(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Sağlık Bakanlığı görüşmeleri devam ediyor. İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Bakan, 'biz bu çetenin varlığını Mart 2023'te öğrendik' diyor. Elimde 2016 yılında başlamış bir soruşturmanın belgeleri var. 'Süleymaniye Hastanesi ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Hastanesi, burada doktorlar birtakım çetelerle anlaşmışlar. Bu anlaştıkları çeteler devleti soyuyor, çocukları yanlış tedavi ediyor' deniliyor. 'Mart ayında bunu öğrendik' diyorsunuz. Mart ayında öğrendiniz de ondan sonra ne yaptınız? 5 Mayıs 2023'te 'çok gizli bir operasyon başlattık' diyorsunuz. İlk yaptığınız şey Medilife Hastanesini ziyaret etmek. Bu hastanedeki katliamın karartılmasına bu fotoğraflar sebep oldu" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Sağlık Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sürüyor. Muhalefet partisi milletvekilleri yenidoğan çetesi skandalına dikkat çekerek, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Kemal Memişoğlu'nu istifaya davet etmeye devam ediyor.
"İnsan sağlığına verdiğiniz önem, komisyonculuktan kazandığınız para kadar"
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı şunları söyledi:
"Sağlık ticarileştirildi, hastalar müşteri olarak görülmeye başlandı. Özel hastanelerin önü açılarak, çok sayıda kamu hastanesi kapatıldı. Batıda sağlığı ticarileştiren ülkeler bundan vazgeçiyor, bunu yapmayın. Cumhurbaşkanının ülkeyi devlet değil şirket yönetir gibi yönetmesi sağlığı da özelleştirdi. Yeni doğmuş bebeklerin ölümüne sessiz kaldığınız için siz dahil bütün iktidarınız sorumludur. Bir hastane sahibinin hastane sahibi olmasını hiç yadırgamadınız. O bakan da sağlık sistemini şirket gibi yönetti. AKP, bir halk sağlığı sorunudur. Sağlıkta şiddetin önü açıldı. Hekimleri vatandaşlarla karşı karşıya getirerek sağlıkta şiddetin önünü ve hekim göçünün de önünü açtınız. İnsan sağlığına verdiğiniz önem, komisyonculuktan kazandığınız para kadardır."
"Bu soru önergelerinin her birisi bir bakanın istifa etmesi için yeterli"
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez şunları söyledi:
"Elimde onlarca soru önergesi var. Bu soru önergelerinin her birisi bir Bakanın istifa etmesi için yeterli. İstanbul'daki görüntüleme çeteleri, Maraş'taki stent çeteleri, hastanelerden kaybolan hastalar, eski sağlık bakanının hastanelerine tahsis edilen arsalar... Onlarca soru önergesi var ve bunların hiçbirisine cevap verilmedi. Millet iradesinin tecelli edildiği bu Meclis'te milletvekillerinin verdiği soru önergelerine neden cevap verilmiyor? Niye bu millet iradesi ciddiye alınmıyor?
'Biz bu çetenin varlığını Mart 2023'te öğrendik' deniliyor. Ben bunun koca bir yalan olduğunu şimdi ispat edeceğim. Elimde 2016 yılında başlamış bir soruşturmanın belgeleri var. 'Süleymaniye Hastanesi ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Hastanesi, burada doktorlar birtakım çetelerle anlaşmışlar. Bu anlaştıkları çeteler devleti soyuyor, çocukları yanlış tedavi ediyor' deniliyor. 17 Kasım 2016'da bu raporun ardından suç duyurusunda bulunun deniliyor. Bu tarihte İstanbul İl Sağlık Müdürü Sayın Bakan. Sayın Bakana soruyorum, bu rapordan haberin mi yoktu, sümenaltı mı ettin? 'Ben bu işi Mart ayında öğrendim' diyorsunuz. Özel hastaneleri denetleme şubesine göre; 'burada vahşet var, çocuklara kötü tedavi ve muamele yapılıyor, devlet soyuluyor' demiş. Neden bunları ciddiye almadınız. Mart ayında bunu öğrendik diyorsunuz. Mart ayında öğrendiniz de ondan sonra ne yaptınız? 5 Mayıs 2023'te 'çok gizli bir operasyon başlattık' diyorsunuz. İlk yaptığınız şey Medilife Hastanesini ziyaret etmek. Bu hastanedeki katliamın karartılmasına bu fotoğraflar sebep oldu.
