GENÇAĞA KARAFAZLI
(RİZE) - Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yasak talebiyle yargılandığı dava ile ilgili "O kararın onaylanması, siyasi yasağın gelmesi Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına bir leke olarak tarihe geçecektir" dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Rize Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi'ne katılmak üzere geldiği Rize’de partisinin il başkanlığında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Arıkan, şunları söyledi:
“Dünyada önemli bir gündem maddesi var bu da Gazze'de Filistinlilere karşı yapılan zulüm. Dün gece yine çok acı hadiseler yaşandı katliam her ne kadar birinci yılına giriyormuş gibi lanse edilse de katliam 76 yıl içerisinde 1948'den beri bu katil İsrail terör örgütü Filistin'deki halka zulüm yapıyor oradaki insanları ortadan kaldırmaya yönelik hamlelerini hızlı bir şekilde yapmakta. Biz ise sadece değerlendirme yapıyoruz sadece hamasi cümleler kurabiliyoruz sadece kınama mesajları yayınlayabiliyoruz.
“Ortadoğu'nun en kritik kara parçalarından bir tanesi Kıbrıs olacak”
Kıbrıs hadisesi var bir de. ABD Başkanı Biden açıklama yaptı, 'Savaşın bölgeye yayılmasını biz arzu etmiyoruz' dedi ama 40 bin tane askerini bölgeye yığdı ve 4 tane savaş gemisini Kıbrıs limanlarına yanaştırdı. Ardından İngiltere açıklama yaptı o da aynı minvalde 'Savaşın yayılmasını istemiyoruz' dedi ama 700 tane askerini Kıbrıs'a konumlandırdı. Niye konumlandırıyorlar? Kıbrıs da artık elden gidiyor, bundan sonra Ortadoğu'nun en kritik kara parçalarından bir tanesi Kıbrıs olacak. Akdeniz'deki planlamalarda en kritik nokta Kıbrıs olacak Kıbrıs'taki varlığımızı muhafaza etmek için bugünden daha fazla gayret göstermek durumundayız Allah bugünkü idarecilere akıl fikir feraset versin. Bir yıl önce hafızanızı yine biraz daha zorlamanızı istirham edeceğim. Türkiye ısrarla garantör devlet olmak istiyordu, Filistin’le İsrail arasındaki problem için garantör devlet olmak istiyordu artık ağzına bile alamıyorlar. Niye, bu çağrı bir karşılık görmüyor, biz yalnız yapayalnız bir ülke haline geldik herkesle kavgalıyız. Herkesle ey ile başlayan cümleleri kurduk ama arkasını getiremediğimiz için bugün ne garantör devlet olabiliyoruz ne de arabuluculuk noktasında mesafe alma imkanını yakalayamıyoruz maalesef.”
“Türkiye'de adalete güven yüzde 20'lere kadar düşmüş vaziyette”
Halkın adalete güveni kalmadığını dile getiren Arıkan, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Kamuoyu yoklamaları yapılıyor. Türkiye'de adalete güven yüzde 20'lere kadar düşmüş vaziyette. İçişleri Adalet Bakanı Yılmaz Tunç geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı diyor ki ya 'Türkiye'de suçlunun yaptığı yanına kar kalıyor gibidir anlayış var. Biz 22 yıldır yaptığımız düzenlemelerle bu anlayışı değiştik herkesin vicdanı rahat olsun' diyor. Daha geçtiğimiz pazar günü 26 suçtan sabıkası olan 19 yaşındaki çocuk, 27 yaşındaki gencecik bir polisimizi şehit etti. Katilin annesi bile isyan etti. Biz ne ile teselli bulduk? O katili hayvan torbasına koyarak toplumun gazını almaya kalktık. Bu çocuk 19 yaşında, bu doğduğunda iktidarınızın 3'üncü senesindeydiniz, sizin devriniz, sizin milli eğitim politikalarınızla da büyüdü bu noktaya geldi katil oldu. Siz bu kadar sabıkası olan genci elini kolunu sallayarak nasıl sokaklarda dolaştırabiliyorsunuz. Narin kızımız, fındık kadar bir köy ve aylar oldu gün haftalar oldu bir katili hala bulamadılar. Niye kamuoyu yoklamalarında 85 milyonluk Türkiye'nin yüzde 20'si adalete inanıyor, niye diğerleri inanmıyor? İnsanlardaki algı şu artık mahkemelere giderken davalara giderken yüzde yüz haklı olduğumuz konularda bile, acaba diye gidiyoruz.”
“İmamoğlu’nun cezalandırması Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına kara bir leke olarak tarihe geçecektir”
İstanbul büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı dava ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Arıkan, şunları ifade etti:
“Tartışma zamanı fuzuli bir zaman israfıdır, o kararın onaylanması siyasi yasağın gelmesi ise Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye demokrasisi adına bir leke olarak tarihe geçecektir. Sayın Cumhurbaşkanı bunun en büyük muzdariplerinden bir tanesi, sayın kurucu liderimiz Erbakan hocamız bu işin en büyük mustariplerden bir tanesi okuduğu bir şiirden dolayı yasak almıştı. Sayın Erdoğan ha keza okuduğu şiirden dolayı, Erbakan hocamız konuşmasından dolayı sayın Erdoğan şiirinden dolayı sayın İmamoğlu da bir cümleye bir konuşan cümleye atıfta bulunduğu için böyle bir ceza alma tehlikesiyle karşı karşıya. Zaten deminden beri konuştuğumuz konunun özeti de bu olur. Ama, bunun da bu kadar daha karar çıkmadan kararın çıktığı ne olduğu bilinmeden Türkiye gündemini meşgul etmesini de biz doğru bulmuyoruz. Sayın İmamoğlu’nun ceza alıp almayacağının bu kadar ülke gündemini meşgul etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çok daha çözülmesi gereken sorunlar var.”