Taraftarlık kavramı, bireylerin herhangi bir kulüple duygusal ya da zihinsel bir bağ kurarak, kendisini o kulübe ait hissetme durumudur. Bu kavramın en temel ve en önemli özelliği ise rasyonel bir yapı üzerine inşa edilmesinin mümkün olmamasıdır.
Taraftarlık kavramının duygusal yapıda olması ya da başka bir deyişle rasyonel bir yapıya sahip olmaması ve bu çerçevede oluşan aidiyet duygusu, söz konusu bireylerin yaşantısına direkt olarak etki eden bir durumdur. Bu durum göz önüne alındığında, taraftarlık kavramı bireyler açısından oldukça önemlidir.
Futbola çeşitli manalar yükleyerek, futbolu özel bir hale getiren en önemli faktör, hiç şüphesiz taraftarlardır. Taraftarlar ile kulüpler arasında karşılıklı bir ilişki olmakla birlikte her iki taraf da bu ilişkiden önemli ölçüde faydalanır. Taraftarlar, desteklemiş oldukları kulüpler aracılığıyla kendilerini bir topluluğa ait hissetme ihtiyacını, kulüpler ise bu durumdan faydalanarak popülerliklerini artırma hedefini karşılar. Genellikle taraftarların lehine olan bu ilişkinin boyutu da zamanla değişmiş, özellikle futbolun endüstrileşme sürecinden sonra taraftarların aleyhine olmaya başlamıştır.
Endüstriyel futbol içerisinde taraftarlık kavramı ile seyirci ya da başka bir ifadeyle müşteri kavramı arasında artık neredeyse hiçbir fark kalmamıştır. Günümüzde taraftarlık kavramı müşteri kavramına doğru evrilmiştir. Bu durum da klasik futbol mantalitesinden uzaklaşan kulüplerin, endüstriyel futbola adapte olması sonucunda müşteri kazanma çabasının bir göstergesidir.
Futbolun endüstrileşme sürecine girmesiyle birlikte, futbolun içerisindeki en önemli yapı taşı olan taraftarların tüketici konumuna gelerek talep tarafını oluşturduğunu ve buna karşın futbol kulüplerinin ise arz eden tarafta olduğu görülmektedir.
Futbol endüstrisinin sıra dışı özelliklerinden bahsederken belki de en iyi örnek futbol endüstrisinin sosyal makroekonomik çevresidir. Taraftarların demografik özellikleri ya da eğitim düzeyleri ne olursa olsun, destekledikleri kulüp ile aralarında bağ vardır. Taraftar ile kulüpler arasındaki bu bağ, fiyat ve talep katılığının ardındaki temel neden olarak gösterilir. Ayrıca tüketici davranışlarında yaşanan değişiklikler de göz ardı edilmeyecek kadar önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar.
Futbolun endüstrileşmesiyle birlikte, şirketleşerek daha kurumsal bir yapıya dönüşen kulüpler, taraftarlar ya da başka bir ifadeyle müşteriler sayesinde arz ettikleri ürünlerin talep edilmesi konusunda herhangi bir sıkıntı çekmezler. Tüketici konumundaki kesimin, kulüplere aidiyet duygusuyla bağlı olan taraftarlardan oluşmasından dolayı, ürünlerini kolay bir şekilde satabilen kulüpler, endüstriyel nitelikteki diğer sektörlere göre, esnek olmayan bir talebe sahiptir. Bunun en önemli nedeni, taraftarların desteklemiş oldukları kulüplerine olan bağlılığı olarak gösterilebilir.
Kulüplerin arz ettiği ürünler, taraftarlar tarafından alınarak “bağlılık körlüğü” diye tabir edilen, kulüpler için harcama yapma alışkanlığını artırır. Bu durum, kulüplerin sportif anlamdaki performanslarının düşük olduğu dönemlerde bile, yine aynı şekilde cereyan eder. Taraftarların sergilemiş olduğu söz konusu tutum ve davranış, kulüplerin gelirlerini artırmasını ve futbol endüstrisinin de hızlı bir şekilde büyümesini sağlar.
Futbol endüstrisinin sosyo-kültürel yönünü kaleme alacağımız bir sonraki yazımızda görüşmek üzere…