Futbolun, endüstriyel bir süreç içerisine girdikten sonra sportif terimlerden çok ekonomik terimler ile anıldığını görüyoruz. Dışarıdan yapılan bir müdahale olmaksızın piyasa koşullarına göre işleyen bir yapıyı ifade eden futbol endüstrisi, kulüplerin bir araya gelerek ortaya çıkardığı, futbola ilişkin ürün ve hizmetler olarak tanımlanabilir. Futbol endüstrisini diğer endüstri dallarından ayıran özellikler ise rekabet koşulları, tüketici çeşitliliği ve rasyonel olmayan tüketici davranışlarıdır.
Bir piyasada rekabet ortamının sağlanabilmesi için öncelikle firma sayısının birden fazla olması gerekir. Rekabetçi piyasada yoğunlaşma düzeyi düşük olmakla birlikte, toplam gelir ve kâr belli başlı firmalarda toplanmaz. Burada belirttiğimiz yoğunlaşma kavramı ise bir piyasadaki üretim ve satışların az sayıda firma tarafından kontrol edilmesini ifade eder. Piyasa yapısının belirlenmesinde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkan yoğunlaşmanın yanı sıra, alıcıların ve satıcıların davranış biçimleri, firmaların etkinliği, maliyetler ve karlılık oranları da piyasa yapısının belirlenmesinde önemli bir paya sahiptir. Genel olarak bir piyasada faaliyet gösteren firma sayısının fazla olması piyasadaki yoğunlaşma oranı azaltırken, firmalar arası rekabeti artırır.
Neo-Klasik İktisat kuramında tüketici ve firmaların davranış biçimleri analiz edilirken piyasanın tam rekabetçi bir yapıda olduğu varsayılır. Reelde ise tam rekabetçi ya da monopol bir yapıda, yoğunlaşma düzeylerine göre de satış ve üretimin az sayıda firma tarafından kontrol altına alındığı oligopol veya monopolcü (tekelci) bir rekabet yapısında yer alır. Monopolcü rekabet piyasasında, tam rekabette olduğu gibi çok sayıda firmanın varlığı söz konusudur. Bu iki rekabet yapısı arasındaki fark ise alışverişe konu olan ürünün homojen değil, farklılaştırılmış olmasıdır.
Piyasalar, birtakım aktörleri beraberinde getirir ve onlardan bağımsız bir şekilde de ele alınamaz. Futbol piyasasında profesyonel liglerin ve rekabetçi takım sayısının fazla olması, futbolunun yapısal özelliklerini etkiler. Futbolun endüstrileşmesiyle birlikte, Türk futbolunun piyasa yapısında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Kulüplerin şirketleşerek yüksek miktarlarda transfer ve yatırım harcamaları yapması, önemli ölçüde yayın, reklam ve sponsorluk gelirleri elde etmesi sebebiyle Türk futbolu, günümüz itibarıyla piyasa dinamikleriyle işleyen kolektif bir yapı olarak değerlendirilmektedir.
Türk futbol endüstrisinin piyasa yapısı incelendiğinde, Türk futbol pazarının rekabetçi özelliklere sahip olduğu görülmektedir. Buna karşın günümüz koşullarında söz konusu pazarda faaliyet gösteren ve dört büyükler olarak tabir edilen Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor’un diğer kulüplere göre gelir havuzundan daha fazla pay alması, rekabetçi piyasa özelliklerinin zayıfladığını ve pazarın gün geçtikçe oligopol pazar özelliklerine yaklaştığı gösterir.