Merhaba kıymetli okurlar ve takipçiler…
Tarih 19 Ocak 2007 yılını gösteriyordu. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Türkiye’yi dünya kamuoyunda zor durumda bırakmak için tüm yolları deniyordu. FETÖ, düzenlediği “Dinler Arası Diyalog” çalışmaları sayesinde Hristiyan dünyası ile de yakın ilişki içerisindeydi. Bu yakın ilişki ağında Ermeni Diasporası’da mevcuttu. Çünkü Ermeni Diasporası, 1915 yılında yaşananları “Soykırım” olarak kabul ettirme derdinde olduğu için “Düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığıyla hareket etmekten çekinmiyor ve elini güçlendirmek istiyordu.
2003-2004 yıllarında hazırlanan Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı planlar “Ergenekon Davaları”nın başlangıcıydı ve başını da FETÖ çekiyordu. Türk Ordusu ile cumhuriyetçi, laik ve liyakat sahibi insanları güçsüzleştirmek için bahaneler aranıyor, gerçekleştirdikleri olayları ise birilerine yıkmak için hedef gerekiyordu. O hedef ise Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci Hrant Dink oldu. Devlet içinde yuvalanan FETÖ militanları Hrant Dink’in öldürülmesi için düğmeye, Trabzon'daki bir McDonald's restoranın bombacısı olan ve bu davadan 6 yıl 8 ay hapis cezası alan Yasin Hayal, bombalı saldırıda ona eşlik eden Erhan Tuncel ve yaşı 18’in altında olan Ogün Samast üzerinden bastı. FETÖ’nün hedefi bu operasyonu “Türk Milliyetçiliği” üzerinden gerçekleştirmekti.
Daha önce de özellikle “Türk Milliyetçilerinden” onlarca tehdit alan Hrant Dink, Agos'un Halaskârgazi Caddesindeki binasının önünde, Ogün Samast tarafından başının arkasına ateş edilerek öldürüldü. Olay yerinden kaçan Ogün Samast Samsun’da yakalandı ve jandarma eşliğinde elinde Türk Bayrağı ile “Kahraman” edasıyla fotoğraf verdi. Hrant Dink’in öldürülmesi dünya kamuoyunda geniş yer bulurken, FETÖ ve Ermeni Diasporasının ortak çalışması, Türkiye üzerindeki baskıyı artırmıştı.
Vatandaşlar Hrank Dink’in öldürülmesinin ardından, “Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz” dövizleri açarak bu tür olayların bir daha yaşanmaması için tepkilerini dile getirirken…
“Türk Milliyetçileri”ni organize eden FETÖ’de Taksim’de büyük bir yürüyüş organize ederek, "Hepiniz Ermeni'siniz, hepiniz piçsiniz" dövizlerini açtırarak kurduğu oyunu oynamaya devam etti.
Ali Fuat Yılmazer’in Hrant Dink cinayetiyle ilgili görülen duruşmalardaki, "Dink cinayetini, Erhan Tuncel örgütledi", "Fethullah Gülen grubundan terör örgütü çıkmaz, FETÖ'yü ben kabul etmiyorum", "Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast'ı cinayete azmettirmiştir. 'Arkamız sağlam' lafı cinayet için sağlam bir motivasyon olmuştur." "Gülen grubu bugün de benim için terör örgütü değil. Kişisel kanaatim de çalışmalarım da bu yöndeydi." sözleri önemli bir örnektir.
Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından görülen davalarda, Ali Fuat Yılmazer ağırlaştırılmış müebbet, Erhan Tuncel 99 yıl 6 ay, Tuncay Uzundal 15 yıl, Zeynel Abidin Yavuz 12 Yıl 22 gün, Yasin Hayal 7 yıl 8 ay ceza alırken, tetiği çeken Ogün Samast’a ise 22 yıl 10 hapis cezası verildi.
Bugün gelinen noktada Gazeteci Hrant Dink’in katili Ogün Samast, 16 yıl 10 ay hapis yattıktan sonra 15 Kasım 2023 tarihinde koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliye edildi. Ogün Samast’ın tahliyesi, Türkiye’deki hukuk sisteminin kişiye göre düzenlediğini bir kez daha gösterdi.
Yazımı Nazım Hikmet’in “Ben İçeri Düştüğümden Beri” isimli şiirinden alıntı yaparak noktalamak istiyorum: “Katillikten yatan Osman, ben içeri düştüğümden beri, yedi buçuğu doldurup çıktı"
17 Kasım 2023- Yakacık