Altan Öymen son yolculuğuna uğurlandı... Oğlu Murat Öymen: Ömrünün son günlerine kadar dolu dolu yaşayan bir insandı

TAKİP ET

CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Öymen'in oğlu Murat Öymen, babasının "Ömrünün son günlerine kadar dolu dolu yaşadığını" ifade ederken, kızı Aslı Öymen, "Biz çocukları olarak hem çok gururluyuz hem de babamızı kaybettiğimiz için çok üzgünüz. Işıklarda uyusun, mekanı cennet olsun" ifadelerini kullandı.

(İSTANBUL) - CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Öymen'in oğlu Murat Öymen, babasının "Ömrünün son günlerine kadar dolu dolu yaşadığını" ifade ederken, kızı Aslı Öymen, "Biz çocukları olarak hem çok gururluyuz hem de babamızı kaybettiğimiz için çok üzgünüz. Işıklarda uyusun, mekanı cennet olsun" ifadelerini kullandı.

Altan Öymen, İstanbul Teşvikiye Camii'nde düzenlenen cenaze töreni sonrasında Zincirlikuyu Mezarlığı'nda son yolculuğuna uğurlandı.Öymen'in cenazesine katılanlar, ANKA Haber Ajansı'na duygularını ve Öymen ile olan anılarını paylaştı.

Altan Öymen'in kuzeni Onur Öymen, "Hem ailemiz için, hem partimiz için, hem de ülkemiz için çok büyük bir kayıp. Son zamanlarda Altan Öymen'le çok yakın bir çalışma ortamı içindeydik. Onunla birlikte bir kitap yazdık, biliyorsunuz. Babalarımızın hayatını ve o dönemdeki eğitim alanındaki gelişmeleri anlatan bir kitaptı. Üzerinde hemen hemen her hafta çalışıyorduk. Gördüm ki, daha çok şey üretmek istiyordu. Daha çok kitap yazmak istiyordu. Kendini çok hazır hissediyordu. Birdenbire, hiç beklemediğimiz bir anda virüs kapmış, öyle anlaşılıyor. Kaybettik. Gerçekten çok üzgünüz, ülkemiz adına da. Allah hiçbirimize başka acılar yaşatmasın" ifadesini kullandı.

"Hem çok gururluyuz hem de çok üzgünüz"

Altan Öymen'in oğlu Murat Öymen, "Ömrünün son günleri

(İSTANBUL) - CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Öymen'in oğlu Murat Öymen, babasının "Ömrünün son günlerine kadar dolu dolu yaşadığını" ifade ederken, kızı Aslı Öymen, "Biz çocukları olarak hem çok gururluyuz hem de babamızı kaybettiğimiz için çok üzgünüz. Işıklarda uyusun, mekanı cennet olsun" ifadelerini kullandı.

Altan Öymen, İstanbul Teşvikiye Camii'nde düzenlenen cenaze töreni sonrasında Zincirlikuyu Mezarlığı'nda son yolculuğuna uğurlandı. Öymen'in cenazesine katılanlar, ANKA Haber Ajansı'na duygularını ve Öymen ile olan anılarını paylaştı.

Altan Öymen'in kuzeni Onur Öymen, "Hem ailemiz için hem partimiz için hem de ülkemiz için çok büyük bir kayıp. Son zamanlarda Altan Öymen'le çok yakın bir çalışma ortamı içindeydik. Onunla birlikte bir kitap yazdık, biliyorsunuz. Babalarımızın hayatını ve o dönemdeki eğitim alanındaki gelişmeleri anlatan bir kitaptı. Üzerinde hemen hemen her hafta çalışıyorduk. Gördüm ki, daha çok şey üretmek istiyordu. Daha çok kitap yazmak istiyordu. Kendini çok hazır hissediyordu. Birdenbire, hiç beklemediğimiz bir anda virüs kapmış, öyle anlaşılıyor. Kaybettik. Gerçekten çok üzgünüz, ülkemiz adına da. Allah hiçbirimize başka acılar yaşatmasın" ifadesini kullandı.

