Ben merkezli düşündüğümün farkındayım, elbette...
Siz buna, ister bencillik deyin!
İsterseniz ego deyin!
İsteyen ego tavan yapmış deyin.
Nasıl nitelendirmek isterseniz öyle nitelendiriniz...
85 Milyon içinde bir birey olan ben diyorum ki; doğru, dürüst, ahlak üzere yaşam sürdürmeyi öncelikle ben ilk olarak kendimde denesem,
Sosyal yaşamın genel hükümleri, kanun- kural- nizam çerçevesinde hayat sürdürebilmeyi benden başlatsam,
Akıl, İman, İnanç, Ahlâk, Kültür çerçeveli yaşam modelini ben de denemiş olsam,
Yazılı olmasa da, tamamıyla insanî erdem ve insanî etik değerler, görgü kurallarına uygun hayat sürdürebilmeyi bilaistisna kendime prensip edinmiş olabilsem...
Acaba diyorum!
Attığım taş kurbağayı ürkütür mü?
Ayak seslerim duyulur mu?
Adımlarım genişler mi?
Suya atılan taş misali dalgalar birbirini kovalar, halka halka yayılır mı?
Kapımın önünü süpürmek suretiyle, mahallenin temizliğine katkım olabilir mi?
İki dağın ortasına bıraktığım bu çığlığım,
Eko etkisi yapar mı?
Aksi sadâ bulur da, yeniden bana dönebilir mi?
"Neye layık, neye müstehaksaksanız öyle yönetilirsiniz." sırrından hareketle.
Milyonların düşlediği bu cılız ses Ankara'da karşılık bulabilir mi?
Sorun ne kadar açıksa!
Sorum da o kadar açık...
Soruyorum ki; ben düzelirsem toplum da düzelebilir mi?
İnsan düzelirse Dünya da düzelir mi?