Kuvve-i akıl; ilmî bilgilerle, bilimsel veri ve metodlarla beslenir, dinî ahlâkî ve örfî değerlerle tezyin edilir, lügatî terimler ve edebî sözcüklerle cümlelere dökülür, üslûb-u makul ve makbul bir tonla söylenebilir, dil ile ikrar olunan o sözcükler lisan-ı hâl ile de bütünleşir, uygun bir iklim ve zamanda cemiyet toprağına serpiştirilebilir ise...
O tohumun hayatı içtimai dahilinde filiz tutması- kabuk yarması, dallanıp yayılması, çiçek açıp meyve verecek olmasını gerektirir fiili- zahiri esbaplar bilfiil ve maddeten tezahür ettirilmiş demektir.
Geriye kalan, kader- küll-i iradenin tecellisi yönünde tevekkülle iman, niyet, dua, teslimiyet ışığı ve güneşidir.
Düşünün ki; toprağı aktarmış, çifti sürmüş, tohumu toprağa katmış, can suyu olsun diye semadan dökülecek yağmuru murad ediyor ve bekliyorsunuz.
Mamafih...
Esbab-ı tevessül anlamında beşeriyete mebni araç ve vasıtaları bire bir ihdas ve ikame etmişsiniz.
İstidat ve kabiliyetlerine göre kullanım alanları ve işlevlerini anlatmış, prospektüs ve reçetelerini üzenlerine asmış ve yerleştirmişsiniz.
Deneyimli, tecrübeli, ehliyetli ve liyakatli operatörler vasıtasıyla da aktif ve fiilen sunum, gösteri, brifing verebilmişsiniz...
Bu aşama ve bu takdirde esbapları görmezden gelip mucize beklemek, haşa ve kella Kudret-i İlahi'yi test ve imtihan etmek anlamına gelecektir ki, tahkiki iman ehli kimseler bu hataya düşemezler- düşmezler.
Binaenaleyh "Kûn- Feyekûn" emr-i ilahiyesinin vücubunu mazrur kılan esbap ve nedenler bilaistisna vücut bulmuş, tezahür ve temerküz etmiş- ettirilmiş demektir ki; cüz-i irade sahiplerinin bu yöndeki sa'y-ü mesai ve gayretlerine Küllî İradenin cevapsız- yanıtsız- tepkisiz kalması, tecelli etmemesi olsa olsa bir başka ve çok daha büyük bir hayrın bizi beklediği şeklinde yorumlanabilir ve sabırla beklenebilir.
Ehli iman ve irfan sahibi Müslüman kimseler inanırlar ve derler ki; "Olanda bir hayır, olmayanda bin bir hayır gizlidir."
Olmuyorsa 2 sebebi vardır.
1- Ya esbaplar tecelli etmemiştir.
2- Ya da olmamış olması, olmuş olmasından çok ve misliyle hayırlı olacağındandır.
Acizane, kendi lisan-ı münasibimle kaleme aldığım bu yazım; paragraf başında zikrettiğim "Kuvve-i Akıl" aklın doğru kullanımı üzerine düşünce yapımı ifade eder mahiyet içermekle birlikte, kuvve-i akıl ve cüz-i iradeye taalluk eder her cümlem "Maturidi Ekolünden" alabildiğim ilham ve isnatlarla beslenmiş ve ifade bulmuştur.
Niyet ve maksadım en bariz düşmanım ve zaman zaman beni yenmeğe muktedir nefsimi ıslah ve terbiye etmeğe yöneliktir.
Sizlerle paylaşmaktan muradım ise, ben misal herkesin nefsiyle sürdürdüğü mücadelede nefsine galebe edebilmesine, belki vesile olabilmektir.
Saygılarımla...