(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, "Tıkanan bir yargı sistemi sorunu var. Yargı mensuplarının liyakat sorunu var. Bütün bu yapısal sorunlar için bir yargı reformuna ihtiyacımız var" dedi. CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer de "İfade özgürlüğü kapsamında cezaevinde olanlarla ilgili herhangi bir indirim yapılmazken, adi suçlarla ilgili organize suç örgütü liderleri için özel af niteliğinde infaz yasası değişiklikleri yapıldı. Bunları siz yaptınız. Suç oranlarını arttıracağını söyledik ama dinlemediniz" diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nda Saadet Partisi'nin "Adalet reformunun kapsamının belirlenmesi, sorun ve çözüm önerilerinin belirlenmesi" ile ilgili grup önerisi reddedildi.
"Tıkanan bir yargı sistemi sorunu var"
Önerge ile ilgili söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, önergenin gerekçesini anlatırken, adalet kurumunun toplum için en önemli dayanaklardan biri olduğunu ancak hukuk devleti ilkesinin büyük bir yara aldığını söyledi. Siyasette en önemli normalleşmenin hukuk düzeninde olması gerektiğini vurgulayan Şahin, yargı reformu oluşturulması gerektiğini ifade etti. Cezasızlık algısına dikkati çeken Şahin, şunları söyledi:
"Tıkanan bir yargı sistemi sorunu var. Yargı mensuplarının liyakat sorunu var. Bütün bu yapısal sorunlar için bir yargı reformuna ihtiyacımız var. Kitlesel mağduriyerlere yönelik önemli sorunlar var. Adil, eşitlikçi ve gerçekçi bir infaz yasası gerekiyor. Uzlaştırma kurumunun kapsamının genişletilmesi yargı organının da yükünü alacaktır. Ekonomik işlemlere ekonomik çözümler alınması masaya yatırılmalıdır. Yoksulluk nafakası süresinin tarafların evlilik süresi, eğitim, meslek ve sağlık durumu gibi kriterlere göre belirlenmesi gerekiyor. Kamuda liyakatli bir sistemin inşası için mülakat uygulamasının kaldırılması önemli bir adım olacaktır. Belediye şirket işçilerinin özlük haklarının yetersiz olması nedeniyle seçim döneminden sonra işten çıkarmaların, aldıkları maaşın kiraya dahi yetmemesi gibi önemli sorunlara çözüm için özlük hakları yeniden düzenlenmelidir. Emeklilik sisteminde gelecek nesilleri borç içine sokmayacak adil, eşitlikçi, uygulanabilir yeni bir sistem inşa edilmesi yönünde gerçekçi çalışmalar yapılmalı."
"Yargı ve reformu sadece bir vaatten ibaret olmamalı"
İYİ Parti Afyon Milletvekili Hakan Şeref Olgun da Türkiye'de demokratik hukuk düzeninin düzeltilmesi için bir ortak bir kanaat oluşması gerektiğini belirterek, toplumun yargıya güven duymadığını vurguladı. Olgun, şunları söyledi:
"2023 yılı itibarıyla yapılan araştırmalar toplumumuzun yüzde 70'inin yargıya güven duymadığını ortaya koyuyor. İnsanlar neden yargıya güven duymuyor; işte reforma tam da buradan başlamak gerekiyor. Yargı Reformu Strateji belgeleri ne yazık ki gerçek anlamda bir sonuç doğurmaktan uzak kalmıştır. Bu belgeler birer iş listesinden ibaret olup yargının kritik meselelerine dokunamamıştır. Planlı bir yargı reformu süreci olsaydı 2015 ve 2019'da yeni strateji belgeleri oluşturmak yerine hedeflerin ne derece gerçekleştirildiğini belirlemelilerdi. Bu durum reformun içeriğinin gözden geçilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Yargı ve reformu sadece bir vaatten ibaret olmamalı temel amacımız kaliteli yargı hizmeti sunmak olmalıdır."
"Demokrasinin olmadığı yerlerden bile gerideyiz"
DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan da şunları söyledi:
"Sivil tolum kuruluşlarının açıklamış olduğu raporlar var. Türkiye 142 ülke arasında 117. sıraya geriledi. Biz Türkiye olarak Tanzanya ve Kongo gibi demokrasinin olmadığı yerlerden bile gerideyiz. Türkiye'de toplumun adalet beklentisine güveni her geçen gün azalıyor. Her 4 kişiden 3'ü haksızlığa maruz kaldığında herhangi bir girişimde bulunmaktan çekiniyor. Adaletsizliğin zirveye çıktığı alanların başında cezaevleri geliyor. Tecrit, işkence, kötü muamele ile cezaevleri birer işkence merkezine dönüşmüştür. Siyasi mahkumlara ikili bir hukuk, düşman hukuku uygulanıyor.
"Suç oranlarını arttıracağını söyledik ama dinlemediniz"
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer ise şunları söyledi:
"Hukukun değil, şantajın, rüşvetin, siyasi tutumların yazılı olmayan kanunlarıyla adeta kıskaca alındığı bir dönemi birlikte yaşıyoruz. En özgürlükçü kanunları yazalım uygulayıcıların karşısında bu metinler ne yazık ki çöpe dönüyor. Öncelikle yapılması gereken yargı üstündeki siyasi vesayetin bir an evvel kaldırılmasıdır. Bunun yolu da HSYK'nın başından atanmış bir bürokrat olan Adalet Bakanı'nın bir an önce çekilmesidir. Diğer bir sorun ise kanun yapma süreçleriyle ilgili. İnfaz yasasının onlarca maddesi yeniden düzenlendi. Komisyonlada özellikle ifade özgürlüğü kapsamında cezaevinde olanlarla ilgili herhangi bir indirim yapılmazken, adi suçlarla ilgili organize suç örgütü liderleri için özel af niteliğinde infaz yasası değişiklikleri yapıldı. Bunları siz yaptınız. Suç oranlarını arttıracağını söyledik ama dinlemediniz."