"Hem çok gururluyuz hem de çok üzgünüz"

Altan Öymen'in oğlu Murat Öymen, "Ömrünün son günlerine kadar dolu dolu yaşayan bir insandı. Tek tesellim biraz o. Söyleyebileceğim bu kadar" diye konuşurken, kızı Aslı Öymen, "Gerçekten değerli biriydi. Bu kadar sevildiğini tahmin etmemiştim. Biz çocukları olarak hem çok gururluyuz hem de babamızı kaybettiğimiz için çok üzgünüz. Işıklarda uyusun, mekanı cennet olsun" dedi.

Gazeteci Ruhi Sanyer: Çok önemli bir insandı, çok şey öğretti

Gazeteci Ruhi Sanyer, Altan Öymen'in meslekte 50. yılını kutladıkları anları hatırlatarak, "Radikal’de çalıştım. Hiç unutmam, meslekte 50. yıl kutlaması yapmıştık. En son herhalde üç ay önceydi, Cemiyet'teki bir toplantıda görmüştük. Çok önemli bir insandı, çok şey öğretti." şeklinde konuştu.

Gazeteci Ali Duran Topuz: Siyasetin ve medyanın Altan ağabeyiydi

Öymen'in gazetecilik ve siyaset hayatı üzerine konuşan Gazeteci Ali Duran Topuz, şunları söyledi:

"100 yıla yakın yaşamış birinden bahsediyoruz. Ben de yaklaşık 8-10 yıl birlikte mesai yaptım Altan Öymen’le. Siyasetin Altan ağabeyiydi. 90’larda çok konuşulurdu; 'Çetin ağabey formülü', 'Altan ağabey formülü' diye CHP'nin formülleri vardı. Medyanın da hep Altan ağabeyisiydi. Biz gazeteciliğinin 50. yılını birlikte çalışırken kutladık. Gördüğüm kadarıyla, kendi kuşağı içinde en çalışkan isimlerden biriydi. Kuşak farkları nedeniyle zaman zaman anlaşmazlıklarımız olurdu ama çok özel bir nezakete sahipti. Bu nezaketi, karşısındaki kişinin yaşı, durumu, dili, üslubu fark etmeksizin hep sürdürürdü. En önemli özelliklerinden biri buydu.

Bir diğer özelliği ise, özellikle gazetecilik açısından, mesleki anılarını kaleme aldığı bir seri kitap yazmış olması. Ben 1950’li yılları anlattığı bölümü okudum. O dönemde beraber çalışıyorduk; daha yayınlanmadan okuduklarım da vardı. O kitaplar, gazetecilik, gazetecilik tarihi, siyaset, siyaset bilimi ve hatta sosyolojiyle ilgilenen herkes için inanılmaz birer kaynak niteliğinde. Akıl almaz ayrıntılar içeriyor. Bu ayrıntıların sırrını merak edip bir gün sordum. Mesleğe başladığı günden itibaren not tutmaya başlamış. O günlerde önemli olduğunu düşündüğü gazete küpürlerini kesip arşivlemiş. Daha sonra önem kazanacağını düşündüğü şeyleri de sonradan toplayıp arşivine eklemiş. Olağanüstü bir kişisel arşivi vardı. Altan Öymen, siyaseten CHP’nin ve sosyal demokrat hareketin en sorumlu dönemlerinde politika yaptı. Genel başkanlığa kadar yükseldi. Belki siyasi kariyerinde büyük bir başarı öyküsü yoktu ama daima bir saygınlık öyküsü vardı.

Diyarbakır ve Mardin gibi yerlerde, adının geçtiği toplantılarda fark ettiğim bir şey vardı: Kürtler arasında çok derin bir saygı görüyordu. Örneğin Kürt olan Hikmet Çetin ya da Kemal Kılıçdaroğlu bu kadar saygı gören isimler değildi. Bunu zamanla anladım. Konuşma fırsatı bulduğumda sordum. Özellikle 90’lardan sonra, parlamenter düzlemde Kürtlerin siyaset yapma isteği yoğun baskılarla karşılaştığında, Altan Bey partili olmamasına ve fikirsel olarak desteklememesine rağmen onların sivil, parlamenter siyaset yapma hakkını savundu. Zor zamanlarda kolaylaştırıcı roller üstlendi. İyi iletişimde kalmaya özen gösterdi. Elbette, yüz yıl yaşamış birinden söz ediyoruz. Bunları anlatmanın sonu gelmez."

