Futbolun metalaşması ve kulüplerin ise markalaşması sonucunda futbol, ekonomik olarak çok ciddi bir hacme sahip olmuş ve bu durum da futbolun çeşitli müdahalelere maruz kalmasına sebebiyet vermiştir. Futbolun, endüstrileşmeyle birlikte daha çok belirginleşen bu yapısı, mali anlamda varlıklı, idari anlamda ise iyi yönetilen kulüpleri başarılı kılarken, diğer kulüplerin borç sarmalına düşmesine neden olarak başarılı kulüpler ile rekabet etmesini zorlaştırmıştır.
Her şeyden önce futbol, futbolcunun, bireysel anlamda yetenekli olmasını, fizik ve kondisyon anlamında dayanıklı olmasını ve teknik anlamda ise topa hükmeden, taktik bilgisi olan, oyunu okuyabilen ve futbolun estetiğine de yatkın olmasını gerekli kılar. Söz konusu futbolcular “yıldız” olarak tabir edilen piyasa değeri yüksek futbolculardır. Mali anlamda güçlü kulüplerin, yıldız olarak tabir edilen nitelikli oyuncuları transfer ederek kulüpler arasındaki dengeyi bozduklarını söylemek mümkündür.
Jean-Marc Bosman’ın başından geçen olay da özellikle Avrupa’da rekabet şartlarının yeniden düzenlemesini sağlayan bir olay olarak karşımıza çıkar. Futbolculara transfer özgürlüğü tanıyan Bosman Kuralları sonrası Avrupa futbolunda rekabet artmış ve kulüplerin yıldız olarak tabir edilen nitelikli yabancı oyuncuları transfer edebilmesi için güçlü bir ekonomik yapıya sahip olmasını gerekli kılmıştır.
Uluslararası alandaki rekabet ortamının giderek kızışmasıyla birlikte spor endüstrisinin içinde büyük bir yer kaplayan futbol endüstrisi de küresel anlamda yayılım göstermiş ve bu rekabet sayesinde bireylere birtakım fırsatlar sunmuştur. Sunulan fırsatlar, özellikle futboldaki finansal işlemleri yaygınlaştırmakta ve rekabet ortamını kızıştırmaktadır.
Genellikle büyük kulüplerin lehine olan rekabet şartları, belki de futbol endüstrisinin en önemli paradoksunu oluşturmaktadır. Oluşan yeni futbol konjonktüründe bir yandan kulüplerin gelirleri artarken, diğer yandan ise kulüpler arası adil rekabet ortamı tahribata uğrar. Çünkü artan gelirlerin sadece belirli kulüplerde toplanması, kulüpler arasındaki rekabetçi dengeyi olumsuz yönde etkiler.
Bununla birlikte diğer kulüplerin yeterli derecede finansal kaynak bulamamaları, söz konusu rekabet ortamının büyük kulüplerin lehine, diğer kulüplerin ise aleyhine olacak şekilde konumlandırılmasına neden olur. Bu durum da, futbolun eşsiz ve esrarengiz özelliğinin ifadesi olan “maç oynanmadan kazanılmaz” söyleminin önemini yitirmesine ve futbolun belli kulüpler açısında izlenme oranının düşmesine neden olur.
Futbol endüstrisinin kurumsal yapısını kaleme alacağımız bir sonraki yazımızda görüşmek üzere..