Asıl ihtiyaç yeni bir anayasa değil; yeni bir anlayış geliştirmek, toptan ve kökten zihniyet değişikliğini ikame etmektir.
İşlevsel ve etkin olmayan, keyfilik barındıran ve uyulmayan 10 tane anayasa yazılsa ne değişecektir?
2023 itibarıyla “Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. yüzyılı” yerine, AKP tarafından “Türkiye Yüzyılı” şeklinde üretilen bu yeni sloganın masumiyet ve iyi niyet içerdiğine inanmak mümkün değildir.
22 yıllık AKP iktidarının ortaya koyduğu eylem, söylem ve fiiliyatına dikkatle bakıldığında, cumhuriyet ve demokrasinin gelişmesi, ilerlemesi ve ikamesi adına doğru ve makul adımların atıldığına dair herhangi bir iz, işaret ve emare görülmediği açık değil midir?
22 yıllık süreç içerisinde Türkiye’nin; içtimai, sosyal, kültürel ve ekonomik yönden ilerleme kaydedemediği,
Cumhuriyet dönemi kazanımlarının satıldığı veya kiralandığı,
Devletin adeta şirket yönetir gibi yönetildiği,
Kamu kurum ve kuruluşlarının idare-i maslahat anlayışıyla suyun akışına bırakıldığı açıktan gözlemlenebilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve cumhuriyeti kuran iradeye karşı söylenen sözler ve ortaya konan icraatlar, parti taassubuyla aklını kiraya verenler dışında umumun malumu olsa gerektir.
- İnkâr edilen Çanakkale,
- Okunmayan andımız,
- Ayağa kalkınmaya değer görülmeyen İstiklal Marşı,
- Su tutmaz kalbura çevrilen Anayasa,
- Yaz boz tahtasına döndürülen milli eğitim,
- Yandaş ve yarındaşlar lehine günübirlik değiştirilen ihale yasası,
- ‘Her şehre bir üniversite’ kampanyasıyla kalitesiz üniversiteler,
- Uyum yasaları bahanesiyle çıkartılan büyük şehir yasaları,
- 450’den 600’e çıkartılan vekil sayısıyla etkisiz ve yetkisiz kılınan TBMM,
- Yapısı, görkem ve ihtişam özentisiyle inşa edilen adalet sarayları,
- Ensar- Muhacir algısıyla kevgire döndürülmüş milli hudutlarımız...
- "İtibardan tasarruf olmaz" güzellemesiyle inşa edilen mevsimlik saraylar...
- Bunca tahribat ve tadilattan sonra "elbette haklısınız, değiştirilsin" diyebileceğimiz,
- "yazılı metin" olarak rafa kaldırılmış, uyulmayan, uygulanmayan ve işlevselliğini yitirmiş bir anayasa...
Ne yeni bir anayasa,
Ne de yeniden yapılanma...
Asıl ihtiyaç egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu gerçeğini kabul ve ikrar ile teşekkül ettirilecek demokratik parlamenter sistemdir.
Değişmeyen ve değiştirmesi teklif dahi edilemez 4 maddesi başta olmak kaydıyla,
Tam bağımsız,
Kuvvetler ayrılığı,
Bir başka manasıyla da kuvvetler bütünlüğü ilkesinin yeniden ihyası ve ihdasını esas alan,
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti; laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir" inanç, anlayış ve kabulünde zaten var olan zihniyeti hâkim ve güçlendirmektir.