Futbolun endüstrileşme sürecine girmesi ve kulüplerin de kurumsallaşarak, profesyonel bir yapıya sahip olması, futbolun kısa bir süre içerisinde yaygınlaşmasına ve hem sermaye sahiplerinin hem de politikacıların futbola yönelmesine yol açmıştır.
Ortaya çıktığı ilk zamanlarda bireylerin sadece boş vakitlerini değerlendirdiği ve özünde bireylerin eğlenerek, deşarj olmasını amaç olarak edinen futbol, zaman içerisinde bu fonksiyonundan uzaklaşmıştır. Günümüz itibarıyla futbol, sadece kazanma içgüdüsüyle oynanan ve ekonomik olarak da kazanç elde etmek için yatırım yapılan devasa bir sektör haline dönüşmüştür. Bu dönüşüm futbol ekonomisinin hacmini genişletmiş ve bu da kazanma gayreti ve başarma isteğinin ön planda olduğu bir oyun yapısının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Futbolun endüstrileşmesi, futbolu ekonomik anlamda yatırımların yapıldığı bir alana dönüştürürken, oynanan oyunu da rant elde etmek için oynanan, sonuç odaklı bir oyun haline getirmiştir. Bu durum ise futbolun temel dinamiğinde, sahada oynanan oyunun kurallarında ve futbol odaklı ilişkilerin yapısında çeşitli değişikliklere yol açarak, futbolun ekonomik mantıkla işleyen bir yapı haline gelmesine neden olmuştur.
Futbol, uluslararası alanda planlı bir şekilde ticarileştirilmiş ve futbolun politik, sosyal ve yasal yönlerinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Futbol artık sadece sosyal bir olgu değil, aynı zamanda dünya çapında birbirine bağlı birçok paydaş grubun büyük miktarda para harcadığı bir sektör haline gelmiştir. Kulüpler ise basite indirgenmiş takımlarından, uluslararası eğlence şirketlerine dönüşmüş, hepsi de başarılı iş stratejilerini takip eden rekabetçi işletmelerin tipik davranışlarını sergilemiştir.
Neredeyse her şeyin parasal anlamda değerlendirildiği günümüzde, futbol takımlarının zorlu müsabakalar sonucu kazanmış oldukları başarıları simgeleyen kupalar dahi, para faktörünün ardında kalmıştır. Bu durumdan kendilerine pay çıkaran kulüpler ise tüketim alışkanlığının yüksek olduğu bir toplumun arzu ettiği gibi markalaşma ve marka haline getirdikleri ürünleri söz konusu kitlelere arz etmeye başlamışlardır.
Bu durum ise futbolu köklerinden uzaklaştırmış ve bir sektör haline getirmiştir. Futbol, artık sadece belirli bir sınıfın sporu değil, neredeyse tüm sosyal sınıflara hitap eden bir spor dalı haline gelmiştir. Günümüzde futbol, modern bir dinlence kültürünün etkinliği olarak sahnelenmekte ve kendisini futbol bağımlısı olarak nitelendiren taraftarlardan uzaklaştırmaktadır. Tüm bunlar, kapitalist sistemin futbola nüfuz etmesini ve futbolun da içinde barındırdığı tüm aktörleriyle radikal bir dönüşüm içine girdiğinin göstergesidir.
Futbol endüstrisinin rekabet yönünü kaleme alacağımız bir sonraki yazımızda görüşmek üzere..