Dünyadaki küreselleşme dalgalarının etkisiyle neoliberal politikaların yaygınlaşması, futbol sektörünü de etkisi altına almış ve bu süreç, futbolcuların kulüpler üzerindeki hareketliliğinde köklü değişikliklere yol açmıştır. Dünya futbolunun yapısını değiştiren en önemli gelişme ise hiç şüphesiz, futbolcuların transfer süreçlerinde yapılan değişiklikleri ifade eden Bosman Kararları'dır.
Belçikalı eski futbolcu Jean-Marc Bosman, genç takımında futbola başladığı Belçika 1. Ligi kulüplerinden Standard Liege ile 1986 yılında ilk resmi sözleşmesini imzalayarak profesyonel olmuştur. Mayıs 1988’de ise 3.000.000 Belçika Frangı karşılığında Royal FC Liege kulübüne transfer olmuştur. Royal FC Liege kulübü tarafından 30 Haziran 1990 tarihine kadar geçerli olan sözleşme kapsamında Bosman’a aylık 75.000 Belçika Frangı maaş garantisi verilmiştir. Bonus ve primler gibi diğer katkı paylarıyla birlikte Bosman'ın aylık ortalama kazancı yaklaşık 120.000 Belçika Frangı civarındadır.
Royal FC Liege kulübü, Nisan 1990’da Bosman’a aylık ücretinin, Belçika Kraliyet Futbol Federasyonu’nun tüzüğünde öngörülen asgari ücrete çekilerek 30.000 Belçika Frangı’na düşürüldüğü yeni sözleşme teklif etmiştir. Bu durumu kabullenmeyen ve önerilen yeni sözleşmeyi imzalamayı reddeden Bosman, kulübü tarafından 11.743.000 Belçika Frangı bonservis bedeli biçilerek transfer listesine konulmuştur.
Bunun akabinde ise Bosman, Fransa 2. Ligi kulüplerinden Dunkerque ile anlaşmıştır. Dunkerque kulübü, 27 Temmuz 1990 tarihinde Royal FC Liege kulübüne 1.200.000 Belçika Frangı tutarında bir ödeme yaparak, Bosman’ın geçici transferi konusunda anlaşmaya varmış ve Bosman’ı da aylık 90.000 Belçika Frangı’na denk gelecek bir maaş ile 30 Temmuz 1990 tarihinde imzaladıkları sözleşme karşılığında kadrosuna katmıştır. Aynı zamanda, Dunkerque kulübüne oyuncunun daimî transferi için 4.800.000 Belçika Frangı karşılığında satın alma opsiyonu verilmiştir.
Her iki anlaşma şartlarına göre Bosman ve Dunkerque ile Royal FC Liege ve Dunkerque arasındaki sözleşme, Belçika Futbol Federasyonu’ndan alınacak olan onay belgesinin 2 Ağustos 1990 tarihine kadar Fransa Futbol Federasyonu'na ulaşmaması durumunda geçersiz sayılması şartına tabiydi. Bunun nedeni ise Dunkerque kulübünün 3 Ağustos 1990 tarihinde oynayacağı bir maçta Bosman’ı oynatma niyetinde olduğu öngörüsüydü. Dunkerque kulübünün, sözleşmesi bitmiş bir oyuncuya ücret ödemek istememesinden dolayı Royal FC Liege kulübü, Belçika Kraliyet Futbol Federasyonu’ndan Bosman’ın bonservisinin verilmemesini istemiş, bu yüzden her iki sözleşme de 31 Temmuz 1990 tarihinde sona ermek durumunda kalmıştır.
Royal FC Liege kulübü, Bosman'ın lisansını askıya alarak oyuncunun yeni sezonda forma giymesini engellemiştir. Bunun üzerine Bosman, 8 Ağustos 1990 tarihinde, Liege 1. Asliye Mahkemesi’ne başvurarak mevcut transfer sisteminin hukuki boyutunu sorgulayan bir dava açmıştır. 9 Kasım 1990 tarihinde görülen bu davada, mahkeme heyeti oyuncunun lehinde emsal teşkil edecek bir karar vererek, Royal FC Liege kulübünün Bosman'a toplam 30.000 Belçika Frangı ödemesini emretmiş ve kulübe de bir ay transfer yasağı getirmiştir. Mahkeme heyeti, bununla birlikte söz konusu davayı da bir üst mahkeme olan Avrupa Adalet Divanı’na havale etmiştir.
