Merhaba kıymetli okurlar ve takipçiler…
7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın Filistin üzerinden İsrail’e ani saldırısının üzerinden yaklaşık 9 gün geçti. Bu süre içerisinde her zaman olduğu çatışmaların, savaşın bedelini yine siviller ödüyor. İsrail, ABD’nin de desteğini arkasına alarak, Orta Doğu’da kartların yeniden dağıtılmasına neden oldu.
İsrail – Filistin arasında 9 gündür şiddetli çatışmalar neticesinde Türkiye Cumhuriyeti dışında oturaklı, tarafsızlığını muhafaza edip, yaşananlara seyirci kalmayan, yaşananlara engel olmaya çalışan çözüme ulaştırmak için mücadele veren, diplomasi yoluyla muhatap ülkelerle görüşen başka bir ülke yok. Rusya, İran, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerin diplomasi de zayıf kaldığı özellikle İran’ın “Çin'i, Gazze'deki sivillere yönelik Siyonist saldırıları durdurmak için yeteneklerinin kullanmaya çağırıyoruz.” Gibi açıklamalar yaparak, problemleri büyütmeye çalışan, bölge de şiddeti daha fazla arttırabilecek hamlelerinden dolayı keyif aldığı ortadadır.
Geçtiğimiz hafta ABD, İsrail’in yanında olduğunu, askeri, istihbarat ve maddi yardım desteği sağlayacağını açıklamıştı. 15 Ekim 2023 basına düşen haber de, ABD 2. Uçak gemisini “Destek” amaçlı İsrail’e gönderdi. Beraberinde ise 8 savaş gemisi hareket ediyor. Ben bu hamlenin İsrail’e destek amaçlı olmadığını, her ne kadar Türkiye NATO’ya bağlı bir ülke olsa bile, Türkiye dâhil, Rusya’ya, İran’a, Suriye’ye ve bölgeye gözdağı vermek için gönderdiğini düşünüyorum.
ABD’nin 2. Uçak gemisi ve beraberindeki savaş gemilerini bölgeye göndermesinin ardından, bu duruma karşılık veren tek ülke Türkiye Cumhuriyeti oldu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Doğu Akdeniz’de 16-19 Ekim tarihleri arasında tatbikat yapacağını Navtex yayımlayarak duyurdu. Peki, Türkiye dışında hamle yapan ülke var mı? İran, reklam panolarına “Roket” resmi asarak İsrail’e mesaj gönderirken, Rusya ise, Suriye’ye top sevkiyatı yapmakla yetindi.
Bölgedeki gelişmelerle ilgili bültenleri takip ederken, Emekli Tümamiral, Öğretim Görevlisi Cihat Yaycı katıldığı televizyon programında bölgeye ilişkin açıklamalar da bulunarak, "Şimdi Doğu Akdeniz'e ABD uçak gemisi görev grubu geldi. Peki bu sadece Filistin için mi geliyor? Türkiye Suriye'de hava harekâtları yapıyor. ABD buna karşı çıktı. Rusya da aslında hiç benimsemiyor da... ABD ayrıca YPG/PKK'ya da destek olacağını gösterdi. Şimdi o zaman Türkiye'nin başı olan Cumhurbaşkanı, hava harekâtlarının devam edeceğine yönelik bir açıklama yaptı. O zaman bu bölgede uçak gemisinin bulunması Türkiye'nin hava harekâtlarına karşı bir engel bir tehdit oluşturur mu işte mesele budur. Türkiye'yi nasıl etkiler ona bakmak lazım." Sözleriyle asıl hedefin Türkiye olduğunu vurguladı.
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Partililere Çağrı
CHP’de “Değişim” olması gerektiğini eleştirel boyutta yazan gazetecilerden biri olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yerel Yönetimler Marmara Bölge Toplantısında yaptığı açıklama, 4-5 Kasım’da gerçekleşmesi beklenen kongrenin sonucunu tayin ettiğini düşünüyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Kongre biter el ele omuz omuza sahaya çıkmak durumundayız. Kim kongrelerden sonra parti aleyhine konuşursa, partiyi televizyonlarda tartışılır hale getirirse, kimse kusura bakmasın onu partiden ayıracağım. Çok açık çok net söylüyorum” sözleri kamuoyunda büyük tepki toplarken, delege sisteminin kaldırılması ve Milletvekilliğinde 3 dönem sınırı getirilmesi üzerine yaptığı konuşma ise uzun yıllardan beri parti içerisinde istenen, arzulanan bir konuydu. Yıllarca bu konular taban tarafından dillendirilirken, sistemin değişmesi gerektiği savunulurken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aniden çıkıp, “Bakın, “Demokrat Dede”niz dediğinizi yapacak” gibi bir düşünceyle yaklaşıyormuş gibi hareket etmesi delegelerden son bir şans istediğinin kanıtıdır.
Yazımı, Murathan Mungan’ın “Kibrit Çöpü“ kitabından bir alıntıyla noktalamak istiyorum: “Benim gerçeğime bu kadar yabancıyken, neyin bana iyilik olacağını nereden biliyorsun?”
16 Ekim 2023 - Yakacık