CHP'li Adem, yangın bölgesinde... "Bu bölgelerin mutlaka afet kapsamına alınması gerekiyor"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Ödemiş'teki orman yangını bölgesinde yaptığı açıklamada, yangından etkilenen bölgelerin afet kapsamına alınması gerektiğini söyledi.
(İZMİR)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Ödemiş’teki orman yangını bölgesinde yaptığı açıklamada, yangından etkilenen bölgelerin afet kapsamına alınması gerektiğini söyledi.
İzmir’in Ödemiş ilçesi Tosunlar Mahallesi’nde 2 Temmuz günü başlayan orman yangını, rüzgarın etkisiyle geniş bir alana yayıldı. Yangını havadan ve karadan söndürme çalışmaları sürüyor. Yangın bölgesinde incelemelerde bulunan Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, orman yangınlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Biz mayıs ayı içerisinde Tarım ve Orman Bakanı Sayın Yumaklı'yı uyarmıştık" diyen Adem, "Dedik ki kuraklık raporuna göre İzmir, Bursa, Aydın, Balıkesir, Manisa, Antalya, Muğla, Mersin, Hatay bölgeleri, Güneydoğu Anadolu'da Antep, Adıyaman sıkıntılı bölgeler. Bu bölgelerde önleminizi alın. Yarın hava sıcaklıkları arttığında zaten bir kuraklık olmuş. Bir yangın çıktığında yangın çıktıktan sonra söndürmek çok kolay bir iş değil. Önceden önlem almak gerekir. Bakın 3 bin 500 tane işçi aldınız orman yangınlarında bu sene çalıştırmak üzere. Haziran ayı başında alıyorsunuz, yangın söndürme elemanı birinci aydan itibaren alınır. Eğitimleri verilir, alana sürülür. Şimdi siz bu arkadaşlara eğitim verdiniz mi, vermediniz mi? Yeterli personeliniz yok. Geçen bakan Bey ağzından kaçırdı. İzmir'de olan yangından sonra Akhisar'a gönderdik personelleri dedi. Kardeşim oradan oraya taşı, oradan oraya taşıyla mı siz personel taşıyarak mı yangın söndüreceksiniz? Bu adamların uykuya ihtiyacı yok mu? Bu adamların dinlenmeye ihtiyacı yok mu? Arazözün hortumunu çekmek o kadar kolay mı? Bahçe hortumunu çekerken takıldığı zaman zorlanıyorsunuz. Hadi çık bakalım bir hortum çek arazöz hortumu. Ne kadar dayanacaksın görelim. Bunlar yanlış işler. Bu uygulamalar yanlış. Daha önceden önlem alınması gerekirdi" ifadelerini kullandı.
"Haziran ayında dünya kadar yerimiz yandı"
Elektrik iletim hatları üzerinden sözlerini sürdüren Adem, "Bakın Vali Bey burada açıkladı. Dedi ki Çeşme ve Ödemiş'te olan yangınların nedeni elektrik direklerinden elektrik iletim tellerinden kaynaklanan bir arıza dedi. Özelleştirirken dedi ki kardeşim özelleştirme yapmayın. Devlette kalsın. Özelleştirildiği zaman yeterli yatırım yapılmaz. Yeterli kontroller yapılmaz. Sağlıklı bir yapı olmaz. Ormanlarımızın içerisinden geçen teller, trafolar, direkler, sigortalar kontrol edildi mi edilmedi mi? Bunun Tarım ve Orman Bakanlığıyla birlikte koordineli bir şekilde çalışılması gerekirdi. Bunlar yapıldı mı? Yok. Cevap soruyoruz. Yaptınız mı bir şey? Ortak bir çalışmanız var mı? Yok. Kardeşim ne duruyorsunuz orada? Önleminizi önceden alacaksınız. Şiddetli rüzgarlar var. Haziran ayı o kadar yangın ayı değildir aslında. En önemli ay Temmuz'un beşiyle yirmi beşi tarihleri arasıdır. Oralarda dikkat etmek gerekir. Haziran ayında dünya kadar yerimiz yandı. Yazık günah değil mi?" diye konuştu.
