Mustafa Destici: Son dönemlerde, Suriye'ye dair her yeni planda Türkiye dışlanmaya çalışılıyor
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye'nin Suriye dair planlarda dışlandığını belirterek, Paris'te yapılan toplantıda Türkiye'nin yer almamasını eleştirdi. Destici, "Zamanın yeni Lawrence'ı Tom Barrack'tan Paris masasında Türkiye'nin güvenliğini veya çıkarlarını savunmasını beklemek hayaldir. ABD ve İsrail, bir yandan 'Kutsal Davut Koridoru', diğer yandan SDG'ye siyasi statü kazandırma planıyla ilerlerken, Türkiye dışarıda bırakılmaya çalışılıyor. Türkiye'nin masaya dönmesi değil, masayı kuran olması gerekir. Bu olmazsa tüm masalar devrilmeli ve kapsamlı bir harekât başlatılmalıdır" dedi.
(ANKARA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye'nin Suriye dair planlarda dışlandığını belirterek, Paris'te yapılan toplantıda Türkiye'nin yer almamasını eleştirdi. Destici, "Zamanın yeni Lawrence’ı Tom Barrack’tan Paris masasında Türkiye'nin güvenliğini veya çıkarlarını savunmasını beklemek hayaldir. ABD ve İsrail, bir yandan 'Kutsal Davut Koridoru', diğer yandan SDG’ye siyasi statü kazandırma planıyla ilerlerken, Türkiye dışarıda bırakılmaya çalışılıyor. Türkiye'nin masaya dönmesi değil, masayı kuran olması gerekir. Bu olmazsa tüm masalar devrilmeli ve kapsamlı bir harekât başlatılmalıdır" dedi.
Destici, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, birkaç gün önce ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack başkanlığında Paris'te gerçekleşen ve Türkiye'nin yer almadığı toplantıya ilişkin paylaşımda bulundu.
Destici, şu ifadeleri kullandı:
"Birkaç gün önce, ABD’nin özel temsilcisi Tom Barrack başkanlığında Paris’de dikkat çekici bir toplantı yapıldı. İsrail’in oturduğu bu masada maalesef Türkiye yoktu. Son dönemlerde, Suriye'ye dair her yeni planda ABD inisiyatifiyle Türkiye dışlanmaya çalışılıyor.
ABD, arabulucu gibi görünse de sahada özel kuvvetleri CENTCOM eliyle kendini feshedeceği dillendirilen SDG’yi yani PYD-YPG’yi silahlandırmaya devam ediyor. Terör örgütü elebaşlarından Mazlum Abdi’ye 'partner' muamelesi yapılması, Washington’ın bu yapıyı siyasi aktör hâline getirme niyetini açıkça gösteriyor.
Dolayısıyla, zamanın yeni Lawrence’ı Tom Barrack’tan Paris masasında Türkiye'nin güvenliğini veya çıkarlarını savunmasını beklemek hayaldir.
ABD ve İsrail, bir yandan 'Kutsal Davut Koridoru', diğer yandan SDG’ye siyasi statü kazandırma planıyla ilerlerken, Türkiye dışarıda bırakılmaya çalışılıyor. Özellikle, Suriye’nin kuzeyinde inşa edilen yapı, ülkemiz için sadece bir güvenlik tehdidi değil; aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel etkisini hedef alan bir kuşatma modelidir.
Bu sürece güçlü, kararlı ve milli bir diplomasiyle karşılık verilmelidir. Türkiye’nin artık masaya dönmesi değil, masayı kuran olması gerekir. Bu olmazsa tüm masalar devrilmeli ve kapsamlı bir harekat başlatılmalıdır. Yoksa, yarın çok geç olabilir."