Futbol endüstrisi, serbest rekabet koşullarının eksiksiz bir şekilde gerçekleşmediği bir endüstri çeşididir. Ayrıca rekabet olgusu, birbirinden farklı tüketici kitleleri ve rasyonel olmayan tüketici davranışları gibi faktörler de bu endüstriyi, diğer endüstri çeşitlerinden farklı kılmıştır. Futbol endüstrisine, temel faaliyet alanı olan maçlardan, futbolun alt sektörlerine kadar ortaya çıkan ürünleri arz edenler, bu ürünlerin taleple buluşmasına aracılık eden kurumlar ve ürünleri talep edenlere ilişkin bir çerçevede bakılmalıdır.
Futbol endüstrisinin arz yönünü incelediğimizde karşımıza ilk olarak, futbolun olmazsa olmazı olarak nitelendirilen spor kulüpleri çıkıyor. Kulüpler, sportif aktivitelerin en önemli aktörü olmasının yanı sıra, sporun ve sporcunun gelişim gösterebilmesi için de elzem bir unsur niteliği taşıyor.
Profesyonel ya da amatör sporcuların bir araya gelerek, takım halinde sportif karşılaşmalarda mücadele etmesini sağlayan kulüpler, aynı zamanda söz konusu sporcuların hem fiziki olarak hem de teknik olarak gelişim göstermesinde önemli bir rol üstleniyor. Ayrıca kulüpler, inşa ettikleri altyapı tesisleri aracılığıyla da sporcuların çalışmasına ve kendilerini geliştirmesine imkân sağlıyor.
Kulüpler aynı zamanda, futbol endüstrisi içerisinde futbol ile ilgili mal veya hizmetleri üreten birincil kaynak olarak da karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda kulüplerin, futbol endüstrisinin temel sermayesi olan futbolu arz edebilmek için, tüm üretim faktörlerinin bir araya gelmelerini sağlayarak, futbolun üretim sürecinin yönettiğini görüyoruz.
Kulüplerin bünyesinde oluşturulan futbol takımları, futbolun üretim faaliyetlerini ifade eden maçlara münferit olarak çıkamamakla birlikte, herhangi bir sportif organizasyon da düzenleyemezler. Bu durum, futbolun üretim faaliyetlerinin yalnızca bir kulüp tarafından yapılamayacağını, birden fazla kulübün içinde bulunduğu bir organizasyon şeklinde düzenlenerek yapılabileceği gerçeğini ortaya koyuyor.
Söz konusu organizasyonların oluşturulabilmesi için, birbirleriyle rekabet etme gibi bir misyona sahip olan yeterli sayıda kulübün, organize bir ilişki ağı çerçevesinde hareket etmesi gerekiyor. Kulüpler yerel, ulusal ya da uluslararası ligler ve müsabakalar sayesinde ticari anlamda geçerliliği olan futbolu, yani futbol maçını üretiyor. Bu üretimin organizasyon yapısı da okul ve kolej takımlarından, amatör ve profesyonel liglere ve ulusal ya da uluslararası futbol organizasyonlarına kadar çeşitlilik gösteriyor.
Futbol endüstrisinin arz yönünün diğer bir olmazsa olmazı ise futbolculardır. Futbolcular, kulüpler aracılığıyla yeşil sahalarda belirli kurallar dahilinde, futbolun gerekliliklerini yerine getiren sporcular olarak tanımlanabilir. Futbolcular, bünyesinde bulundukları kulüplerin genel çalışma prensipleri doğrultusunda antrenmanlara katılmak, belirlenen beslenme düzeni ve yaşam stiline uyum sağlamak, kendilerine tahsis edilen ekipmanları etkin ve verimli bir şekilde kullanarak görevlerini yerine getirmekle yükümlüdür.
Futbolcular sahada sergiledikleri yeteneklerinin ya da başka bir deyişle emeklerinin, başka kulüpler tarafından kiralanması veya satın alınmasını ifade eden transfer süreçleriyle metalaşmış ve bunun sonucunda da finansal bir varlığa evrilmiştir. Bu metanın değerini ise mevcut futbol konjonktürünün ekonomik yapısı tayin eder. Bu yapı da futbolcunun yetenek ve emeği karşısındaki kazancı üzerinde belirleyici bir etkendir.