"Ormanlarımızı yönetemiyorsunuz"
CHP'li Adem, sözlerinin şöyle sürdürdü:
"Ekonomiyi batırıyorsunuz. Çiftçinin ürettiği hiçbir ürünü para ettirmiyorsunuz. Dışarda, pazarda vatandaş sebzesini meyvesine ulaşmakta güçlük çekiyor. Çünkü çok yüksek geliyor. Çiftçi kazanamıyor. Vatandaş tüketemiyor. Nasıl olacak kardeşim? Ormanlarımızı yönetemiyorsunuz. Her yer yanıyor. Her yer yandı. Hatay yandı. Bilecik yandı. Sakarya, Bilecik tarafı Kuzey Ormanlarına geçer. Çok fazla yanan bölgeler değildir. Ama maalesef bizim uyarılarımız sizin kulaklarınızdan giriyor ve çıkıyor. Kulaklarınız sağır. Gözleriniz görmez olmuş. Böyle yöneticilik olur mu? Liyakatli olacaksınız, liyakatli arkadaşları getireceksiniz. Bu işi bilen arkadaşları getireceksiniz. Ben Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Bölge Müdürlüğü'nde çalışan arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Gecesi gündüzüne katıldı. Emniyetimizin personeli, jandarmamız keza öyle. DSİ öyle. Gelen personelin her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Canla, başla emek verdiler.
"Vatana ihanet"
Ormanlar hepimizin. Ekolojik dengenin olduğu, yağışlarımızı aldığımız, hayvanlarımızın içeride beslendiği vahşi hayvanların içerisinde barındığı insanların nefes aldığı noktalardır ormanlar. Ormanlar kaybedilecek durumda mıdır? Bir çıkardığınız iklim yasası şimdi de getiriyorsunuz meclise maden yasası. Siz ne yapacaksınız? Zeytin ağaçlarını alıp oradan oraya mı taşıyacaksınız? Araba mı bu çekicinin üstüne koy oradan oraya taşı. Böyle bir şey olur mu? Bu resmen vatana ihanettir. O bir kere maden yasasının üç tane şirketin kömür ihtiyacını karşılamak için yapılacak bir sistem değildir. Mutlaka onu meclisten geri çekilmesi gerekir. Vatanını seven her Türk evladının da bunun arkasında olup bu yasayı kesinlikle çekmesi gerekiyor. Dünya kadar ormanımız yandı. Başkanımız açıkladı sadece Ödemiş'te 5 bin 500 hektara yakın alan yandı, öbür yerleri düşünün. Çeşme kontrol altına alındı ama hala bir kısmı yanıyor."
"Yangın çıkmadan engelleyelim, birlikte hareket edelim"
CHP yönetimindeki belediyelerin yangınlara katkılarına ilişkin ise Adem, "Allah razı olsun belediye başkanlarımızdan. Çalışan personelimizden Allah razı olsun. Her biri buraya Denizli'den, Aydın'dan, Adana'dan, İstanbul'dan, Manisa'dan geldi. Yakın bölgelerin tamamı buradaydı. Biz her zaman şunu söyledik. Tarım ve Orman Bakanı Sayın Yumaklı. Bizim büyükşehir belediye başkanlarımızla koordineli bir şekilde çalışın. Yangınlarda ortak hareket edin diye. Ama maalesef hiç oralı olmadılar. Sanki bu siyasi bir sistemmiş gibi orman üzerinde de siyasi abluka kuruluyor. Yapmayın kardeşim, bu ülkenin canıdır, damarıdır, oksijen kaynağıdır, yapmayın. Bu işin siyaseti olmaz. Beraber koordine olalım. Bu işleri yangın çıkmadan engelleyelim, birlikte hareket edelim" dedi.
"Ne kadar çok uçağınız olursa yangın yerlerine müdahale etmek o kadar kolay olur"
Yangın söndürme uçak sayıları üzerinden sözlerini sürdüren Adem, "27 tane uçağımız var. Cumhurbaşkanı'nın kaç tane uçağı var? 13 tane uçağı var. Yunanistan'da cumhurbaşkanının bir tane uçağı var ama yangın söndürme uçağı 40 tane. Bizim 27 tane uçak var. 13 tane de cumhurbaşkanlığının uçağı var. Biraz oturup düşünmek lazım. Uçaklar ilk 20 dakikada eğer müdahale ederse yangınlarda başarılı olur. Müdahale edemezlerse gönderecekleri su daha yere düşmeden buharlaşır. Tamam soğutma işleminde başarılıdır. Ne kadar çok uçağınız olursa yangın yerlerine müdahale etmek o kadar kolay olur. O kadar düzenli olur" diye konuştu.
Adem, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
"2024'te tasarruf tedbirleri kapsamında bir genelge yayınlanıyor. Var mıdır, yok mudur buradan da soruyorum. O genelgede o genelgeye göre diyor ki Tarım ve Orman Bakanı orman içindeki o yolların temizliğinin tasarruf tedbirleri kapsamında temizlenmediği söylüyor. Kardeşim bu olacak iş mi? Sen yol kenarlarını temizleyeceksin. Direkt altlarını temizleyeceksin. Tehlikeli olan odunları, kuru otları temizleyeceksin. Önlemi önceden alacaksın ki hiç facia yaşamayalım.
