SEYFİ ÇELİKKAYA
(YOZGAT) - Yozgat’ta bu yıl soğan üretiminin yüksek olması üreticiye zor durumda bıraktı. Maliyetlerin altında ürününü elinden çıkartarak masrafını kurtarmaya çalışan soğan üreticileri, tarlada satamadığı ürününü, yağışlar düşmeden depolara kaldırmaya başladı. Bazı çiftçiler ise, sürekli mal verdiği tüccara belirlenecek fiyat karşılığında ürününü teslim etmeye çalışıyor.
Yozgat’ın Yerköy ve Aydıncık ilçelerinde bu yıl önceki yıllara oranla alternatif ürün olarak soğan ekimi yapıldı. Talebin çok üzerinde olan soğan, ihracatın da kapalı olması nedeniyle üreticiye güç durumda bıraktı. Ekim ayının ortalarına yaklaşılırken, ürününe müşteri bulma umuduyla tarlada bekleten çiftçi, yağışlar öncesinde torbaladığı soğanı kış aylarında değerlendirebilmek için depolara taşımaya başladı.
“10 ton soğan verecek, bir lastik alamıyor”
Tarladaki ürününü yüklediği traktör römorkuyla depoya taşırken, tarla yolunda römorkun lastiğinin yarılması nedeniyle yolda kalan çiftçinin imdadına yetişen lastik tamircisi de pahalılıktan yakındı, çiftçinin durumunun içler acısı olduğunu söyledi. Yerköy ilçesinde araç lastiği tamiri yapan İdris Karabulut, “Şu lastik 6 bin, 6 bin 500 lira. 10 ton soğan verecek, bir lastik alamıyor. 10 ton soğanın 5 bin lira diyor. Çiftçi kral diyorlar, ne kralı? Çiftçi kadar rezil adam mı var memlekette? Şu gördüğün soğan tarlada 5 lira, 4 kilometre manav var, 20 lira. Dört kilometre, nakliye yok, bir şeyi yok” diye konuştu.
“Ürettiğimiz mahsul şu gün oldu hala tarlada”
Yerköy’de çiftçilik yapan Osman Tuna Arslan, "Bu yıl soğan ektik, denedik, mahsulümüz burada, emeğimizin karşılığını alamadık. Ürettiğimiz mahsul şu gün oldu hala tarlada. Hatıra binaen bir tüccar arkadaşa malı teslim edeceğiz. Artık vicdanına kaldı, fiyat ne yazarsa. Şu anda 4 ila 6 lira arasında seyrediyor. Lakin bu tarla 20 dekar, 20 dekar tarla için benim takriben yaptığım masraf 400 bin lira. 400 bin liraya karşılık, herhalde anca elinizi 400 bin lira ya geçecek ya geçmeyecek. Marketlerde şu anda 13-14-15 lira civarında diye duyuyorum" dedi ve şöyle konuştu:
"Anadolu'da yaşıyoruz, tarımın insanoğlu tarafından ilk uygulanmaya başladığı topraklarda yaşıyoruz. Güya tarım ülkesiyiz ammavelakin her ağzını açan ‘Konya büyüklüğündeki bir Hollanda Türkiye'den çok daha fazla tarım ürünü ihraç ediyor. Çok daha fazla gelir elde ediyor’ söylemine sarılıyor. Ama hiç kimse Hollanda neden bu başarıyı elde edebilmiş, ne yapmış, çiftçisine hangi imkanları sunmuş, hangi tür örgütlenmeye gitmiş hiç bunları anlatan yok. Hollanda'da kooperatifleşme etkin bir şekilde kullanılmış, planlı üretim yıllardır süre geliyor. İnsanların satamayacağı hiçbir mahsulün üretimine gitmiyorlar. İhtiyaç fazlası üretim yok. Pazarı bulunamayan bir malın üretimi yok."
"Esnaf lehine de bir şey değişmedi, çiftçi lehine de bir şey değişmedi"
Sivil toplum örgütlerinin yapısının değişmesi gerektiğine de dikkat çeken çiftçi Osman Tuna Arslan, şunları anlattı:
“Ülkemizde, benim yaşım 44, yanlış hatırlamıyorsam 18 yaşımdan beri Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar. Türkiye'deki bütün sivil toplum örgütlerinde hemen hemen aynı durumlar. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu yanlış bilmiyorsam Yalım Erez'den sonra 1998/1999 yıllarından beri hep başkan. Hiçbir şey değişmiyor. Esnaf lehine de bir şey değişmedi, çiftçi lehine de bir şey değişmedi. Velhasıl ülkemizdeki bu sivil toplum yapılanmalarının hitap ettikleri sivil toplum kesimlerinin haklarını daha savunabilir hale gelmeleri gerekiyor. Oradaki antidemokratik yapının değiştirilip, demokratik ortamda sivil toplum örgütlerinin yeniden örgütlenmesi gerekiyor."
"50-60 bin lira elektrik faturası öderken, son üç faturam 90-100 bin lira geldi”
Hububat taban fiyatına göre bu yıl ürünü geçen yıl sattıkları fiyata ancak ellerinden çıkarabildiklerini belirten Arslan, şunları söyledi:
"Buğday hasat ettik, teslim ettik. Geçtiğimiz yıl verdiğiniz fiyatın üzerine çok cüzi bir zam yaptılar. Prim miktarını arttırdılar güya ama primleri daha ödemediler. Ne zaman ödeyecekleri de meçhul, neredeyse geçtiğimiz yılın fiyatına mahsul teslim ettik. Diyorlar ki; mazot, gübre fiyatları o kadar yükselmedi ki, niye artış talebinde bulunuyorsunuz. Ya arkadaş biz evimizde, çoluğumuza, çocuğumuza mazot, gübre yedirmiyoruz. Biz kasaba gidiyoruz, et alıyoruz, meyve alıyoruz, sebze alıyoruz, mobilya alıyoruz, elektrik faturası ödüyoruz. Elektrik faturalarına yüzde 40 zam yapıldı, bu hükümet yaptı daha üç ay önce. Ben ayda ortalama 50-60 bin lira elektrik faturası öderken, son üç faturam 90-100 bin lira civarında geldi."