(TBMM) - Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, "Şunun açık ve net bilinmesi lazım; madencilerin haklarını almalarını engelleyenler yeni maden katliamlarının failleridir. Biz bunu daha önce yaşadığımız bütün katliamlarda deneyimlemiş ve acıyla öğrenmiş olarak söylüyoruz. İşçinin sözüne itibar edilmediği yerde yeni ölümler gelir. Onlarca işçi kilometrelerce yolu çıplak ayakla yürüyorsa hep beraber buna kulak vermek gerekir. Bunun yapılacağı yerde işçileri sindirmek, susturmak için çaba sareden iktidar; bizi sindireceğini sanıyorsa yanılıyor" dedi.
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM'de düzendiği basın toplantısında yaptığı konuşmada gündeme ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Amasra maden faciasında yaşamını yitirenleri anan Erkan Baş, Türkiye'de pek çok maden faciası yaşandığına işaret etti. "Bizler dur demedikçe bu aşırı kar hırsı nedeniyle maden faciaları devam edecek" diyen Baş, şöyle devam etti:
"Tam da bunlar yaşanmasın diye, yeni madenci ailelerinin ocağına ateş düşmesin diye 'bu işin fıtratında ölüm var' sözünü tarihe gömmek için maden işçisi arkadaşlarımız yollara düştüler. Kilometrelerce yolu çıplak ayakla yürüyen Fernas maden işçilerinden söz ediyorum. Onları susturmak isteyen, yetmeyince kamuoyunun görmeyeceği saatlerde arkadaşlarımızı gözaltına alarak susturmaya, sindirmeye çalışan bir iktidardan bahsediyorum. Şunun açık ve net bilinmesi lazım; madencilerin haklarını almalarını engelleyenler yeni maden katliamlarının failleridir. Biz bunu daha önce yaşadığımız bütün katliamlarda deneyimlemiş ve acıyla öğrenmiş olarak söylüyoruz. İşçinin sözüne itibar edilmediği yerde yeni ölümler gelir. Onlarca işçi kilometrelerce yolu çıplak ayakla yürüyorsa hep beraber buna kulak vermek gerekir.
"Fernas işçilerinin taleplerini sahiplenmeliyiz"
Bunun yapılacağı yerde işçileri sindirmek, susturmak için çaba sarf eden iktidar; bizi sindireceğini sanıyorsa yanılıyor. Tek bir geri adım atmayacağız. İşçilerin mücadelesinin yanındayız. Ankara açık bir sınıf savaşına şahit oluyor. Sırf Fernas'ın patronu milletvekili daha fazla semirsin diye, bu halkın kaynaklarını daha rahat sömürsün diye onlarca emekçiyi gece vakti yaka paça gözaltı yapıyorlar. Emekçiler haklarını aramasın diye belki de yeni katliamların önü açılıyor. Söyleyecek söz bulamıyorum. İyi yapıyorsunuz, bu adama, bu işçi düşmanına arka çıkın ki gerçek yüzünüz ortaya çıksın. Siz nasıl ona arka çıkıyorsanız bu ülkede milyonlarca işçi, emekçi de maden işçilerine arka çıkmaya devam edecek. Bir saniye bile beklemeden Fernas işçilerinin taleplerini sahiplenmeliyiz. Bu patron küstahlığına karşı ülkenin her yanında madenci dostlarımızla dayanışmak için bir arada olacağız."
"Bu ekonomik krizlerin hiçbiri işçiler nedeniyle çıkmadı"
İstanbul'da geçen pazartesi günü 'Halk için Ekonomi Paketi'ni açıkladıklarını anımsatan Erkan Baş, şöyle devam etti:
"Çeşitli vesilelerle muhalefete dillendirilen bir eleştiriyi hatırlatmak istiyoruz. Muhalefet, halkın yaşadıklarını göstermeye odaklanmış durumda. Şu bir gerçek; halk zaten ne yaşadığının fazlasıyla farkında. Bize düşen buna çözüm üretmek olmalı. Biz bunun nedenlerini açık bir şekilde ortaya koymazsak bir süre sonra bu tabloya alışılıyor. Oysa bizim yapmamız gereken şey bu sefaletin temel nedenlerini ortaya koymak ve bu sömürünün nasıl ortadan kaldırılacağını ortaya koymak olmalı. Bu ülkede sayısız ekonomik kriz gördüm. Bu ekonomik krizlerin hiçbiri işçiler nedeniyle çıkmadı. Hangi ekonomik krize fabrikada 10- 12 saat çalışan işçiler neden oldu? Hangi ekonomik krize ay sonunu getiremeyen öğretmenler, doktorlar neden oldu? Tüm bu ekonomik krizler bir avuç zengin azınlığın daha zengin olması için ortaya çıktı. Halk daha kolay sömürülsün diyen siyasi iktidarlar tarafından ortaya çıktı. Çok net söylüyoruz; patronlar artık bir zahmet seslerini kesecek artık işçiler konuşacak. İşçiler, emekçiler, halk bu kez faturayı patronlara yazacak.
"Yağmacı sözleşmelerle sermayeye devredilen her şeyi geri alacağız"
Çok basit bir şey, temel tartışmamız şu; kaynağı nereden bulacaksınız deniyor. Bir; bizden çalınanları geri alacağız. Yağmacı sözleşmelerle sermayeye devredilen her şeyi geri alacağız. Kamu zararının uğradığı ihaleler tahsil edilecek. Lüks ve şatafat harcamaları, araba ve yatları satarak bütçeye dahil edeceğiz. Örneğin vergide adalet diyoruz. Hep emekçinin maaşından mı vergi ödenecek? Vergiyi zenginden alacağız. Toplam vergiler içinde Dünya'da eşi benzeri olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Burada yapılması gereken şey bu paranın kamu yararına kullanılmasıdır. Vergi sistemimize servet vergisini ekleyeceğiz. Enflasyonla gerçek mücadele diyoruz. Ne zaman işçi, memur zam talep etse enflasyon deniliyor. Geride kalan 9 ayda zam yapmadınız, enflasyon düştü mü? Burada yanlış bir teşhis var, enflasyonla mücadele edilmek isteniyorsa aşırı karları vergilendirmemiz gerekiyor.
"Gençlerimizin ülkede kalmasını sağlayacak koşulları yaratacağız"
Bu paketi vatandaşlarımızın dikkatine, eleştirisine sunuyoruz. Bu kaynakları doğru kullandığımızda halk için ücretsiz ve nitelikli kamu hizmeti yapılabilir. Asgari ücret genel ortalama ücret olmaktan çıkartılarak insanca bir ücret haline getirilir. Tüm sözleşmelerin toplu iş sözleşmeleriyle belirlenmesinin önü açılır. Emekçinin patronlardan daha fazla vergi ödediği saçmalığa derhal son verilerek vergi adaleti sağlayacağız. Çalışma saatleri kademeli olarak inerek haftalık 35 saate düşecek. Ücret kaybına neden olmadan yeni istihdam alanları yaratılacak. Kamusal barınma fonu oluşturulacak. Kira artışları denetlenecek sosyal konut yapılacak. Gelir garantisi olmayan vatandaşlarımıza enerji ve iletişim kullanım faturaları belirli kotalar içinde kamu bütçesinden karşılanacak. Kadın istihdamını arttırmak için Kadın Çalışma Destek Merkezi ve kreşler açılacak. Gençleri ucuz işgücü olarak sömüren MESEM protokolü iptal edilecek. Gençlerimizin ülkede kalmasını sağlayacak koşulları yaratacağız. Emeklilerin insanca yaşaması için alt sınır bir aylık belirlenecek."