Bu hastanedeki doktorların aralarındaki yazışmalar var. 'Nefesini kestim, çok ağlıyordu öldürdüm, testislerini çürütmüşsünüz' deniyor. Entübasyonu hemşireler yapıyor. Dünya kadar belge var. Sayın Bakanın 'çok gizli operasyon yaptığı' dönemde oluyor bunlar. Bu dönemde poz poz resimler verip, hastanenin arkasında olduğunu söylüyor."
"AKP'nin yarattığı sağlık sisteminin bir sonucudur"
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, "Bu olay bir grup insanlıktan çıkmış kişilerin bebekleri öldürmesinden öte AKP'nin yarattığı sağlık sisteminin bir sonucudur. Bu olaylar yaşanırken ilk CİMER başvurusu 2016 yılında yapılıyor. Bakan o sırada İl Sağlık Müdürü ve hiçbir şey yapmamış. Bir önceki bakan özel hastaneler sahibi, yeni bakan yenidoğan çetesi sorumlusu. Sağlıkta dönüşüm adı altında saplık sistemini piyasalaştırarak rezalet bir sistem yarattınız. Denetim kim siz kim? Buradan Bakan'a soruyorum; 2024 itibarıyla SGK ile anlaşması olan kaç hastane denetlendi? Yenidoğan çetesi skandalının bununla sınırlı olmadığını görüyoruz" dedi.
"Öyle tahmin ediyorum ki bu ülkede başka başka çeteler de vardır"
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı ise şunları söyledi:
"Son dönemde yenidoğan çetesi var ama öyle tahmin ediyorum ki bu ülkede başka başka çeteler de vardır. Bir konuda yanlışlık, suç hatta ihmal de olabilir. Önemli olan denetimle ilgili yetkililerin bu konuların üzerine nasıl gittiğidir. Ceza mı veriliyor, görmezden mi geliniyor sorunudur. Antalya’da bu konuyla ilgili Daire Başkanlığı makamı 10 ay süreyle boş kaldı. Burada siyasetle ilgili bir durum mu oldu, araştırın. Antalya’da SGK Hastanesi meselesi var. Antalya'nın merkezinde hastaların kolayca ulaşabileceği bu hastanenin yerine acilen 400 yataklı bir devlet hastanesi yapılması lazım. Çevredeki eczaneler, esnaf yönünden de yıkılmadan yeni hastanenin yapılması lazım. Eğer yıkılıp yeniden yapılsın denilirse bu alanın başka rantlara kurban gideceğini biliyoruz."
"Sağlıkta çeteleşme sorununu şeffafça aydınlatın Türk milleti arkanızda durur"
İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta ise şunları söyledi:
"Geçmiş 22 yılı anlatmak yerine ben olsam sunumumda yenidoğan skandalını şeffafça anlatırdım. Bu sadece yenidoğan çetesi değil, sağlıkta bu çeteleşme işi oluşmuş. Belki bu sizin bakanlığınıza mal olur ama Türk milleti arkanızda olur. Bakanlığınız zaten bitecek ama itibarınız yükselsin. Bu tarihi fırsatı değerlendirin. Özel ve kamu hastanelerine ciddi bir denetim getirilmesi lazım, bütün hastanelere çatkapı gidilmeli. Sizin kimseden korkacak bir durumunuzun olmaması lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bakanısınız.
Bir doktor babası olarak, doktorların ne kadar fedakarlık yapıldığını daha çok görüyorum. İki üç günde bir bu çocuk ağlayarak geliyor. Sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalıyorlar. Dolayısıyla bu konuda gidilmesi gereken hala çok yol var. Bu durum halkın sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıracak. Avrupa ve İngiltere'de bu durumun çözülmesi için hukuki koruma ve caydırıcı cezalar verilmekte, hastane girişlerinde güvenlik kontrolü yapılması ayrıca güvenlik personeline kriz yönetimi eğitimi verilmektedir. Adli vakalar için özel birimler oluşturulmalı. Avrupa ülkelerinde şiddet mağduru personele de psikososyal destek verilmektedir."