12 Şehidimizin ardından TBMM bünyesindeki bazı partilerin de altında imzası bulunduğu “Terörü Kınama Ortak Bildirimi” kayıtlara geçmişti ki; henüz aradan 15 gün geçmeden, şehitlerimizin toprağı daha kurumadan,
Dün akşam saatlerinde gelen acı haberle “Pençe-Kilit” operasyon bölgesinden bu kez de 9 Askerimizin şahadet haberiyle, 40 yıldan bu tarafa sönmeyen yürek yangınımız bir kez daha alevlendi.
Bu çerçevede Dolmabahçe Sarayında bugün Cumhurbaşkanı nezaretinde “Güvenlik Zirvesi” toplantısı gerçekleştirildi...
“Güvenlik Zirvesi” toplantısı sonrası yapılan açıklamanın başlığı-mottosu ise; kısaca ve özetle “Teröristan Kurdurtmayız” tabir ve ibaresiyle kamuoyuna duyuruldu!
Yazımızın ilerleyen bölümünde, son derece manidar bulduğum ve bu yönüyle konumuza başlık seçtiğim “Teröristan Kurdurtmayız” şeklindeki idareden ne anladığımı, daha doğrusu neden manidar bulduğumu izaha çalışacağım.
Güvenlik Zirvesi sonuç bildirgesinde yer verilen esasa dönük ifadeleri (siteden alıntılayarak) sizlere aktarmak istiyorum.
“Toplantıda terörle mücadele stratejilerimiz bütünlüklü olarak değerlendirilmiş, dün Irak’ın kuzeyinde Pençe-Kilit Harekât Bölgesi’nde düzenlenen hain terör saldırısı ve terörle mücadele bağlamında attığımız ve atacağımız adımlar ele alınmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, bekasına yönelik tehditleri kaynağında engelleme ve imha etme stratejisi çerçevesinde terör örgütü PKK/YPG/KCK ve destekçileriyle mücadelesini azim ve kararlılıkla sürdürmekte olduğunu açık ve net bir biçimde ifade ediyoruz.
Hain saldırı sonrası başlatılan operasyonlarda Irak’ın kuzeyinde 36, Suriye’nin kuzeyinde 9 olmak üzere toplam 45 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
Bu mücadelemiz son terörist etkisiz hale getirilinceye, Irak ve Suriye’deki terör bataklıkları tamamen kurutuluncaya kadar devam edecektir...”
Zirvede yapılan vurgulara ilaveten şunu belirtmek isterim ki; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız ile jandarma ve polis kolluk kuvvetlerimizin,
Ve elbette 40 yıldır terörle mücadele azim ve kararlığından geri durmayan,
Son teröristten arındırılana kadar devletimizin, milletimizin, ordumuzun arkasında “Dağ gibi duracak”,
Her türlü Teröre, Terörizme karşı olduğumuzu,
Ülke, millet, vatan, devlet birlik ve bütünlüğümüz için feda-ı can etmekten çekinmeyeceğimizi şahsım adına bir kez daha beyan ederim.
Beyan ettiğim bu irade ile beraber şu noktaların da gözden kaçırılmaması gerektiğine de dikkatlerinize çekmek isterim.
Şehitlerimizin ardından, aslında ne söylesek boş, beyhudedir...
Ocaklara düşmüş ateş kuşkusuz düştüğü yeri kavuracak olsa da,
Vatan, Millet, Devlet bilincinde olan her bir vatandaşımızın da yüreğine düşmüştür.
Şehitlerimizin sayısıyla, canıyla, kanıyla sınırlı değildir acımız.
Zira “Mehmetçiklerimiz” her birimizin evlatlarıdır.
Zirve sonrası açıklamada yer verilen hususlara itirazımız söz konusu değildir elbet!
Lakin bu cümlelerin yüreğimizi soğutmadığı, bizleri teskin etmeyeceği de çok açıktır.
İnanıyorum ki; anne- baba sıfat ve şefkatine haiz her bir insanımız bu acıdan muzdarip, teröre karşı tepkili ve terörizmi lanetlemektedir...
Hiçbir ana baba yoktur ki; bu acı karşısında incinmesin, yanmasın...
Ne var ki; 40 yıldan fazladır bu ve benzer söylemleri- söz ve cümlelerin ötesine geçememiş olduğumuzu, çözüme dair etkileri göremediğimizi, kan, can kaybını maalesef durduramadığımızı,
Tabut başında tekbir- dua ve nutuk dinlemekten usandığımızı da belirtmek durumundayız.
Artık hamasi söylemlerin ötesine mutlaka geçilmeli, Terör ve Terörizmin kök hücrelerine inilmeli,
İnsanlığın düşmanı ve yüz karası Terör odakları- bataklık kurutulmalıdır.
Türk Milletine vekalet eden, Devlet idaresine talip olan yöneticilerimiz,
Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyetimizin temsilcileri, istişare-meşveret- ortak ve üst akılla terörün kökünü kazımalıdırlar.
Bu arada...
Yazımıza başlık seçtiğimiz ve manidar bulduğumu beyan ettiğim “Teröristan Kurdurtmayız” terim, terminolojisini doğru ve yerinde bulmadığımı, anlam ve içerik açısından yanlış anlaşılmalara,
Art niyet taşıyan farklı zihniyet sahiplerinin kafalarında başka başka mülahazalara zemin ve neden hazırlamaya dönük muğlaklık içerebileceği yönünde şüphelerim vardır.
Çekincem şudur ki; Rahmetli Necmettin Erbakan’dan duyduğumuz,
“Siz Ne Mutlu Türküm Diyene” derseniz, birileri de Türküm yerine başka etnik kimlik ortaya koyma hakkını kendinde görür” cümleleri ki, merhum Erbakan hocanın bu beyanını o zaman da doğru bulmadığımın altını bir kez daha çizmek isterim.
Dünya haritasında adı Türkiye olarak tanınan ve bilinen, adını Türk Milletinden almış TC. Devletimize aidiyet duygusuyla bağlı her bir vatandaşımız,
Elbette ve kesinlikle “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” diyebilmeyi sonuna kadar hak etmektedir.
“Teröristan Kurdurtmayız” ibaresi yerine...
“TC. Devleti sınırları içinde ve dışında,
TC. Devletimizi doğrudan veya dolaylı yönden etkileyen,
85 milyonu aşkın nüfusu ile ulus devlet yapımızı bölmeye dönük her bir girişime, bütüncül yapımızı parçalamaya dönük her türlü terör ve terör girişimine karşıyız, Kürdistan adında bir devlet kurdurtmayız.”