Altan Öymen'in cenaze töreni... Özay Şendir: "'Ağaçlar Ayakta Ölür' bir tiyatro eserinin adı ama 'Cumhuriyetin Çınarları' aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler"

TAKİP ET

Eski CHP Genel Başkanı, gazeteci, yazar ve ANKA Haber Ajansı'nın onursal kurucusu Altan Öymen'in cenaze töreninde konuşma yapan Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, 'Bir tiyatro eseri vardır 'Ağaçlar Ayakta Ölür' diye. Altan ağabey 1932 doğumlu. Bu cumhuriyetin ilk kuşakları, hep bu ülkeye borçlu ölmekten korktular. 'Aman bu cumhuriyet bize çok şey verdi, biz devlete borcumuzu ödeyelim' dediler. Altan ağabey alacaklıydı. 'Ağaçlar Ayakta Ölür' bir tiyatro eserinin adı ama 'Cumhuriyetin Çınarları' aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler' dedi.

(ANKARA) - Eski CHP Genel Başkanı, gazeteci, yazar ve ANKA Haber Ajansı'nın onursal kurucusu Altan Öymen’in cenaze töreninde konuşma yapan Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, “Bir tiyatro eseri vardır ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ diye. Altan ağabey 1932 doğumlu. Bu cumhuriyetin ilk kuşakları, hep bu ülkeye borçlu ölmekten korktular. ‘Aman bu cumhuriyet bize çok şey verdi, biz devlete borcumuzu ödeyelim’ dediler. Altan ağabey alacaklıydı. ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ bir tiyatro eserinin adı ama ‘Cumhuriyetin Çınarları’ aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler” dedi.

Tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği nedeniyle 93 yaşında hayatını eski CHP Genel Başkanı, gazeteci, yazar ve ANKA Haber Ajansı'nın onursal kurucusu Altan Öymen için CHP Genel Merkezi'nde cenaze töreni düzenlendi. Törende konuşma yapan Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Işık Kansu, şunları söyledi:

“Altan ağabey ile ilk tanışmam, gazeteciliğe başladığım 1970’li yılların ikinci yarısında oldu. Altan ağabey, benim araştırmacı gazetecilik simgemdi. Çünkü Altan ağabey, Uğur Mumcu ile birlikte, o dönem iktidarı da sarsıyordu bir gazeteci olarak. Dönemin Başbakanı’nın yeğeninin ‘hayali ihracat dosyası’nı ortaya koymuştu.

"Meslektaşlarımın, gazetecilerin, CHP’nin, yurttaşların, ailesinin başı sağ olsun"

Cumhuriyet’in bir geleneği vardır, kucaklayıcı bir niteliği vardır. Altan ağabeyimiz 12 Eylül cuntasının en şiddetli dönemlerinde bizimle birlikte cesaretli bir gazetecilik yaptı. Altan ağabeyi nasıl tanımlarım? Çelebi ve sakin bir kişilik, gazetecilikte gerçekten nesnel ancak ilkeli ve gerçekçi. Bize, gazetecilere, meslektaşlarımıza gerçekten bu anlamda yol gösterdi, örnek oldu. Onu siyasette hepimiz yakından izledik. Bütünleştiriciydi, tutarlı bir görev insanı olarak öne çıktı. Yaşamı boyunca izlediği yol, yazıları, kitapları, anıları ve en önemlisi iyi insanlığı ile halkın unutulmazları arasında yer aldı. Meslektaşlarımın, gazetecilerin, CHP’nin, yurttaşların, ailesinin başı sağ olsun. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Saygılar...”

Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir ise şöyle konuştu:

“Bugün huzurlarınızda sadece hüzün değil, Altan ağabey ile beraber çalışabilmenin onurunu yaşamış ve bundan feyz almış birisi olarak geldim. Birkaç Altan Öymen portresinden bahsetmek isterim; önce 366 gün öncesine gidelim. Kıbrıs, hava 39 derece, Altan ağabey 92 yaşında. Kaldığımız otelde onurlarına bir öğle yemeği verilecek. Otelin asansörleri çalışmıyor. ‘Özay, merdivenden inelim, ben geç kalmayayım ayıp olur’ dedi. Altan ağabeyi anlatan özelliklerden bir tanesi bu. Ama 18 yaşında, babası iki dönem Trabzon milletvekilliği yapmış bir CHP’li, CHP’nin yayın organı olarak bilinen bir gazeteye girmek için defalarca o kapıyı aşındırdı. ‘Ben gazeteci olmak istiyorum’ dedi. Ne bir telefon, ne bir torpil, ne başka bir şey...

"Altan ağabey, Türkiye’de askeri darbeleri gülünç duruma düşürmüş adamdır"

Altan Öymen portresine devam edelim. ANKA Ajansı’nı kurdu. Medya yöneticiliği yarı güç vehmeder, odalar çok önemlidir. Altan ağabeyin odası yoktu. Özel görüşmelerini mutfakta yapardı. Altan ağabey, Türkiye’de askeri darbeleri gülünç duruma düşürmüş adamdır. 12 Mart cuntası, Altan ağabeyi, Sofya uçağını kaçırmakla suçladı ve yargıladı. Mamak Cezaevi’nde Uğur Mumcu kağıttan uçak yapıp, üzerine ‘Sofya uçağı’ yazıp onu atıyordu. Ve cümle şuydu; ‘Altan uçak kaçırırsa, sadece geç kaldığı için kaçırır.

"Altan ağabeyseniz, siz yazarsınız, herkes sizi konuşur"

12 Eylül, Altan ağabeyin mesleğini elinden aldı. Eski siyasetçi, konuşması yasak. Köşe yazması da yasak. Altan ağabey döndü, Türkiye’nin şehirlerini dolaşmaya başladı. Adana’ya gitti. Adana kebabında soğan olur mu, olmaz mı tartışmasını ‘Adana Kebap Doktrini’ diye yazdı, Türkiye’de yer yerinden oynadı. Kalemin gücü tam da budur işte. İlla siyaset yazmak gerekmez. Altan ağabeyseniz, siz yazarsınız, herkes sizi konuşur.

"Türkiye’de medya kuşağındaki her önemli isimde Altan ağabeyin payı vardır"

Altan Öymen portrelerine daha devam edebiliriz ama şunu söylemekten onur duyarım; söz verdiği zaman hep yaptı. Bir kere bile geç kalmadı. Hep dinledi. Yol göstericiliği gözüne sokmadan, seni değerli olduğuna inandırarak yaptı. Türkiye’de medya kuşağındaki her önemli isimde Altan ağabeyin payı vardır. Altan ağabey gibi dostunun olmasını herkes ister ama asıl önemli olan nedir biliyor musunuz? Altan ağabey ile karşı karşıya olsanız bile, Altan ağabey kimseye pusu kurmazdı. Altan ağabeyin karşıtlığı da mertçeydi. Bu çok özlediğimiz, çok aradığımız bir özellik.

Bir tiyatro eseri vardır ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ diye. Altan ağabey 1932 doğumlu. Bu cumhuriyetin ilk kuşakları, hep bu ülkeye borçlu ölmekten korktular. ‘Aman bu cumhuriyet bize çok şey verdi, biz devlete borcumuzu ödeyelim’ dediler. Altan ağabey alacaklıydı. ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ bir tiyatro eserinin adı ama ‘Cumhuriyetin Çınarları’ aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler."