(İZMİR)- Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube üyeleri, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla İZBAN İstasyonu önünde açıklama yaptı. Şube Başkanı Turgut Aydın, “Her çocuğun güvenli ortamlarda 'çocukça' yaşayabilmesi adına bütün yerel yönetimlere ve merkezi yönetimlere geleceğimiz olan çocuklarımız için her türlü yardımı ve desteği sunmaları çağrısını yapıyor ve çocuklarımızın yeniden oyun oynayabilecekleri sokaklarda ve bölgelerdeki çatışmaların bir an önce son bulmasını ümit ediyoruz” dedi.Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube üyeleri, Karşıyaka İZBAN İstasyonu önünde bir araya gelerek 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Şube Başkanı Turgut Aydın, Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin taraf olan ülke sayısının en yüksek olduğu sözleşme özelliğini taşımasına rağmen dünyanın birçok yerinde eğitim hakkına ulaşamama, çocuk istismarı, çocuk emeğinin sömürüsü ve iş cinayetleri, çocuk yaşta evlilikler, çocuk katliamları gibi çocuk hakları ihlallerinin korkunç boyutlarda olduğunu söyledi."Dünyada çocuklara bayram armağan eden ilk ve tek ülke olarak, ülkemizde çocuk haklarının ne durumda olduğuna baktığımızda vahim bir tablo ile karşı karşıya kaldığımızı görmekteyiz" diyerek sözlerini sürdüren Aydın, şunları kaydetti:"Daha geçtiğimiz günlerde; Diyarbakır’ın Tavşantepe kırsalında, 8 yaşındaki Narin Güran’ın yakınları tarafından hunharca katledilmesi, Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde 2 yaşındaki S. Y.’nin ve yine Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde 9 aylık Sıla bebeğin ebeveynlerinin ve yakınlarının fiziksel şiddetine ve cinsel istismarına uğradıktan sonra yaşamlarını yitirmesi ve kamuoyunda ‘yenidoğan çetesi' diye adlandırılan, Doktor Mengele kılıklı, sözde doktorlar tarafından, daha dünyaya gözlerini açar açmaz onlarca bebeğimizin katledilmesi, İzmir’in Selçuk ilçesinde vahşi kapitalist sisteminizin beş yavrumuzu katletmesi ülkemizdeki bu durumun çocuklarımız açısından vahametini ve çocuklarımızın can güvenliği için ne kadar tehlikeli bir yer olduğunu göstermektedir. Ayrıca, çocuklarımız eğitim, sağlık güvenlik, barınma, beslenme gibi en temel haklara ya erişememekte ya da kısmen erişmektedir. Örneğin: 4+4+4 kesintili eğitime geçilmesiyle yüz binlerce çocuğumuz örgün eğitimin dışında kalarak eğitim hakkından mahrum kalmış; buna bağlı olarak da çocuk yaşta evliliklerde ve çocuk işçiliğinde büyük oranda artış olmuştur. TÜİK’in 2022 verilerine göre 2011-2021 yılları arasında 16-17 yaş grubunda toplam 302 bin 213 kız çocuğu evlenmiş, 2016-2021 yılları arasında ise, 15 yaş altında 1031, 15-17 yaş aralığındaki 61 bin 469 çocuk doğum yapmıştır."MESEM projesi çocuk emeğinin sömürüsünü meşrulaştırmaktadır"Türkiye’de Çocuk İşçiliği ve İş Cinayetleri Raporu’na göre 2012’den 2022 yılına kadar 616 çocuk iş cinayetlerine kurban gitmiştir. 2022 yılının ilk 6 ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların 22’si mülteci/göçmen çocuklardır. Türkiye’de halen yasalara göre, çocukların çalışması yasak iken, tarım işçisi çocuklar ve stajyer-çırakların da eklenmesiyle 2 milyondan fazla çocuk işçi bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitimde yaptığı değişikliklerle uygulamaya koyduğu MESEM projesiyle çocuk işçiliğini teşvik etmekte ve çocuk emeğinin sömürüsünü meşrulaştırmaktadır. Ceza ve İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneğinin 2022 verilerine göre, 96’sı kız çocuğu olmak üzere 2 bin 537 18 yaş altı çocuk, mahpus annesiyle 383 çocuk cezaevlerindedir. TÜİK’in verilerine göre, son 10 yılda suça sürüklenen çocuk sayısı