Altın Lale İçin Yarışıyor: Kara Mizah ve Gerilim Ustaca Harmanlandı!
Festivalin Altın Lale yarışma bölümünde yer alan film, Atlas Sineması'nda yoğun bir ilgiyle karşılandı. Başrollerinde dünyaca ünlü yıldızlar Steve Buscemi, Britt Lower ve John Magaro'nun yer aldığı "Saykoterapi", boşanmanın eşiğindeki bir yazar ile geçmişi karanlık sırlarla dolu emekli bir seri katilin beklenmedik dostluğunu merkezine alıyor. Tolga Karaçelik'in kendine has kara mizah anlayışıyla gerilimi ustaca birleştirdiği bu özgün anlatı, sadece bir suç hikayesi olmanın ötesine geçerek yazarlık, anlatıcılık ve insanın kendi iç dünyasıyla yüzleşmesi üzerine derinlikli bir yolculuğa çıkarıyor.
Karaçelik'ten İlk Yurt Dışı Deneyimi: "Özgürlük Hissi Beni Daha Cesur Yaptı!"
Film gösteriminin ardından seyircilerin meraklı sorularını yanıtlayan yönetmen Tolga Karaçelik, ilk kez yurt dışında film çekmenin getirdiği zorlukları ve bu deneyimin yaratıcılığı üzerindeki etkilerini samimi bir şekilde paylaştı.
"Yeni Bir Dilde Yönetmenlik Yapmak Büyük Bir Sınavdı!"
"Bu benim ilk yurt dışı filmim. Yeni bir dilde senaryo yazmak ve o dili yönetmenlik düzeyinde hissetmek büyük bir sınavdı" diyen Karaçelik, uluslararası ekibinin destekleyici yaklaşımının bu zorlu süreci önemli ölçüde kolaylaştırdığını ifade etti.
Yurt Dışı Çalışmanın Yaratıcılığa Etkisi: "Daha Demokratik Bir Ortamda Çalıştım!"
Yurt dışında çalışmanın yaratıcılığını nasıl etkilediği yönündeki bir soruya Karaçelik, "Sanırım en büyük fark özgürlük hissiydi. Türkiye’de zaman zaman yaratıcı fikirler, politik ya da sektörel kısıtlamalarla şekillenebiliyor. Oysa burada fikirlerin çarpışmasına açık, daha demokratik bir ortamda çalıştım. Bu da beni daha cesur olmaya itti" cevabını verdi.
Uluslararası Alanda Temsil Sorumluluğu: "Bağımsız Sinemada Farklı Bir Bakış Sunmak Değerli!"
Uluslararası alanda üretim yapmanın beraberinde getirdiği temsil sorumluluğuna da dikkat çeken yönetmen, "Bir Türk olarak yurt dışında iş üretmek, beraberinde ciddi bir sorumluluk getiriyor. Bu hem yük hem de bir ayrıcalık. Farklı bir bakış sunabilmek, bağımsız sinemada çok değerli bir şey" şeklinde konuştu.
Mizahın Yerelliği ve Evrenselliği: "Duyguyu Doğru Aktarmak Çaba Gerektiriyor!"
Kültürel kodlar ve mizah anlayışının evrenselliği üzerine gelen bir soruya ise Tolga Karaçelik, "Mizah evrensel gibi görünse de çok yerel bir mesele. Neyin komik olduğunu anlatabilmek, bir duyguyu doğru aktarabilmek çoğu zaman ekstra çaba gerektiriyor. Ama bu da işin büyüleyici tarafı" yanıtını verdi.
"Yeni Bir Coğrafyada Yine 'Ben' Olarak Bir Hikaye Anlattım!"
Yeni filmini kişisel ve mesleki bir dönüm noktası olarak tanımlayan Karaçelik, "Yeni bir coğrafyada, yeni bir dilde ama yine ‘ben’ olarak bir hikaye anlattım. Bu bana sinemanın ne kadar evrensel ama aynı zamanda ne kadar kişisel bir şey olduğunu tekrar hatırlattı" diyerek sözlerini noktaladı.