Nitekim önceki yazılarımızda kapsamlı bir şekilde ele aldığımız Bosman kararlarına kadar futbolcuların faaliyetleri mevcut kapitalist sistemin iş gücü piyasalarına benzer nitelikler göstermiştir. Futbolun endüstriyel bir süreç içerisine girmesiyle, tıpkı kulüpler gibi futbolcular da bundan etkilenmiş ve zaman içerisinde bir bedel karşılığında alınıp satılabilen eşya muamelesi görmüşlerdir. Bosman kararlarından sonra futbolcuların emekleri bir taraftan ticarileşirken diğer taraftan da bu çalışma alanına ilişkin kurumsal ve hukuki düzenlemeler nedeniyle futbolcuların emeklerinin karşılığını almaları için gerekli altyapı oluşturulmuştur.
Zaman içerisinde artan popülarite ise futbolcuların kazançlarını da benzer dinamiklerle yükseltmiştir. Bosman kuralının yürürlüğe girmesiyle beraber, transfer piyasası yeniden şekillenmiş ve bunun sonucunda futbolcular için kulüplere verilecek bonservis ücretleri ve futbolculara ödenecek olan yıllık ücretlerde ciddi artışlar yaşanmıştır. Bu durum da futbolun bir endüstrinin de ötesinde, bir piyasa halini aldığının bir göstergesi olmuştur.
Futbol endüstrisinin arz yönünün diğer bir olmazsa olmazı teknik direktörlerdir. Mesleki yetkinliğe sahip olan ve aynı zamanda birer futbol eğitimcisi olan teknik direktörler, görev yaptıkları kulüplerde belirledikleri antrenman programları kapsamında futbolcuları teknik, taktik, fizik, kondisyon, moral ve motivasyon yönünden müsabakalara ya da başka bir deyişle ulusal veya uluslararası turnuvalara hazırlayan ve olası bir başarı ya da başarısızlıkların en önemli sorumlusu olarak gösterilen kişilerdir.
Teknik direktörler de futbolcular gibi, bünyesinde bulundukları kulüplerin genel çalışma prensipleri doğrultusunda, kendilerine tahsis edilen ekipmanları etkin ve verimli bir şekilde kullanarak görevlerini yerine getirmekle yükümlüdür.
Futbol endüstrisinin arz yönünün bir aktörü de federasyonlardır. Federasyon kavramı, herhangi bir branşta faaliyet gösteren kişi, kurum ya da kuruluşların bir araya gelmesi sonucunda oluşturulan yönetim organını ifade ediyor. Futbolu yöneten federasyonlara incelediğimizde ise FIFA (UEFA, AFC, CAF, CONCACAF, CONMEBOL, OFC) ve NF-Board gibi iki kıtalararası federasyon karşımıza çıkıyor.
Futbol endüstrisinin arz yönünün bir aktörü ise sponsorlar ve tedarikçilerdir. Sponsorluk, ulusal ya da uluslararası şirketlerin kendi reklamlarını yapmak, onların marka değerlerini artırmak ve sorumluluklarını yerine getirmek amacıyla sportif organizasyonların, federasyon, vakıf ve spor kulüplerinin ya da sporcuların yapmış oldukları faaliyetleri desteklemektir. Sponsorluk anlaşmaları ise söz konusu kurumlar ile paydaşlar arasında, maddi bir değer karşılığında yapılan anlaşmalar şeklinde de ifade edilebilir.
Sponsorluğun amacı, kulüplerin sponsorluk anlaşmalarından elde ettikleri kazançlar sayesinde sportif başarıya ulaşarak taraftarları ve sponsorlarını memnun etmesi ve buna karşın sponsorların reklamlarını yaparak, onların marka değerlerini yükseltmesidir.
Tedarikçiler ise herhangi bir mal ya da hizmeti piyasaya sunmak üzere faaliyet gösteren firmalara ham madde ve ürün sağlayan, toptancı konumundaki üreticilerdir. Futbolun endüstriyel bir piyasa halini almasıyla birlikte kulüpler, özellikle formalarını üretmek ve üretilen formaları da global anlamda pazarlayabilmek için tedarikçiye ihtiyaç duyarlar.
Futbol endüstrisinin arz yönünün diğer aktörleri arasında ise daha önceki yazılarımızda değindiğim yayıncı kuruluşlar başta olmak üzere, finansal kuruluşlar ve devlet gibi aktörler de gösterilebilir. Futbol, her ne kadar bu aktörler ekseninde cereyan eden bir oyun olarak karşımıza çıksa da sektör içerisinde çalışan ve katma değer yaratan başka aktörlerin varlığı da söz konusudur.
Futbol endüstrisinin talep yönünü kaleme alacağımız bir sonraki yazımızda görüşmek üzere...