Karikatürist Musa Kart: Karikatüristler cezaevlerine girdiğinde Altan ağabey onların yanındaydı

Karikatürist Musa Kart, Öymen ile anılarını, "Altan ağabey ile üç yıl kadar Milliyet Gazetesi'nde birlikte çalıştık. Altan ağabeyin ustalık dönemiydi, bizimse çıraklık dönemimiz. Fakat Altan ağabey bizimle ilişki kurduğunda, biz kendimizi çok iyi hissederdik. İnsanlar onunla yan yana geldiğinde, konuştuklarında kendilerini iyi hissederlerdi. Hepimizin Altan ağabeyiydi. Karikatüristlerin de Altan ağabeyiydi. Bu ülkede karikatüristler de çok sıkıntılar yaşadı, cezaevlerine girdi. O dönemlerde de Altan ağabey onların yanındaydı. Dayanışma içindeydi. Ona bu yönüyle de şükran borçluyuz." sözleriyle aktardı.

Kani Beko: Altan ağabeyimizi kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz

DİSK eski Genel Başkanı Kani Beko ise şöyle konuştu:

"Altan Abi bizim ağabeyimizdi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olduğu dönemlerde ben DİSK’in Ege Bölge Başkanıydım. İzmir’e, Ege’ye gelmeden önce mutlaka beni arardı. Ege’yi birlikte dolaşırdık. Çok sık ifade ettiği bir şey vardı: Bu ülkenin bağımsız, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması gerektiğini savunurdu. Dolayısıyla hem basın dünyası, hem Cumhuriyet Halk Partililer, hem de Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde bir mihenk taşını kaybetmenin derin üzüntüsü içindeler. Gerçekten, Altan ağabeyimizi kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz. Önce Cumhuriyet Halk Partililerin, sonra basın dünyasının ve en nihayetinde ülkemizin başı sağ olsun."

 

 

 

ne kadar dolu dolu yaşayan bir insandı. Tek tesellim biraz o. Söyleyebileceğim bu kadar" diye konuşurken, kızı Aslı Öymen, "Gerçekten değerli biriydi. Bu kadar sevildiğini tahmin etmemiştim. Biz çocukları olarak hem çok gururluyuz hem de babamızı kaybettiğimiz için çok üzgünüz. Işıklarda uyusun, mekanı cennet olsun" dedi.

Gazeteci Ruhi Sanyer: Çok önemli bir insandı, çok şey öğretti

Gazeteci Ruhi Sanyer, Altan Öymen'in meslekte 50. yılını kutladıkları anları hatırlatarak, "Radikal’de çalıştım. Hiç unutmam, meslekte 50. yıl kutlaması yapmıştık. En son herhalde üç ay önceydi, Cemiyet'teki bir toplantıda görmüştük. Çok önemli bir insandı, çok şey öğretti." şeklinde konuştu.

Gazeteci Ali Duran Topuz: Siyasetin ve medyanın Altan ağabeyiydi

Öymen'in gazetecilik ve siyaset hayatı üzerine konuşan Gazeteci Ali Duran Topuz, şunları söyledi:

"100 yıla yakın yaşamış birinden bahsediyoruz. Ben de yaklaşık 8-10 yıl birlikte mesai yaptım Altan Öymen’le. Siyasetin Altan ağabeyiydi. 90’larda çok konuşulurdu; 'Çetin ağabey formülü', 'Altan ağabey formülü' diye CHP'nin formülleri vardı. Medyanın da hep Altan ağabeyisiydi. Biz gazeteciliğinin 50. yılını birlikte çalışırken kutladık. Gördüğüm kadarıyla, kendi kuşağı içinde en çalışkan isimlerden biriydi. Kuşak farkları nedeniyle zaman zaman anlaşmazlıklarımız olurdu ama çok özel bir nezakete sahipti. Bu nezaketi, karşısındaki kişinin yaşı, durumu, dili, üslubu fark etmeksizin hep sürdürürdü. En önemli özelliklerinden biri buydu.

