. İşçilik biraz daha artıyor. Maliyeti 120 liraya çıkacak. Ben bunu 120 liraya sattığımda tekrar bu ağaçların başına nasıl geleceğim. Hava şartlarına göre kuraklık devam ediyor. Rekolte gitgide düşüyor. Geçen senelere göre rekolte yüksek. Kalibre ise 50-55 olan iri kestane 80 oldu. Bu ürünümüzü kötülemek değil. Durumumuz gerçekten vahim.
Şu anda kestane piyasasının 120 lira bandında açıldığı söyleniyor. Ben bunu şu anda 110 -120 lira arasında mal etmişim. Ben bunu nasıl 120 liraya satayım. 120 lira altında düşerse gideceğim bir cuma günü 3-5 tane caminin önüne dedemin ninemin hayratı olsun diye dağıtacağım. Zaten bu ürün bana 110-120 lira girdim. Ben bunu niye kalkıp da başkalarına peşkeş çekeyim."
Çamlık köyünden Süreyya Yüksel ise "30 senedir kestane çırpma ile uğraşıyorum. Şu anda maliyetleri çok yüksek. Buraya işçinin gelmesi toplaması bu gömüye koyması günlük zaten bize 100 liraya mal oluyor. 120 liraya satıldığında bir şey kazanılmaz. İşçiliğini yevmiyesi anca çıkar. Kestanemizi değerinde satarsak biz de mağdur olmayız. Biz bunu üretmedikten sonra bir şey kazanmadıktan sonra kaç sene yapabileceğiz. Bu şekilde zarar ederek" dedi.
"Kestane üreticisi zor durumda"
CHP İlçe Başkanı Ökmen, şunları söyledi:
"Şu anda Nazilli ilçesi Aksu Mahallesi’ndeyiz. Kestane işçileri ve emekçileri ile birlikteyiz. Onların hem yanlarında olmak hem de sorunlarını dinlemek için buraya geldik. Dağlık ve yamaç bir alanda kestane toplanıyor. Üreticilerimiz şu anda çok zor durumdalar. Bir sene boyunca üretilen kestanenin maliyeti çok çok yüksek. Burada yevmiyecilerimiz de var. Açıklanan yevmiye fiyatı 2 bin 750 lira oldu. Fakat bugün 3 bin 500 lira bandında bir ödeme var. Yevmiyecilerimize az gelen bir rakam. Nazilli Aydın bölgesinde en çok kestanenin üretildiği yaklaşık 10 bin ton kestane üretilen bir ilçe. Burada üretilen kestane ünlenmiş durumda değil. Kestane denildiğinde ilk akla gelen Bursa oluyor. Bursa'ya giden kestaneler, Nazilli ilçesinden Sultanhisar'dan gidiyor."
Ökten, kestane ağaçlarında da yaşanan hastalıkların verim kaybına neden olduğunu belirterek "Ağaçlarımızı son döneminde görülen kanser dediğimiz o şekilde nitelendirilen bir hastalık mevcut. Bu hastalıkla ilgili etkin bir mücadele verilemiyor. Kansere herhangi bir tedavi bulunmuş değil. O yüzden üreticilerimiz emek emek işledikleri ağaçları kesmek zorunda kalıyorlar. Aynı zamanda Gal arıları dediğimiz bir arı cinsi var. Bunu da ilaçlamalarla çözüm bulmaya çalışıyorlar. Buna ilaçlamalarla bir çözüm olmuyor" dedi.
"Her üreticide olduğu gibi kestane üreticisi de çok zor durumda" diyen Ökten, "Üretim maliyetleri ile boğuşuyorlar. Gübresi ilacı ilaç maliyeti taban maliyeti işçi maliyeti ciddi anlamda üreticilerimiz zorluyor. Hükümetin doğru tarım politikaları ile çiftçinin ve üreticinin desteklemesi gerekiyor. Yoksa tarımdan uzaklaşan bir ülke haline geleceğiz. Bu yolda da ilerliyoruz. Biz tarım kentinde yaşıyoruz fakat üreticilerinin çoğu tarımı bırakmak noktasına geldiler" diye konuştu.