"Afet kapsamına alınması gerekiyor"
Bu bölgelerin mutlaka afet kapsamına alınması gerekiyor. Vatandaşlara mağdur olan vatandaşlara yardım edilmesi gerekiyor. Ekonomiyi tükettiniz, vatandaşı gülmez ettiniz. Vatandaşı yaşama, soluk alma organlarını da, ormanlarını da yok ettiniz. Siz ne işe yarıyorsunuz? O koltuklarda da hala nasıl oturuyorsunuz? Hiç mi vicdanınız yok? Yarın çocuklarınızın nasıl bakacaksınız? Yastığa kafanızı koyduğunda rahat rahat nasıl uyuyacaksınız? Gönül gözünüz mü kapandı? Vicdan biraz. Vicdan artık ülkeyi yönetmekten bir çare bir hale gelmişler. Varsa yoksa kendi yandaşlarına orman sahalarını nasıl pay edelim? Nasıl kömür çıkaralım? Nasıl altın madeni çıkaralım? Yazık günahtır bu kadar yapmayın.
"Orman köylülerini köyde yaşayamaz hale getirdiler"
Orman köylülerini köyde yaşayamaz hale getirdiler. Çünkü onların tek gelir kapısı vardı ormandan çektikleri odunlardı. Oradan ekmeğini çıkarıyordu. Oradan kazancını sağlıyordu. Keçiler ne çıkardınız kardeşim ormanın içinden? Beslediği keçileri zarar veriyor diye. Keçi zarar verir mi? En büyük yardımcıdır, ormana desteğidir. İnsanları siz ekmeğini keserseniz şirketlere ihale yoluyla verirseniz orman köylüsü ne yapsın? Dört tane yandaş şirketi oradaki kendinize yakın şirketleri zengin etmek için Orman köylüsünü yok ediyorsunuz. Ekmeğini kesiyorsunuz. Orman köylüsünün odun almasını yasakladınız. Sırtına bir balya odun atsa götürse yol da yakalasanız ceza kestiniz. Bu kadar vatandaşına düşman olunur mu? Bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar kendi vatandaşını yok saymazlık olmaz."
"Personel sayısının arttırılması lazım"
Sözlerinin sonunda personel yetersizliğine dikkat çeken Adem, şunları kaydetti:
"Personel sayısının arttırılması lazım. Mevsimlik olan arkadaşlarımızın sürekli olarak kadroya alınması gerekir. Motivasyonunun arttırılması gerekir. Maaşlarının düzeltilmesi gerekir. Gerçekten canhıraş çalışıyor arkadaşlarımız. Gördük bugün burada bu bölgede çalışan arkadaşların dinlenme alanlarında arabanın içinde uyuklar halde pozisyonları vardı. Manisa'dan İzmir'e, İzmir'den Manisa'ya çekerek olmaz. İşçi, personel sayısının mutlaka arttırılması gerekiyor. Çalışma koşullarını düzeltmeniz gerekiyor. 8-10 çalışıyorsa bir arkadaş dinlendirip onun yerine başka işçi arkadaşların gelmesi gerekiyor. Bu kadar şirketlere bu kadar para kazanması için imkan sağlarken işçiye de biraz emeğinin hakkını verin. Orman işçisi gerçekten bunu hak ediyor. Çünkü yangın söndürmede can tıraş çalışıyor. Kendi canından öte emek veriyor. Kendi canını bile düşünmeyerek orman yangınlarının sönmesi için mücadele ediyor. Bugün Konya'dan gelip burada şehit olan arkadaşımıza da Allah rahmet eylesin. Yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Yaralı kardeşimize inşallah bir an iyileşip tedavisi tamamlanır, ailesine kavuşur. Diğer vatandaşımız da ona da Allah rahmet eylesin. O da dediği gibi başkanımın yalnız kalmış, kimseyle irtibat kuramayınca böyle bir acı olay yaşandı ama dediği gibi milyonlar belki binlerce hayvan burada yaşıyordu. Onlar öldü. Yazık. Doğa hepimizin doğa hepimize lazım. Bak bile düzenleyen doğadır. Yağışların gelmesini sağlayan ormanlardır. Yani ormanlar yok olur, çölleşirsek burada yarın ne üretim olur, ne çiftçilik faaliyeti yapılabilir, ne de içmeye bir damla su bulabilirsiniz. Yazıktır, günahtır. Yapmayın. Bu kadar vurdumduymazlık olmazsın."