Belediye başkan adayları dahi,
-Emekliye destek,
-Kira yardımı,
-Alış-veriş kartı,
-Gıda yardımı,
-Ucuz ekmek... vaadinde bulunuyor,
Cami avlularında, meydanlarda sıcak çorba dağıtarak seçim kazanabilmeyi amaçlıyorlar ise...
Sorun sadece Ekonomik Krizle izah edilemez!
Sosyal dengeler bozulmuş demektir.
-Gelir dağılımı,
-Fırsat eşitliği,
-Hak, hukuk, adalet...
İçtimai ve sosyal yaşam düzenini koruyan, ayakta tutan ve idame ettiren temel unsurlar bozulmuş- yıpranmış- dejenere olmuş demektir.
Bahse konu başlıklarla dile getirdiğimiz sorunlar, dolaylı yoldan yerel yönetimler- belediyeleri ilgilendiriyor olsa da,
1.derecede doğrudan ve açıktan Merkezi İdare- yani Ankara'nın çözmesi gereken sorunlar olduğu muhakkaktır.
31 Mart 2024'te Yerel Seçimler gerçekleşecek,
60 milyonu bulan sayıyla Türkiye Seçmeni iradesini ortaya koyacaktır.
Umuyor ve diliyorum ki Türk Halkımız; 31 Mart tarihinde Sandıkta Beyan edeceği irade ile...
Ankara'nın sorumluluğu ve görev alanı olan Sosyal Devlet İlkesini göz önünde bulundurur,
22 yıldır Merkezi İdareyi,
30 yıldan beridir Yerel Yönetimleri elinde tutan AKP Zihniyetine...
"Devleti yönetmenin" Şirket Yönetmekle eşdeğer olmadığını,
Anayasasında "Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir" ibaresiyle tanımlı Türkiye Cumhuriyeti devletimizin biriken, ötelenen, görmezden gelinen sosyal problemini çözecek adresin,
Yerel Yönetimler değil,
Merkezi Yönetim olduğu gerçeğini hatırlatır, bildirir...
60 milyonu bulan Seçmen İradesiyle "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" ilke ve prensibi yeniden ve bir kez daha deklare edilmiş olur.