Yerel mahkemenin davayı Avrupa Adalet Divanı’na havale etmesinin en önemli sebebi ise bu konunun Avrupa Birliği’ni yakından ilgilendiren uluslararası yönetmelikler ile çakışmasıydı. Uluslararası transfer yönetmeliğine göre, bir oyuncunun sözleşmesi sona erdiğinde, oyuncuyu transfer etmek isteyen kulübün, oyuncunun eski kulübü tarafından belirlenen bonservis ücretini ödemesi gerekiyordu. Fakat bu yönetmelik, Avrupa Birliği’nin, çalışanların özgürlüğünü ifade eden serbest tasarruf ve dolaşım hakkını güvence altına alan yasalarıyla çelişen bir yönetmelikti.
Bosman’ın yaklaşık 5 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından dava, Lüksemburg’da bulunan ve Avrupa Birliği bünyesi içindeki en yüksek mahkeme olan Avrupa Adalet Divanı’nda tartışılmıştır. Bu tartışmaların ardından Avrupa Adalet Divanı, 15 Aralık 1995 tarihinde manifesto niteliğindeki tarihi kararını vermiştir. Avrupa Adalet Divanı’nın kararına göre öncelikle futbolun bir ekonomik sektör olarak kabul edilmesi ve futbol dahil tüm spor dallarının ekonomik alan ve aktivite olarak görülmesi gerekmekteydi.
Avrupa Adalet Divanı’nın aldığı ve kayıtlara “Bosman Kararları” olarak geçen kararların en önemli sonucu ise kulüpleriyle olan sözleşmeleri sona eren futbolcular için, kulüpleri tarafından herhangi bir bonservis ücreti ya da bir serbest kalma bedeli talep edilemeyecek ve Avrupa Birliği’ne üye ülkelerden herhangi birinin pasaportuna sahip olan futbolcuların, Avrupa Birliği sınırları içerisinde yerli statüsünde oynayabilecek olmasıdır. Dolayısıyla alınan bu kararlarla birlikte, uluslararası futbolcu hareketliliği oldukça büyük bir ivme kazanmış ve futbolun endüstrileşme süreci de hızlanmıştır.
Bu kararlar, futbolcuların kendi geleceklerinde söz sahibi olması ya da başka bir ifadeyle futbolcuların özgür bir şekilde hareket etmesini sağlamasının yanı sıra, futbolun bir oyun olmaktan çıkıp bir iş kolu haline dönüşmesini ve futbola ilişkin işgücü piyasası kurallarını betimleyen bir karar niteliğindedir.
Bosman Kararları, bir futbolcunun kulübü ile yaşadığı sorunlarla ilgili yasal yollardan hakkını aramasından ziyade, futboldaki değişim sürecinin önemli bir parçasını ifade etmektedir. Jean-Marc Bosman tarafından açılan bu yoldan sonra dünya üzerindeki transfer hareketliliği artmış ve artan söz konusu hareketliliğin maddi karşılığı sayesinde futbol, son yılların en hızlı büyüyen bir ekonomisi haline gelmiştir.
Bosman Kararları ile birlikte futbolun büyüyen ekonomik bir değer haline gelmesi, aynı zamanda futbolun endüstriyel bir nitelik kazanmasına ve kapitalist üretim ilişkilerinin futbol üzerinde hâkimiyet kurmasına yol açmıştır. Bu durum, uluslararası sermayenin dolaşımı ve kâr transferleri serbest iken, oluşan yeni küresel futbol endüstrisinde de işgücünün serbest dolaşımını mecbur kılmıştır. Bu mecburiyet ise futbol ekonomisinin gelişmesindeki en önemli etkenlerden biri olmuştur.
Futbol endüstrinin ticarileşme sürecini kaleme alacağımız bir sonraki yazımızda görüşmek üzere..