CHP'li belediyelere operasyon... Emek Partisi Genel Başkanı Aslan: "Her türden demokratik haklar tehlike altındadır"
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, CHP'li belediye başkanlarına yönelik operasyona ilişkin "Çıkarılan yasalar, kanunlar, düzenlemeler, yapılan operasyonlar, muhalefeti bölme girişimleri, barış sürecini buna yedekleme tutumu dahil attıkları her adım faşist rejimi kurmak ve kurumsallaştırmak üzere atılan adımlardır. Kadın hakları, işçi hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme ve grev hakkı, her türden demokratik haklar, gösteri ve yürüyüş hakkı dahil her şey tehlike altındadır. Tek adam ve saray rejiminin durdurulması, birleşik bir gücün ortaya çıkarılmasıyla mümkün olacaktır" dedi.
(ANKARA) - Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, CHP’li belediye başkanlarına yönelik operasyona ilişkin "Çıkarılan yasalar, kanunlar, düzenlemeler, yapılan operasyonlar, muhalefeti bölme girişimleri, barış sürecini buna yedekleme tutumu dahil attıkları her adım faşist rejimi kurmak ve kurumsallaştırmak üzere atılan adımlardır. Kadın hakları, işçi hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme ve grev hakkı, her türden demokratik haklar, gösteri ve yürüyüş hakkı dahil her şey tehlike altındadır. Tek adam ve saray rejiminin durdurulması, birleşik bir gücün ortaya çıkarılmasıyla mümkün olacaktır" dedi.
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, partinin resmi sosyal medya hesabından Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ile Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Ahmet Şahin’in gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama yaptı.
“Tek adam etrafında birleşen güçler ve saray rejimi sistemli olarak adım adım faşist bir rejimi inşa etme yolunda ilerliyor" diyen Aslan, bu operasyonlarla ana muhalefet dahil tüm toplumsal güçlerin zapturatp altına alınmasının amaçlandığını kaydetti. Yolsuzluklar üzerinden operasyon yapılacaksa öncelikle AK Partili belediyelerin operasyonların adresi olması gerektiği ifade eden Aslan, "CHP’li belediyelere operasyon yapanlar, muhalefeti baskı altına alanlar, milyonlarca işçinin insanca yaşama talebini şiddetle bastırmaktan geri durmayacaklardır. Hiçbir koşulda grev hakkını kullandırmayacak, tüm grevleri, direnişleri ve hak alma mücadelelerini yasaklayacak, nefes almamıza bile iznin vermeyecek noktaya getirecektir" dedi. Aslan, şu ifadeleri kullandı:
"Gazeteci tutuklamaları, televizyonların kapatılması, parti kapatmalar, siyasi baskılar, grev yasakları, kadınlara yönelik baskılar, gençliğe dayatılan geleceksizlik, üniversitelerin arka bahçe haline getirilmesi, DEM Parti ve CHP’li belediyelerine atanan kayyımlar, CHP’li belediyelere yolsuzluk adı altında ardı arkası kesilmeyen siyasi operasyonlar… Diploma iptali ve milyonların oyunu alan belediye başkanlarının tutuklanması… Dünya haklarına savaş açmış ABD ile girilen bağımlılık ilişkileri ve diğer emperyalist güçlerle iç içe geçen çıkar ilişkileri ve emperyalistlerden aldığı güçle önüne çıkabilecek her engeli şiddet, baskı, yargı sopası kullanarak, elindeki polis ve askeri güçleri devreye sokarak, Meclis çoğunluğuna dayanan sayısıyla antidemokratik yasaları ardı ardına çıkararak hedefine varmak üzere adımlar atan tek adam… Yer altı ve yer üstü kaynaklarının tekellere peşkeş çekmek üzere düzenlemeler yaparak ilerleyen saray rejimi…
"Gün küçük hesaplarla hareket etme günü değil, güçleri birleştirme, demokratik, laik, hakların eşit koşullarda yaşayacağı bir ülkeyi hep birlikte kurma günüdür"
Çıkarılan yasalar, kanunlar, düzenlemeler, yapılan operasyonlar, muhalefeti bölme girişimleri, barış sürecini buna yedekleme tutumu dahil attıkları her adım faşist rejimi kurmak ve kurumsallaştırmak üzere atılan adımlardır. Kadın hakları, işçi hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme ve grev hakkı, her türden demokratik haklar, gösteri ve yürüyüş hakkı dahil her şey tehlike altındadır. Bütün bu baskı politikalarına karşı tek bir panzehir vardır. İşçi ve emekçilerin, tüm ezilen ve sömürülenlerin, farklı milliyetten halkların birleşik, kararlı mücadelesi, tek adam ve saray rejiminin durdurulması, birleşik bir gücün ortaya çıkarılmasıyla mümkün olacaktır. Gün küçük hesaplarla hareket etme günü değil, güçleri birleştirme, bağımsız, demokratik, laik, hakların eşit koşullarda bir arada yaşayacağı bir ülkeyi hep birlikte kurma günüdür. Çağrımız tüm emek ve demokrasi güçlerinedir."