İHA, SİHA, silah, mühimmat, savunma sanayii... Yerli ve Milli Savaş Uçağı... Gemlik'te banttan inen TOGG...
Bütün bu söylenenler yeter ki doğru olsun! Çekemeyen, istemeyen, kıskanan varsa "kendi payıma gözüm kör olsun."
Karadeniz'de gaz, Ramman'da petrol, Akdeniz sularında sismik çalışma ve arama yapan gemilerimiz elbette olsun.
Adapazarı Tank palet, Çankırı Obüs kiralık veya satılık değil; mülkü, mülkiyeti, üretimi tamamıyla bizim olsun. Yeter ki hilafsız, yalansız, riyasız, algısız olsun. Gurur duymayanın, istemeyenin, çekemeyenin cevher-i asliyesinden şüphe duyarım.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin ithalat üssü, aracı ülke, pazar yeri değil; imalat merkezi, ihracat rekortmeni, istihdam ve üretim merkezi olmasından kim rahatsız olabilir ki?
İHA- SİHA elbette uçsun, uçurulsun. Gövdesiyle, motoruyla, kokpitiyle, yazılım ve uçuş programıyla, bütünüyle bizim olsun. Gökyüzünde süzülürken beton yığını şehirlerin hemen dışında kurulmuş fabrikaların dumanlarını delip geçsin. Sera çadırlarının, kuru, sulu tarım yapılan arazilerin üzerinden geçerken "Milletin efendisi Türk Köylüsünü" selamlayarak geçebilsin.
Alicenap milletimizin mutfağında yanan Karadeniz gazının dumanı bacalardan süzülsün.
Köylümüzün kullandığı Türk traktörünün egzozundan Ramman petrolünün kara dumanı yükselsin.
Tank- Palet fabrikasında imal edilen tank paletlerini Türk Askeri döndürsün.
Fırtına Obüslerimiz Türk Ordusunun envanterinde bulunsun.
F-16, F-22, F-35, J-20, SU 57 5. Boeing, AirBus modelleri değil, doğrudan ve yekpare TÜRK- KAAN uçaklarımızla Türk Yıldızları semalarımızı süslesin.
"Hey gidi Küheylan koşmana bak sen,
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın..."
İHA, SİHA, TOGG, Kaan, obüs, tank...
Karadeniz, Akdeniz, Ramman’da petrol, gaz...
Eskişehir - Kırka, Kütahya- Emet, Balıkesir- Bigadiç, Bursa-Kestelek'te BOR,
Kastamonu-Küre'de bakır,
Karabük'te demir çelik,
Erciyes, Ağrı, Ilgaz, Torosların altı altın- gümüş dolu olsun...
Kim temenni etmez ve istemez ise kahrolsun!
Ne var ki, ekonomik anlamda elimiz biraz da güçlü olsun. Üretsin, üretilsin...
Kösteklenmesin bu millet! Üretim, istihdam, hamle, girişim teşvik edilsin, sübvanse edilsin.
Tüketim çılgınlığını özendirmek yerine, üretiyor olabilmenin, alın teriyle kazanmanın şuuru yaşatılsın bu millete...
Kamu kurum ve kuruluşlarının kapısında, garajında Mercedes- BMW, Audi, Volkswagen, Chevrolet, Chery, Kia makam araçları değil; lastiği, direksiyonu, vitesi, torpidosu, koltuğu, ekranı, egzozu... A-dan Z'ye Yerli ve Milli Otomobil TOGG beklesin.
Makam araçlarının kapısında "resmi hizmete mahsustur" ibaresi yer bulsun.
Dokunmasın hiç kimse beytülmale!
Tüyü bitmedik yetimin hakkıyla hiç kimse A-8'e binemesin.
Emekli 10 milyonla, asgari ücretli 17.02. lirayla talim terbiye edilmesin!
Babanın görevi sadece koruyup kollamak, savunmak ve müdafaa etmek değildir, olamaz!
Beka, beka... Kapı arkasında odunla, korku ve endişe yaratarak... Ekmek yerine silahla dönemezsiniz evinize!
Çocuklarının karnını doyurmak, büyütmek, yetiştirmek, eğitmek, istikbal hazırlamakta Ebeveynlerin görevleri arasındadır.
Cumhur halktır,
Cumhur millettir.
Üçü bir arada devlet kurmuş bu millet biat etmez asla...
"Türkiye Milleti" şeklinde bir ibare, deyim, terim, tercüme, çeviri, anlam ve mana yoktur, olamaz da... Velev ki sürç-i lisan olsun.
Türk Milleti bu kavramı kabul etmez, intibak ve uyum göstermez!
Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahibi, maliki, halkı, vatandaşı asil ve necip Türk Milletidir.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
“Ne mutlu Türk’üm diyene.”