hızla artarak yüzde 148’e ulaşmış ve 2022 yılında 206 bin 853 olmuştur. Yine Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), güvenlik birimine gelen verilere dayanarak Ağustos ayında yayımladığı istatistiklere göre 2022 yılında 31 bin 890 çocuk cinsel istismara uğrarken, 2022’nin ilk 9 ayında ise 36 çocuk öldürüldü."Derin ekonomik kriz nedeniyle yüz binlerce çocuğumuz eğitim hakkına erişememekte"Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Göç ve Acil Durumlarda Eğitim Daire Başkanlığının Ocak 2022 verilerine göre 430 bin 153 mülteci/göçmen çocuk eğitim hakkından mahrumdur. Engelli çocuklarımızın ise, yüzde 89,3’ü eğitim hakkından mahrum kalmıştır. Çocuklara yönelik yukarıda saydığımız hak ihlalleri yetmezmiş gibi, derin ekonomik kriz nedeniyle yüz binlerce çocuğumuz eğitim hakkına erişememektedir. Yine derin ekonomik krizin etkilediği yüz binlerce çocuğumuz yeterli ve sağlıklı beslenemediği için gelişimlerinde yavaşlama/durma, kansızlık, algılama güçlüğü, bağışıklık sisteminin zayıflaması, zayıflık, obezite gibi sağlık sorunları yaşamaktadır. Milyonlarca çocuğumuz sağlıklı suya erişemediği için tuvaletlerden su ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalmaktadır.
Çocuklar için çağrıÇocukların hakları ile ilgili yetişkinlerin sorumlulukları vardır. Bize öğretilen, her bir çocuktan öncelikle ana-babasının, onların ardından birinci derece akrabaların ve daha sonra tüm toplumun sorumlu olduğudur. Çocukların yaşamaya, eğitime, sağlıklı olmaya, seslerinin duyulmasına, kendilerine adilce davranılmasına hakları var. Her şeyden öte çocukların çocuk olmaya hakkı var. Ve çocukların bu haklarını kullanabilmelerinin sorumluluğu da biz büyüklere aittir. Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklar için söylediği şu söz şiarımız olmalıdır. Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, her çocuğun haklarını doya doya yaşayabilmesi ve güvenli ortamlarda 'çocukça' yaşayabilmesi adına bütün yerel yönetimlere ve merkezi yönetimlere geleceğimiz olan çocuklarımız için her türlü yardımı ve desteği sunmaları çağrısını yapıyor ve çocuklarımızın yeniden oyun oynayabilecekleri sokaklarda ve bölgelerdeki çatışmaların bir an önce son bulmasını ümit ediyoruz. Her çocuğun ve bireyin çocuk haklarını bildiği, uyguladığı ve uygulattığı, çocuklarımız için hep birlikte yeniden inşa edeceğimiz barış dolu bir gelecek hedefiyle, Dünya Çocuk Hakları Günü kutlu olsun."
Çocuklar için çağrıÇocukların hakları ile ilgili yetişkinlerin sorumlulukları vardır. Bize öğretilen, her bir çocuktan öncelikle ana-babasının, onların ardından birinci derece akrabaların ve daha sonra tüm toplumun sorumlu olduğudur. Çocukların yaşamaya, eğitime, sağlıklı olmaya, seslerinin duyulmasına, kendilerine adilce davranılmasına hakları var. Her şeyden öte çocukların çocuk olmaya hakkı var. Ve çocukların bu haklarını kullanabilmelerinin sorumluluğu da biz büyüklere aittir. Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklar için söylediği şu söz şiarımız olmalıdır. Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, her çocuğun haklarını doya doya yaşayabilmesi ve güvenli ortamlarda 'çocukça' yaşayabilmesi adına bütün yerel yönetimlere ve merkezi yönetimlere geleceğimiz olan çocuklarımız için her türlü yardımı ve desteği sunmaları çağrısını yapıyor ve çocuklarımızın yeniden oyun oynayabilecekleri sokaklarda ve bölgelerdeki çatışmaların bir an önce son bulmasını ümit ediyoruz. Her çocuğun ve bireyin çocuk haklarını bildiği, uyguladığı ve uygulattığı, çocuklarımız için hep birlikte yeniden inşa edeceğimiz barış dolu bir gelecek hedefiyle, Dünya Çocuk Hakları Günü kutlu olsun."