Bir diğer özelliği ise, özellikle gazetecilik açısından, mesleki anılarını kaleme aldığı bir seri kitap yazmış olması. Ben 1950’li yılları anlattığı bölümü okudum. O dönemde beraber çalışıyorduk; daha yayınlanmadan okuduklarım da vardı. O kitaplar, gazetecilik, gazetecilik tarihi, siyaset, siyaset bilimi ve hatta sosyolojiyle ilgilenen herkes için inanılmaz birer kaynak niteliğinde. Akıl almaz ayrıntılar içeriyor. Bu ayrıntıların sırrını merak edip bir gün sordum. Mesleğe başladığı günden itibaren not tutmaya başlamış. O günlerde önemli olduğunu düşündüğü gazete küpürlerini kesip arşivlemiş. Daha sonra önem kazanacağını düşündüğü şeyleri de sonradan toplayıp arşivine eklemiş. Olağanüstü bir kişisel arşivi vardı. Altan Öymen, siyaseten CHP’nin ve sosyal demokrat hareketin en sorumlu dönemlerinde politika yaptı. Genel başkanlığa kadar yükseldi. Belki siyasi kariyerinde büyük bir başarı öyküsü yoktu ama daima bir saygınlık öyküsü vardı.

Diyarbakır ve Mardin gibi yerlerde, adının geçtiği toplantılarda fark ettiğim bir şey vardı: Kürtler arasında çok derin bir saygı görüyordu. Örneğin Kürt olan Hikmet Çetin ya da Kemal Kılıçdaroğlu bu kadar saygı gören isimler değildi. Bunu zamanla anladım. Konuşma fırsatı bulduğumda sordum. Özellikle 90’lardan sonra, parlamenter düzlemde Kürtlerin siyaset yapma isteği yoğun baskılarla karşılaştığında, Altan Bey partili olmamasına ve fikirsel olarak desteklememesine rağmen onların sivil, parlamenter siyaset yapma hakkını savundu. Zor zamanlarda kolaylaştırıcı roller üstlendi. İyi iletişimde kalmaya özen gösterdi. Elbette, yüz yıl yaşamış birinden söz ediyoruz. Bunları anlatmanın sonu gelmez."

Karikatürist Musa Kart: Karikatüristler cezaevlerine girdiğinde Altan ağabey onların yanındaydı

Karikatürist Musa Kart, Öymen ile anılarını, "Altan ağabey ile üç yıl kadar Milliyet Gazetesi'nde birlikte çalıştık. Altan ağabeyin ustalık dönemiydi, bizimse çıraklık dönemimiz. Fakat Altan ağabey bizimle ilişki kurduğunda, biz kendimizi çok iyi hissederdik. İnsanlar onunla yan yana geldiğinde, konuştuklarında kendilerini iyi hissederlerdi. Hepimizin Altan ağabeyiydi. Karikatüristlerin de Altan ağabeyiydi. Bu ülkede karikatüristler de çok sıkıntılar yaşadı, cezaevlerine girdi. O dönemlerde de Altan ağabey onların yanındaydı. Dayanışma içindeydi. Ona bu yönüyle de şükran borçluyuz." sözleriyle aktardı.

Kani Beko: Altan ağabeyimizi kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz

DİSK eski Genel Başkanı Kani Beko, ise şöyle konuştu:

"Altan abi bizim ağabeyimizdi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olduğu dönemlerde ben DİSK’in Ege Bölge Başkanıydım. İzmir’e, Ege’ye gelmeden önce mutlaka beni arardı. Ege’yi birlikte dolaşırdık. Çok sık ifade ettiği bir şey vardı: Bu ülkenin bağımsız, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması gerektiğini savunurdu. Dolayısıyla hem basın dünyası, hem Cumhuriyet Halk Partililer, hem de Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde bir mihenk taşını kaybetmenin derin üzüntüsü içindeler. Gerçekten, Altan ağabeyimizi kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz. Önce Cumhuriyet Halk Partililerin, sonra basın dünyasının ve en nihayetinde ülkemizin başı sağ olsun."